35

2.9K 148 52
                                    

şarkıyı filmi izleyip dinleyince nasıl da yarrama benziyor insan

...

"Aybars bak emin miyiz? Çünkü ben hiç emin değilim. Çok utanırım bak ben, çekinirim de." diye binince kez ısrar ettiğimde Aybars da bininci kez oflamıştı.

"Güzelim, utandığını biliyorum ama annem ve babamla tanışacaksın altı üstü. Heyecanlanma, çekinmen çok normal ama annem sıcakkanlı bir kadındır. Hemen alışırsın sen de. Aynı şekilde babam da öyledir. Hadi şimdi zile basıyoruz."

"Tamam, basalım zile. Zaten yapacak buraya kadar gelmişiz." gülümseyip kafasını salladı ve zile bastı.

Zile bastıktan sonra açılan kapı ile Aybars'ın annesinin ve babasının gülümseyen suratları ile karşılaştık.

"Hoşgeldiniz çocuklar." diyip içeri geçmemiz için kenara çekilen annesi ile içeri geçtik. Salona girdiğimizde bir koltukta yan yana oturduk.

Ayağa kalkarak Aybars'ın annesine elimde ona aldığım çiçek buketini uzattım. Gülümseyerek çiçekleri aldı. "Hiç gerek yoktu kızım, teşekkür ederim, çok da güzeller." nazikçe gülümseyip koltuğa oturdum.

"Tekrar hoşgeldin Alisacığım. Nasılsın?"

"Hoşbuldum. İyiyim, teşekkür ederim. Siz nasılsınız?"

"Biz de iyiyiz. Seninle tanıştığımıza da çok mutlu olduk."

"Ben de çok sevindim, sizinle tanıştığıma." diyip nazikçe gülümsedim.

Aybars'ın babası konuşmaya başlayınca ona baktım. "Sizli konuşmana gerek yok kızım. Burak amca ve Berfin teyze demen yeterli kızım."gülümseyerek hafifçe başımı salladım.

"Ee Alisacığım, annen baban nasıllar?" Burak amcadan gelen soru ile yutkundum. Derin bir nefes aldım ve cevapladım.

"Annem gayet iyi ama şu sıralar biraz yoğun çalışıyor, nöbetleri sık oluyor bu aralar. Babam ile de görüşmüyoruz." dedim.

"Burak amcan yanlış bir şey söylediyse kusuruna bakma onun lütfen." diyerek kibarca konuşan Berfin teyzeye gülümsedim.

"Ne kusuru, önemli değil." Burak amca bana sanki çok yanlış bir şey söylemiş gibi mahçup bakıyordu.
Ona da sorun yok dercesine gülümsedim.

"Hadi gelin masaya geçelim, sen geleceksin diye çok güzel yemekler hazırladım Alisacığım umarım beğenirsin."

"Uğraşmanıza gerçekten gerek yoktu." gülümseyip hiç olur mu öyle şey der gibi baktı. Sanırım öyle bakmıştı, çünkü ben bu anlamı çıkarmıştım.

Yemek masasına en baştaki yere Burak amca, sol tarafına Berfin teyze, sağ tarafına Aybars ve onun yanına da ben geçmiştim.

Masada gerçekten çok fazla yemek vardı ve bunların hepsi sadece benimle tanışacakları için hazırlanmıştı. Gerçekten insanı gülümsetiyordu bu olay.

Yavaşça yemekleri yedikten sonra artık doyduğumu hissettiğimde çatalı tabağa bırakıp, peçete ile yavaşça ağzımı sildim.

"Ellerine sağlık Berfin teyze. Gerçekten çok lezzetlilerdi." diyerek gülümsedim.

"Ama çok az yedin kuzum. Tabağını biraz daha doldursana, onlarla nasıl doydun? Aybars, anneciğim Alisa'nın tabağına biraz şunlardan koysana. Kuş kadar yedi kız." Aybars tabağımı alıp dolduracakken elimle onu engelledim.

"Gerçekten doydum. Daha fazla yiyemeyeceğim. Ellerinize sağlık tekrardan. Çok güzeldi hepsi."

"Anne, Alisa hep böyle. Bazen ben zorla yediriyorum. Kuş gibisin diyorum, iyiyim ben böyle diyor." diyince yavaşça karnına dirseğimi geçirdim. Uyarıcı bir gülümseme ile ona baktım. O da bunu anlamış olacak ki bu ifademe sesli bir şekilde güldü.

PERİ KIZI | TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin