00.25

1.7K 100 26
                                    

00.25

NF/ INTRO

İncinmiş olurlar; bıçak keser, neşter deler, bir var oluş ardından bir yok oluş. Kanı en çok akanlar, ölüme yolları daha çok olanlardır.

🕸

Dudaklardan çıkan her bir söz iz bırakırdı zihinde, ruhta, göğüs kafesinin içinde atan o kızıl şarapta; bıçak gibi keserdi, kanardı ve aksi iddia edilene kadar durmazdı. Hiçbir ameliyat tedavi edemezdi kelimerlerle açılan yaraları ve hiçbir yara bandıyı tutmazdı can kırıkları.

O da bana tek kelimesiyle acı çektirebiliyordu ama bunun artık sadece var olan bir acı olmadığını anladım. Cinayetler, gerçeğin açığa çıkması içinmiş ve kurban bazen asil katilin ta kendi olabiliyormuş.

Üstüme dünkü kıyafetlerimi giyip odadan çıktım ve üst kata, mahzenin olduğu yere geldim. Bakışlarım önündeki kum torbasına defalarca vuran Arkan'ı hedef aldığında dün neler olduğunu az çok hatırlamaya başladım.

"Günaydın," deyip yanına doğru gittiğimde kum torbasına vurmayı bırakarak durdu ve derin nefesler eşliğinde, "Sana da," dedi.

Terlediği için saçları alnına düşmüş ve sırılsıklam olmuştu. Kazağını da kenara atmıştı, dövmeleri tam anlamıyla ortaya çıkmıştı. "Neden kum torbasına vuruyorsun? Normal bir spor mu bu yoksa sinirlendiğin bir şey mi var?"

Histerik bir şekilde gülüp vurmaya devam ederken konuştu. "Bakıyorum iyileşmişsin." Sağ yumruğunu sertçe vurdu. "Sadece spor."

"Anladım." Yumrukları arasından aniden geçtiğimde kum torbasıyla onun arasına girip sırtımı göğsüne yasladım hafif. "Ben de sadece spor yapmak istiyorum. Dünün stresini atmak için."

Yüzünü görmesem de kaşlarını çattığını hissettim. Elleri yanlarımda dururken bir anda iki elimi de alıp tuttu ve kendisiyle aynı şekilde kum torbasına vurmamı sağladı. Tenini sırtımda, ellerimde, tüm bedenimde hissederken, derin nefesini de açık saçlarımda hissediyordum.

Bir süre öylece vurduğumuzda ellerimi bıraktı. Arasından çıktığımda dizlerini yere koyup yarım bir şekilde oturarak bana baktı. "Altıma yatar mısın?"

"Ne?" Gerçekten Yaratgan. Ne?

Güldü. "Şınav çekmem gerek ve altımda biri olursa nerde duracağımı bilirim."

Ona ciddi misin? der gibi baktığımda dudak büzüp omuz silkti. Alayla güldüğümde, "Peki," deyip yere doğru sırt üstü uzandım. Canına minnet zaten, değil mi Arsil?

Uzandığımda yavaş bir şekilde üstüme geldi ve avuç içlerini iki yanıma koyup şınava başladı. Kalbim deli gibi atıyordu ve Arkan'ın kahveleri siyahlarımla buluşurken bu his daha da artıyordu.

O devam ederken, "Adamı buldunuz mu?" diye sordum.

"Evet." Üstüme eğildi. "Piçin tekiyle uğraşmak ne kadar zor olabilirdi ki."

"Peki bu akşam yapacağım bir şey var mı?"

Tekrar üstüme eğildi. Dudakların Arkan, intihar sebebi. "Hiç akıllanmıyorsun değil mi Vardem?"

"Bir adam yüzünden neden riske girdiğim bir işten vazgeçeyim." Üstüme eğildi. "Peki beni nasıl buldun?"

Çene kasları hafif gerildiğinde birkaç defa daha şınav çekti ve ardından çekmeyi bırakıp tam üstüme sabit şekilde edildiğinde dudaklarını araladı. "Koridorda baygındın."

"Evet," dedim. "Peşinden geliyordum sadece."

"Neden?"

"Çünkü..." Durdum. "Çünkü bana kızgın olduğunu düşündüm. Sinirlenip çıkmıştın."

Nefesi yüzüme çarptığında bir an boynundaki izmarit yanıklarına kaydı gözlerim ve ardından köprücük kemiğinin tam ortasında duran Rusça dövmeye. Bana cevap vermediğinde, "Köprücük kemiğinin ortasındaki dövme," dedim. Gözlerine baktım. "Rusça yazıyor. Anlamı ne?"

Dudaklarıma kaydı ilk bakışları, ardından gözlerime. Adem elmasının gerildiğini gördüm. Gözlerini kıstığında üstüme daha çok eğildi. Bu yangınlar çok soğuktu. "Kim esir değildir, kendi içinde?"

Herkes esirdir kendi içine.

Yutkundum. "Güzelmiş. Ama neden Rusça?"

"Annem Rus. Ben de 15 yaşıma kadar orda büyüdüm."

"Kaç yaşındasın peki?"

Güldü. "23."

"Benim de an-" dediğim an sustum. Benim de annem, ne? Annemden bahsetmeye bile yüzüm yoktu. Beni doğurmaktan bile çekinmiş bir kadından neden konuşaydım ki? Bileklerimde saklı her dikişime neden olup, o dikişlerin üzerine yara bandı dövmesi yaptırmama gebe olan kadını asla konuşamazdım.

Arkan durduğumu fark edip bir süre yüzüme çatık kaşlarlarla baktığında tam dudaklarını araladı ki içeri Alp'in girmesiyle sustu. Onu ani bir şekilde üzerimden attığımda geriye doğru sendeledi ve kafası koltuğa çarptığında, "Ah," dedi başının arkasını tutarak. Doğruldum.

Alp elindeki dövme makinesiyle ruhsuz bir şekilde bize bakıp, "Beni istemiştin," dedi ve bakışlarını Arkan'a çevirdi. "Dövmeni yapayım gel de."

Kafasını salladığında ayağa kalktı ve başının arkasını tutarak, "Akşama hazır ol," dedi ve odaya girmeden önce, "İş için yani," dedi.

Kaküllerimi gözümün önünden çekip histerik bir şekilde güldüm ve cebimden telefonumu çıkardım. WhatsApp'a girdiğimde dün Arkan tarafından yazılmış bildirimler olduğunu gördüm.

Arkan: Dikiş izlerini taşıman için az kaldı Örümcek.

Arkan: Sadece bir an.

Arkan: Bir gece ansızın.

Arkan: An bir sızınla.

Arkan: Seni bulacağım.

●Veanomous

●Veanomous

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
STITCHESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin