Semih inelim deyince bizde durağa gelince indik. Biraz yürüyünce çok güzel bir parka olduğunu gördük. Kızlar önden koşarak gitmeye başladılar. Deniz e koşmamasını söylesemde koşmaya devam etti. Bir anda durdu koşarak yanına gittim çoktan yere çökmüştü. Elini kalbine götürmüş kesik kesik nefes alıyordu. Semih hemen ambulansı arardı. Bende denize ilacını verdim. Bu nasıl olabilir. Deniz ağlamaya başladı bende ona sarıldım. Biraz sonra ambulans gelince. Denizi sedye ye koydular bende denizin elini tutup. Onunla birlikte ambulansa binecektim ama. Ambulans görevlileri hastalığını ve neler olduğunu sordular bilmiyorum deyince semih gelip ben biliyorum sizinle gelim deyip beni itti ve Onlarla gitti. Denizi böyle görmek kötü olmuştu. Hastaneye gelince. Semihi yerde ağlarken bulduk niye bu kadar ağlıyordu ki ben bile sakinim yani
Zeynep den:
Hastaneye gelirken tüm yol boyunca ağladım ve semihi görünce yanına koşarak gittim.
- deniz nerde semih onu yine içeriye mi götürdüler yine onu bizden ayırdılar mı?
Derken tekrar ağlamaya başladım semih bana sarılıp o iyi olucak Zeynep onu bize sağlıklı vericekler o iyileşecek bu sefer daha çabuk iyileşecek hemde.
Semih beni koltuklardan birine oturtup. Dışarıya çıktı ama o bizden daha kötü durumda. Deniz ne olur bu kalbi güzel adamı üzme lütfen bizi bırakma.
Pınar dan:
Semih beni ağlayarak arayıpda denizi hastaneye götürdüklerini söyleyince. Hemen özkanı arayıp hastaneye gittim. Hepsi bir köşede oturup ağlıyordu. Semihin yanına gidip . Oğlum bir haber varmı diye sordum. Kafasını hayır şeklinde sallayıp bana sarıldı ve ağlaması şiddetlendi. Ona sarılıp beklemeye başladım. Birazdan özkan geldi çok kötü olmuştu. Doktor yanımıza gelip. Denizin durumunun kötü olduğunu kalp hastalığının tedavisine yeniden başlayacağını söyledi. Bir kaç gün hastanede kalacağını söyledi. Hepimiz daha kötü olmuştuk artık kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. Bir tanecik kızım o üzülmesin diye. Herşeye tamam destekte kalbi yine hastalanmıştı. Onu odaya alınca uyanınca onu görebileceğimizi söyleyen hemşire yanımızdan ayrıldı. Etrafa bakınca çocukların olmadığını fark ettim. Semih bana doğru geliyordu. Hemen yanına gidip. Zeynebi sordum çünkü deniz ne zaman hastalansa kardeşi gibi gördüğü ve babasıda bu hastalıktan öldüğü için korkar. Zeynep nerde oğlum deyince fenalaşıp bayıldığını söyledi. Nerde diye sordum. Özkan burada zaten deyip diğer kızım gibi olan zeynebin yanına gittim. Uyuyordu ama gözünden yaşlar akmaya devam ediyordu.
-Gidip saçlarını okşadım kızım uyan hadi deyince.
-Gözlerini açtı teyze o bırakmasın bizi ben onsuz yapamam olmaz yani yaşayamam.
-Ona sarıldım kızım tekrar tedavi olucak tekrar iyileşicek. Biraz dinlen deniz uyanınca onu ilk sen gör düzel yoksa deniz daha çok üzülür hadi. Onur sen yanında kalırmısın?
- Siz merak etmeyin ben onun yanında kalırım. Deyince içim rahatladı denizin yanına gittim.
Can'dan : Ona bir camın arkasından bakmak çok korkunç muş onu öyle görmeye her seferinde nasıl dayanıyorlardı gerçekten üzücü. Pınar teyze yanıma gelip sırtımı okşadı.
- Hadi elini yüzünü yıka gel rengin atmış.
-Tamam deyip gittim.
Zeynep ile onur gelince onlara baktım. Zeynep bana doğru gelince. Koluna girdim onura oturmasını söyledim.
- Can iyiki buradasın deniz seni görünce o kadar mutlu oluyor ki hemen iyileşicek.
Ona bakıp güldüm.
Deniz uyanıyordu. Gözlerini açtı. Zeynep uyandı diye bağırmaya başladı. Doktor gelip. Muayene edince içeri girebileceğimizi . Onu stresten uzak tutmamız gerektiğini söyleyip gitti. Bizde ilk zeynebi içeriye gönderdik. İçeri girer girmez denizi öpmeye ve bir şeyler anlatmaya başladı. Denizde gülümseyip bana doğru baktı. Zeynep gidince semih ben giricem deyince içeriye girip. Hemen denizin elini tuttu o da bir şeyler söyleyip çıktı. Annesi ve babasıda girdi. Sonrada biz eve gidip denizin eşyalarını getirelim dediler. Diğerleride bahçeye çıktılar. Ben denizin yanına girdim. Hemen gidip sarıldım. Sonrada yanına oturup elini tuttum.
Eveet sonunda onuncu bölüm geldi bende istemesemde bazı mantıksızlıkları gidermek için Birtane mi hasta ettim. Ama deniz nolur beni affet seni seviyorum.
