♡
"Yeter, terden sırılsıklam oldum ve bu benim çıldırmam için çok önemli bir neden!"
Kendi kendime lanetler yağdırırken bu kez ağzımdan kaçırdığım isyan cümlem Tuna'nın yüksek sesli bir kahkaha atmasına neden olmuştu. Gülen gözleriyle elinde ki topu hafif eğilerek sahaya yuvarlarken bana cevap verdi.
"İstediğin gibi olsun, bu akşamlık yeterli."
Gözlerim irileşti. "Yine mi oynayacağız? Başka bir gün?" Kafasını evet anlamında sallayıp basketbol sahasının tellerine doğru adımlayıp kocaman örgü tellerin dibine oturdu. Direkt beton zemine bedeni temas ederken o bunun farkında bile değilmiş gibi elinde ki şu şişesini kafasına dikti. Uzun zamandır onu izlediğimi anımsayınca hızla kaçırdım bakışlarımı.
Üstümde ki gri eşofmanın belini yukarı çekerek düzelttim, üzerimde ki sporcu yarım atleti fazla terlemememe yardımcı olmuştu ama hassas bir vücudum olduğu için az da olsa terlemiştim. Tabi Tuna ter den ölüyorum diye biliyordu ama neyse.
Orasını karıştırmamak lazım.
Adımlarımı harakete geçirerek yan tarafına doğru kayıp bedenimi soğuk zemine bıraktım. Şimdi ikimiz de aynı pozisyon da sahayı izlerken o elinde ki çoğunu içtiği şişeyi elinde çevirip duruyordu. Fazla dalgın görünüyordu, halbuki buraya gelirken hiç öyle değildi. Bir anda yüzüne yansımış bu garip hali beni endişelendirmeye yetmişti.
"İyi misin?" diye sordum.
Bakışları bana uğrarken histerik bir şekilde güldü ve tekrar önüne döndü. "Değilim. Sen beni çok iyi tanıdığını iddia ederken senin hakkında hiçbir şey bilmemek galiba biraz koyuyor." diyince elimi koluna uzattım.
"Tek sorun bu mu?"
Kafasını usulca salladı, dudaklarını da büzünce gözüme daha bir tatlı gelmişti. "Evet, başka ne olabilir ki?"
Nefes almayı unuttuğum o dakika ciğerlerim kurudu. Merak insanı er ya da geç elbet birgün öldürürdü. Tuna, neden bu kadar saf kalplisin?
"Geçmiş...Geçmiş mesela."
Omuzunu umursamaz bir edayla silkip cevabını verdi. "Hayır, geçmiş de ne yaşandığı sikimde bile değil. Önemli olan şuan tekrar benim yanımda olman sarışın. Bu yetmez mi sence de sana?"
Hafifçe bir tebessüm ettim, dudaklarım pembeliğini belli etmek istercesine göz önüne çıkarken, "Yetmez Tuna, geçmişi asla umrumda olmayan bir şeymiş gibi yapmamam buna gücüm yetmez." Sözlerime tezat bir kelime ile eşlik ettim.
"Ama..."
"Ama ne?" diye sordu öfkeli ama sakin kalmaya çalışan sesi ile.
"Yetermiş gibi yapabilirim senin için."
Kelimelerim birer birer havada asılı kalırken Tuna elini hızla arkamdan geçirerek beni kendine yasladı. Kafam omzuna düşerken o da başını çok yavaş haraketlerle kendi başımın üzerine yasladı. Kolu bir mengene gibi belime sarılıp orada kendi bir saf tutarken hafifçe omzuna yanağımı sürttüm.
"Sarışın yapma böyle."
Gözlerimi biraz yukarı kaldırırken, "Neyi yapmayayım."
Derin bir nefes çekti. "Beni kendinden fazla düşünmeyi kes. İnan ki hiçbir insan asla masum değildir, buna ben de dahil." Söyledikleri kaslarımın çatılmasına neden olurken neden böyle bir cümle kurduğunu merak ediyordum. Amacı neydi? Neyi ima ediyordu, neyi anlamamı istiyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Sarısı | texting ✓✓
ChickLit"Ama bundan sonra karşılaşacağımıza emin gibisin sanki." Kaşlarını kaldırıp indirdi. "Hissediyorum diyelim." dedikten sonra parmağını yavaşça bana doğru uzattı. Ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışır gibi ona bakarken hafifçe burnumun üzerine vuru...