kırk dokuz

24 3 0
                                    

Geceye inat parıl parıl parlayan yıldızlar gözlerime büyük bir görsel şölen sunuyordu. Her bir tanesinin ışığı çok az olmasına rağmen onlarca, binlerce milyarlarca yıldız tıpkı tek bir amaç için toplanmış gibi kendilerini belli ediyorlardı. Çok güzellerdi, avuçlarıma alsam buhar olup gidecek kadar narindiler.

Göz kapaklarım yavaş yavaş açılıp kapanırken yere kadar uzanan cam pencerenin önünde dikilmiş dakikalardır onları izlediğimi daha yeni fark ediyordum. Göz alıcı, parlak ve benzersizdiler.

"Film izler miyiz?"

Tuna istekli bir tınıyle eline aldığı hışırdayan birşeylere uğraşırken onu duymamış gibi yapmak kötü olabilirdi. Hissizleşmiştim sanki bir anda...

Bazı geceler odamın penceresini açar saatlerce izlerdim kararan gökyüzünü. Hiç sıkılmadan beklerdim o pencerenin başında. Bunu daha çok duygu dolu düşüncelerim açığa çıkarken yapmayı severdim.

Bugün de o günlerden biriydi.

Aşkını dile dökmemişti ama öyle hissettiğini bana yaptıklarıyla göstermeye çalışmıştı. Ben aptal değildim, öyle olmayan herkes anlardı bunu. Duygularıma bir karşılık aldığımı bilmek beni sebepsizce mutlu ediyor bir o kadar geriyordu. Bu kadar kısa bir zamanda olanlar kafamı karıştırıyordu. Bir neden arıyordum, belki de şüphe duyuyordum.

Ama bunların hiçbiri Tuna ile şuan ki durumumuz için öne geçmezdi aklımda.

Ailem. Annem ile babam.

Onları özlemiştim hem de sadece birkaç günde. Babama ne kadar kızgın bir hayli öfkeli olsam bile saçlarımın okşamasına ihtiyacım vardı. Onlarla Tuna hakkında konuşmazdım çünkü zaten üç yıl önce ki birlikteliğimiz de bile bizi onaylamamıştılar. Sadece benim mutluluğumu bozmamak için susmuş ses çıkarmamaya dikkat etmişlerdi.

Babam anneme aşıktı. İki günlük oda hapsimin sonlarına doğru salonda olan sessiz konuşmalarını duymuştum. Olayın aslı çok başkaydı, ben annem ile evli olduğu zamanlarda bu olayın olduğunu sansam da gerçek değildi düşündüklerim. Daha yeni flört dönmelerinde duygularından emin olmaya çalışırken tamamen bir kaza eseri olduğunu söylemişti babam. Bunu o da istememiş ama bir şekilde olduğunu söylemişti.

Sevgili değillerdi, ortada aldatılmaya giren herhangi bir durum yoktu ancak duygularıyla oynamıştı annemin. Arada hissel bir temas vardı. Bunu hiçe sayıp başka bir kadının araya girmesini sağlaması tabi ki babamın suçuydu. Annem de en az babamı affederek onun kadar suçlu çıkıyordu.

Özlem boğazıma kadar doluyken Tuna'nın koluma dokunan parmaklarını hissettim. Bakışlarım ona dönerken daldığımı bile daha yeni fark ediyordum. Hızla gülümsemeye çalışırken neden dalgın olduğumu sorgular gibi çatık kaslarının altından kısık gözlerle bana bakıyordu.

"Neyin var? Birşey soruyorum, duymuyorsun bile. Kafana takılan birşey mi var?"

Çok şey vardı.

Güneş Sarısı | texting ✓✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin