15.10.2003
"Var olduğun zaman boyunca sevgiyi bilirsen, hayat sana kucak açar. Eğer nefret ve kibri seçersen bil ki güzel oğlum, o zaman tanrı bütün lanetini üzerine gönderir. "
Annemin güzel sesi kulaklarıma geldiğinde resmine ve her zaman giydiği tişörtüne sarılıp sessizce ağlamaya devam ettim. Göz yaşlarım yanaklarımdan süzülüp yastığıma bir bir düşerken ses çıkarmamak için var gücümle kendimi sıktım.
Ben daha hiçbir şey yapmamıştım ki anne? Tanrı neden seni benden aldı. Ben kötü bir şey yapmamıştım ki. Ben sadece seni çok sevmiştim. Neden gittin anne?
Ağzımdan küçük bir hıçkırık kaçtığında ağzımı elimle kapattım. Elimi yavaşça ağzımdan çekerek onun eşyalarına daha sıkı sarıldım.
" Beni böyle bırakıp nereye gidiyorsun ? Sanki bir fırtınanın ardından bürülen sessizliğim. Ah sonunda kollarımın yakaları sahil oluverdi, gözlerimden akan yaşları sildiğim için. " Gözlerimi kapatıp annemin en sevdiği şarkıyı mırıldanmaya devam ettiğimde aniden açılan odamın kapısı ile kaskatı kesildim.
" Sen ağlıyor musun hala? Utanmadan ağlıyor musun? " Babamın sinirli çıkan sesi ile sessizce yutkundum. Yine aynısı olacaktı, yine beni hırpalayacaktı, ayıldığında da özür dileyecekti.
Kolumda hissettiğim şiddetli baskı yüzünden gözlerimi açarak artık tanıyamadığım babamın yüzüne baktım. Gözlerindeki nefret beni parçalara ayırırken kolumdaki elı ile hızla beni kaldırıp karşısına aldı.
" Onun ölümüne sebep olmuşken birde utanmadan ağlıyor musun sen? " İki kolumdan tutup beni sarsmaya başladığında hızlı hızlı başımı iki yana salladım. Benim suçum değildi. Benim suçum değildi.
" Senin aptal oyuncağını almaya gittiği için öldü. " Kolumdaki elini çekip elinin avcunu sertçe yanağımla buluşturduğunda dudaklarımdan dökülen acı dolu inlemeye engel olamadım. Tokadın şiddeti ile hızla yere düşerken hıçkırarak ağlamaya başladım.
" Ben böyle olsun istemedima. Yemin ediyorum istemedim. " Yalvaran gözlerle ona baktığımda sinirle tekrar elini kaldırdı. Korku ile gözlerimi yumarak beklemeye başladığımda bir süre sonra sertçe çarpan kapı yüzünden ellerimi yere koyarak ağlamama devam ettim.
Ben böyle olsun istemedim, yemin ederim böyle olsun istemedim. Orada saldırı olacağını bilseydim göndermezdim ki onu oraya , istemezdim o oyuncağı.
Tutamadığım hıçkırıklarım bir bir ağzımdan çıkarken başımı eğip gözlerimden kurtulup intihar eden yaşlarımın halıda kaybolmasını izledim.
" Anne lütfen geri dön. Beni yalnız bırakma lütfen. " Derin bir iç çekerek kısık sesimle mırıldandığımda gözümün önüne gelen görüntüler ile usulca gözlerimi yumdum.
Gözlerimin önüne gelen hayali görüntüde annemin çiçekli beyaz elbisesi ile çardağa oturup başımı dizlerine koyarak saçımı okşamasını izledim. Parmaklarının saçlarımda dolanmasını resmen ruhumda hissederken nefes almanın bile bana büyük bir yük olduğunu hissettim.
" Tanrım yalvarırım onu bana geri ver, annemi bana geri ver. Ben onsuz yapamıyorum. O olmadan yapamıyorum. "
Sessizce ağlamaya devam ederken yavaş yavaş bedenimi bir hissizlik kapladı. Bilincim beni terk ederken aklımdaki tek şey annemin güzel kokusuydu.
................................................
" Yoongi! Hadi uyan artık bak okula geç kalacaksın. "Yataktan adeta fırlayarak kalktığımda bir kaç saniye kendime gelmek için uğraştım. Gördüğüm rüyalar bir bir zihnimde canlanırken can havli ile yataktan fırlayarak odamın kapısını açtım. Hızlı adımlarım beni mutfağa annemin yanına yönlendirirken çoktan dolmaya başlamış gözlerimden yaşlar firar etti.