32

3.4K 158 62
                                    

aşk daha neler ister?

...

Sahilde oturmuş boş boş duruken, kafam Aybars'ın omzundaydı. O da kollarını belime sarmıştı. Bugün cumartesiydi ve hepimiz toplanıp oturuyorduk, sahilde.

Geçenki olayın üstünden günler geçmişti ve onlar beni mutlu etmek için çok uğraşmışlardı.

Can bana kaş göz yapınca Ecem, Can ve ben ayağa kalktık. Bizim ayağa kalkmamızlı üçünün de bakışları bize döndü.

Hakan kulağında kulaklık ile müzik dinliyordu. Can kulaklığı çekip "Ne dinliyorsun Hakan'ım?" diyince Hakan bıkkınlıkla cevap verdi.

"Yabancı müzik her zamanki gibi?" diye soru sorar gibi sorunca Can şu sıralar sosyal medyada popüler olan meşhur repliklerden birini söyledi.

"Yabancı müzik ne la?" diyip bize bakınca Ecem ile anında cevap verdik.

"Şey mi gardaşım?" Can ne ara aratıp şarkıyı buldu bilmiyorum ama bizim bunu dememizle şarkıyı açtı.

"Up to the ceiling down to the floor
Left to the window right to the door
Kiss me mommy kiss me daddy
I will sing my."

Biz şarkıyı söyleyip dans ederken üçü değişik değişik bize bakıyordu. Kalanını türkçe söyler gibi söylemiştik.

"Ey, bi, si, di, i, ef, ci..." biz böyle devam ederken, bir yandan da gülerek oynuyorduk.

(Şarkıyı daha önce eklemeyi unutmuşum, şimdi ekledim.)

"Can sabah ne içtin ya da ne yaptın?" diye soran Hakan'a hemen cevap verdi Can.

"Madem merak ediyorsunuz size anlatayım size rutinimi." dediğinde sesini değiştirip devam etti.

"Önce sabah uyanırım, sonra kocamı uyandırırım. Muharrem, Muharrem," derken son cümledeki ismi "Mağrrem" der gibi çıkarmıştı.

"Derim, kocam hemen uyanır. Sonra güzel bir kahvaltı sofrası hazırlarım ona, mutlaka portakal suyunu eksik etmem. Sonra çocuklarımızı okula bırakırım. Okullarıyla tek tek ilgilenirim, okul aile birliğindeyim. Mutluyum, kocamı seviyorum. Buzdolabım var, çamaşır makinem var. Var da var, var da var." o konuşurken kahkaha atıyordum.

Çünkü o kadar değişik ve komik bir anlatışı vardı ki, gülmemek elde değildi.

Ecem ve biz kendimizi gülmekten yerlere atacaktık tabir-i caizse. Diğer üçü bizim kadar gülmese de onlar da gülüyordu.

"Can sen Selena mı izliyorsun?" diye sorup gülen Aybars'a ben cevap verdim.

"Ne olacak ki? Ben pek televizyon izlemem ama denk gelirsem bu tür eski dizileri bin kez de olsa izlerim."

"Ay canım kankam nasıl da korur beni." diyip bana sanki boğarmış gibi sarılan Can'ı kendimden uzaklaştırmaya çalışmıştım ama sanki mengene gibi boğazıma sarılmıştı.

Halimden anlayan Aybars hızlıca yanımıza gelip beni ve Can'ı ayırdı.

"Can sen salak mısın? Kızı boğuyordun, mengene gibi yapışmışsın kıza." diyip kollarını belime sardı.

Can tripli bir şekilde kollarını bağladı ve Hakan'ın yanına geçti. "Aman sanki yedik biricik sevgilisini."

Can bu sefer de kollarını Hakan'a sarmıştı. Hakan onu ne kadar ittirmeye çalışsa da o, hiçbir şey yokmuş gibi kollarını Hakan'ın boynunda tutuyordu.

PERİ KIZI | TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin