Bıcırık-100

3K 227 54
                                    

"Doğru olanı yapıyorsun Ada." Kemal hoca bana büyük bir anlayışla bakarak omzumun üzerine koyduğu eliyle omzumu sıvazlarken titreyen ellerimi sıkıca yumruk haline getirip dolu gözlerimi kapattım. Birbirleriyle buluşan kirpiklerimin arasından iki damla yaş yanağıma damladığındaysa başımı hızlıca aşağı yukarı salladım. Doğru olanı yapıyordum. Olması gereken buydu. Bu bebek çok ama çok yanlış bir zamanda gelmişti. Ben daha okuyordum. Staja başlayacaktım. Sonra intern olacaktım. Daha sonra mezun olup TUS'a girecek bir de uzmanlık için çalışacaktım. Bunca işimin arasında bir de böyle bir sorumlulukla başa çıkamazdım. İşte tam da bu yüzden en doğru olanını yapıyordum. Hem o daha bebek bile değildi. Sadece bir embriyodan ibaretti.

"Biliyorum hocam. Biliyorum ama yine de üzülüyorum sanırım." kapalı gözlerimi yavaşça aralayıp karşımdaki bana bir baba şefkatiyle yaklaşan adama bakarken Kemal hoca gözümden akan iki damla yaşı hızlıca silip omzumdaki eliyle tekrar yavaşça omzumu sıvazladı. "Çok doğal üzülmen. Keşke Efkan'a söyleseydin o burada olsaydı senin için daha kolay olurdu."

"Hayır. Efkan'ın bilmesini istemiyorum. İki kişinin üzülmesi yerine tek bir kişinin üzülmesi daha iyi. Hem çok üzülmedim ki ben iyiyim. Yapalım artık şu işi de bitsin." dudaklarım üzülmediğimi iddia ederken gözlerim dudaklarımın tam aksini söylercesine göz yaşı dökmeye başladı. Kemal hoca da giderek daha da kötü bir hale geldiğimi anlayıp beni onaylayarak önümden çekildi ve kürtaj masasını görmemi sağlayarak gözlerini yüzüme odakladı. Yüzümü buruşturduğumu gördüğündeyse burukça gülümseyip elini bana uzattı ve o kürtaj masasına yatmamı sağladı.

"ADA!" altı yıl öncesinde kalmış bir anının içine dalmışken aniden kulaklarımda yankılanan sesle birlikte hızla günümüze dönüp gözlerimi bana öfkeyle bağırmakta olan Efkan'a çevirdim. Gözlerimizin birleşmesiyle kulaklarıma ameliyathanede yankılanan ses dolduğundaysa korkuyla önümde ki annesinin karnından çıkarılmış bebeğe doğru döndüm. Bir şeyler ters gidiyordu ama ters giden şey bebekle alakalı değildi. Ters giden şey her neyse anneyle alakalıydı.

"ADA KES ŞU KORDONU!" Efkan bir kere daha öfke içinde bağırıp gözlerinden çıkan alevlerle birlikte bana bakarken söylediği şeyin ne anlama geldiğini algılayarak kafamı şiddetle iki yana salladım.

"Bebek gayet iyi durumda. Yeterince gelişmemiş kordonu kesersem ölecek!" Efkan'ın öfkesine ve annenin durumunu bilmeme rağmen kendi doğrumu diretmeye çalışırken Efkan hızlıca yanındaki asistana dönüp terini sildirtti. Ardından da tekrar bana dönerek gözlerinden çıkan ateşleri görmemi sağladı.

"Eğer kordonu kesmezsen anne de bebekte ölecek! Kes şu lanet olası kordunu en azından birini kurtaralım!" kendi isteğimle yapmamın mümkün olmayacağı bir şeyi Efkan benden ısrarla isterken başımı şiddetle iki yana sallayıp titreyen göz bebeklerimi Efkan'ın gözlerinden kaçırdım.

"Yapamam. Bir bebeği daha göz göre göre öldüremem." ellerim Efkan'ın bana dayattığı şey yüzünden titremeye başlarken Efkan yanındaki cerrahi asistanına elindeki neşteri vererek bir kaç büyük adımda yanıma gelip elimdeki neşteri almaya çalıştı. Neşteri almasını engellemek için avucumu sıktığımdaysa neşterin etime battığını hissederek hızlıca elimi hastanın üzerinden çektim.

"Bebek yaşayabilir diyorum sana anlamıyor musun?!" elimin acısını bile hissetmeden öfkeyle Efkan'a bağırırken Efkan elimdeki neşteri çekip alıp ameliyathanenin bir köşesine fırlattı. Ardından da asistanlardan birine kordonu kesme emrini vererek benim itiraz etmemi engellemek adına ameliyathane görevlilerinden birine beni ameliyathaneden çıkarmasını emretti. Saniyeler sonunda bir kişi tarafından kolum kavrandığındaysa asistan gözlerimin önünde bebeğin kordonunu keserek tüm bedenimin titremeye başlamasına neden oldu.

Başaramadım Fridevs.

Başaramadım değil Ada, bir bebeği daha öldürdüm diyecektin.

Bıcırık&Bacaksız (Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin