NAMÜTENAHİ

28. BÖLÜM KABUL GÖRÜLEN DİLEKLER

TARİH: 03/06/2021

SAAT: 23.23

Oy ve yorumlarınızı esirgemezseniz beni çok mutlu edersiniz. Sizlerin duygu ve düşünceleri benim için çok önemli. Gelişmemi sağlayacak olan sizlersiniz lütfen onları belirtin.

Medya: Nilsu'nun kıyafeti

(DÜZENLENDİ)

Beğenmeniz dileğiyle🍀

Fırından çıkardığım sıcacık böreği elimdeki ıslak bez sayesinde çıkararak tahtanın üzerine koydum. Sıcaklığı ve kokusu yüzüme vurduğunda derince soludum. Çok güzel yapmıştım ya. Değmişti iki saatlik uğraşmaya.

Bugün Alparslanın doğum günüydü. Kalbimin doğduğu gündü bugün. Evleneli üç ayımızı geride bırakmıştık. Dördüncü ayımızın başlarındaydık. O kadar güzel gidiyorduk ki. İkimizde birbirimize ılımlı yaklaşıyorduk. Bazı kişiler ilk üç aydan sonra göreceksin desede onları susturuyordum. Mutluluğumuza kimse engel olamayacaktı. Zil çaldığında önümdeki böreği dilimlemeyi bırakarak açtım. Yaptırdığım pasta gelmişti. Ücretini ödeyerek kapıyı kapattıktan sonra onu dolaba koyarak pirinç pilavını yapmaya başladım. Şehriyeli seviyordu onun günüydü bugün öyle yapacaktım. Çok uzun olmayan sürede bitirdiğimde saatin geçtiğini görmemle hızlıca salondaki masayı hazırladım. Birazdan gelirdi.

Odama geçerek üzerimdeki her şeyden kurtularak kısa bir duş aldım. Duştan çıktığımda siyah kısa bir elbise giydim. Normalde asla giyinmeyeceğim bir kıyafetti. Dışarıda kesinlikle giymezdim. Bana göre hem fazla kısa hemde fazla dekolteliydi ama bugün özel bir gündü ve evdeydik. Fazla makyaj yapmamıştım. Yüzümü kapatmış kalemle gözlerimi ince bir eyeliner çekmiş elmacıklarımı parlatmıştım. Her ne kadar yemek yerken ruj sürmeyi sevmesemde gül kurusu tonlarında nude bir renkle hafifçe boyamıştım. Zaten yemek yerken çıkacaktı. Evde ayakkabı giyilmesini sevmezdim ancak altlarını temizlemiştim giyeceğim ayakkabıların. Bu elbise ayakkabısız yarım olarak kalırdı. siyah daha yeni aldığım sivri topuk ayakkabıyı ayağıma geçirip son kez kendimi inceledim. (Medya)

Bekle Alparslan aklını almaya geliyorum.

Üzerime güzel kokan parfümlerimden birini sıkarak mutfağa geri döndüm. Banyoya girmeden önce açtığım cam sayesinde yemek kokusu dağılmıştı. Önceden kızarttığım fakat hâlâ sıcak olan tavukları bir servis tabağına boşaltıp börekleri de farklı bir servis tabağına koyarak salonda hazırladığım masaya koydum. Camdan baktığım sırada Alparslanın arabasını kitleyerek binaya girdiğini gördüğümde iki tabağa pilavları ve yanına yaptığım meze tarzı yiyeceğide koyarak masayı tamamen hazırlamış oldum. İçecek bardaklarımıza ikimizde sevdiği bir içeceği koyarak mumlarıda yaktığımda ışığı kapatıp daha loş ışık bırakan oda lambasını açtım. Mumlar sayesinde biraz daha aydınlık oluyordu.

Kapı zili çaldığında ellerimle kendime hava yaparak derin bir nefes alıp heyecanla kapıyı açtım. Alparslanın dalgın bakışları üzerime değdiğinde derhal açıldı. Buna güldüm. "Hoş geldin hayatım."

Ayakkabıları çıkarıp içeri girerek belimi kavrayarak elbisenin açıkta bıraktığı göğüs oluğuma minik bir öpücük bıraktı. "Çok hoş buldum meleğim." banyoya geçerek ellerini yıkadığında gülümsedim. Doğum gününü unuttuğumu sanmıştı sabah. O kadar eğlenmiştim ki. Alparslanın darılmış hali kesinlikle çocuğa benziyordu. Çok tatlı bir çocuk.

Banyodan çıkarak yanıma salona geldiğinde önce loş ışıkla aydınlanmış etrafa daha sonrada ışıltılı gözlerle masaya baktı. Bu adam kesinlikle yemek aşığıydı.