Selam, keyifli okumalar diliyorum.🖤
🎶- Kiss, Basiaga/ Benz
Şampiyonluk kutlaması
Pizzalar gelmiş ve maç başlayalı on beş dakika olmuştu. Erkekler hep birlikte oturmuş odakları maçtaydı. Sima ve İpek sıkıldıklarını söyleyip bahçeye çıkmışlardı, bizde Zeynep ile mutfağa geçmiştik. Zeynep ise bana telefonundan geçen yaz grupça gittikleri tatilden fotoğraflar gösteriyordu.
"Bu yaz sende gelsene, çok eğleniriz." Yaptığı teklife gülümsedim.
"Kesin bir şey söyleyemem, bakarız diyelim." Gözlerindeki parıltı sönmüştü ama gülümsemesi hala duruyordu.
"Peki, nasıl istersen." Derin bir iç çekti. "Aslında bu grupta kendimi oldukça yalnız hissediyorum, aralarına en son ben katıldım ve bana bunu hiç hissettirmediler ama böyle hissetmekten kendimi alamadım. Sima ile birbirimizden pek hoşlanmayız, ikimizde tamamen zıt karakterlerden oluşuyoruz. Çevresinin özellikle Alper'in ona nasıl katlandığını bazen düşünüyorum ama bir cevap bulamıyorum. İpek ise onunla da zıt karakterleriz ama iyi anlaşırız, kolay arkadaş edinen biri değilim, güvenmem zaman alır. Onu seviyorum ama hala güvenemiyorum. Ona bir şey anlatırken hep iki kere düşünürüm çünkü şüphe duyarım aramızda kalıp kalamayacağından emin olamam. Şu an sana bunları anlatıyorum çünkü içimden geliyor, sana baktığımda aynı şüpheyi duymadım mesela anlatabiliyorum değil mi?" Duraksadı. "Kafanı şişirmiyorum bu arada değil mi ?" Gülümsedim.
"Hayır tabii ki, seni anlıyorum. Hem istediğin zaman beni arayabilirsin. Mina adında bir arkadaşım var istersen hep birlikte bir şeyler yapabiliriz." Heyecanla konuştu.
"İnan bana o kadar çok isterim ki."
"Neyi bu kadar çok istersin?" İpeğin sesi araya girdi, arkasından gelen Sima ile boş sandalyelere oturdular.
"Birlikte tatile gitmekten bahsediyorduk." Haklı olarak söylemek istememişti.
"Ne ara birlikte tatile çıkacak kadar yakınlaştınız ki? Gören kırk yıllık arkadaş sanacak." Cevapladım.
"Bazen iki insanın birbiriyle iyi anlaşabilmesi için üç dakika içinde yaptığı sohbet bile yeterli oluyor." Sesim biraz yüksek çıkmıştı ama böyle sorgular gibi konuşması biraz sinirimi bozmuştu. İpek anında konuştu.
"Sakin ol sadece soru sordum." Nefes verdim.
"Sorunu cevapladım ben de, üstelik gayet sakinim."
"İyi, peki öyle olsun." Uzatmak istemediğim için bir şey söylemedim, pizzamı yemeğe devam ettim. O sırada geldiğinden beri sessiz kalan Sima konuştu.
"Umarım bu tatil hep birlikte gittiğimiz tatil değildir." Zeynep umursamazca cevap verdi.
"Yoo, gayet o tatilden bahsediyoruz." Öfkeyle konuştu.
"Bu ne rahatlık ya! Daha in mi yoksa cin mi olduğunu bilmiyoruz, birde beraber gittiğimiz tatile mi gelecek." Ağır ağır ağzımı sildim ve onun aksine sakince konuştum.
"Öncelikle benimle konuşurken sesinin tonunu ayarla, ikincisi in de değilim cin de, üçüncüsü gelip gelmeyeceğime karar verecek kişi sen değilsin, dördüncüsü rahatsız oluyorsan gidebilirsin." Keyifle arkama yaslandım. " Sonuncusu ben Sarden, Sarden Erezli. Dur hatırlamana yardımcı olayım. Geçen sene batmakta olan babanın şirketi Karadağ holdingi, babam Tarık Erezli hisselerin yarısından fazlasını satın alarak kurtardı, yani babam olmasaydı sen şu an karşımda oturup benimle bu şekilde konuşamazdın, çoktan bir daha white chocolate mocha içemeyeceğin için depresyona gitmiş olurdun." Sima dumur olmuş şekilde ayağa kalktı ve bir şey demeden mutfaktan çıktı. Gardenya'dan sonra Sima'yı araştırmış soyadının Karadağ olduğunu öğrenmiştim ve şirketin batmak üzere olduğu babam sayesinde ayakta kaldığını öğrenmek hiç zor olmamıştı. Tarık Bey ile hava atmak isteyeceğim son şeydi ama Sima bunu hak etmişti. İpek tereddütle ayağa kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şafak Vakti Esintisi
Beletrie"Sana aşığım." Dedi. Ona doğru döndüm. "Hem de sandığından çok uzun zamandır." Donup kaldım.