yirmi yedi

231 22 0
                                    

Elime aldığım kaykayımı ayak ucuma bırakıp iki yukarı katta ki cips paketine yetişmeye çalıştım. Ama çabam hiç bir işe yaramamış tekrar ayaklarımın üzerinde doğrulup sıkınca oflamıştım. Ne diye o kadar yükseğe koymuşlardı ki bunları? Abur cubur tüketmeyelim diye mi? Sinir kaykayım yükselirken buraya neden geldiğimi kendime tekrar tekrar hatırlatıyordum.

Bugün günlerden cumartesiydi ve benim gitar kursum vardı. Sabah erken kalkmış kurstan önce biraz vakit geçirmek kafamı dağıtmak için kendi çapımda plan hazırlamıştım. Markete gelmiş abur cubur toplamaya çalışıyordum. Şimdi de gözümün bir şekilde kaydığı paketi oradan almaya çalışıyor başaramıyordum.

Elim tekrar bacağımın yanına bıkmış bir ifadeyle inerken gözlerimin önünden bir el yukarı ki kata uzanmış ve cips paketini kolaylıkla almıştı. Gözlerim şaşkınlıkla açılırken elin sahibine bakmak gibi düşünceli bir haraket göstermiştim. Şaşkınlığım görüş açımda ki yüzle iki katına çıkarken bir hafta boyunca hasret kaldığım gözleriyle kısa bir bakışma yaşadım.

Tuna yüzünde büyük bir gülümsemeyle bana bakıyordu. Ben hala şaşkınlıkla ona bakarken elinde ki cips paketini evirip çevirdi iyice inceledikten sonra bana uzattı.

"Böyle sağlıksız şeyler tüketmemelisin sarışın."

İlk cümlesi bu olurken daha fazla rezil olmamak adına bakışlarımı cips paketine çevirdim. Hızla elinden kaparken yanaklarım kızarmıştı anın etkisiyle. Resmen rezil olmuştum ona koca markette.

"Sağol beni düşündüğün için ama önerini dikkate alamayacağım. Abur cubur yemeyi seviyorum ve sağlığımı düşünebilecek kadar aklım başımda gördüğün gibi." dedim kendimi göstererek. Baştan aşağı bedenimi süzdü kurnaz gözleri. O kısacık anda acaba üstüme düzgün birşey giymiş miydim diye düşünmedim değil. Acaba şuan nasıl görünüyordum?

Siyah eşofmanım siyah ince askılı bir crop ve ayağımda siyah Converse vardı, son olarak da belime kırmızı kareli bir gömlek bağlamış saçlarımı dağınık bir topuz yapmıştım. İyi görünüyordum sanırım yani bence öyleydi.

"Hmm peki akıllı kız bana birkaç dakikanı ayırabilir, kafanı ütülememe izin verebilir misin?" Gözlerimi hızla kısıp ne diyeceğini düşünmeye çalışırken kalbimin sesini duymaması için dua ediyordum. Yakalanma ihtimalim çok fazlaydı şuan arayı biraz açmalı etkisinden kurtulabilirdim.

Hem benimle ne konuşacaktı ki?

Cips paketini alışveriş sepetime koyarak yere kaykayımın yanına bıraktım ve ellerimi göğsümde bağladım. "Ne konuşacağına bağlı." dedim sonra.

Ellerine ceplerine soktu ve tek elini oradan çıkarıp ensesinde ki saçları kaşıdı. Bu haraketi dudaklarımın kıvrılmasına neden olmuştu çünkü çok tatlı görünüyordu hem de gereğinden fazla.

"Şimdi burada bahsetmesem, olur mu? Sen de itiraz etmeden birkaç dakika kalsan?" Galiba benimle konuşmaya çekiniyordu. Ne oluyordu ona böyle? Bir hafta boyunca onu görmemiştim şimdi ne değişmişti ki?

Güneş Sarısı | texting ✓✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin