On Altıncı Bölüm(Düzenlendi)

9 2 9
                                    

Zeynep ile onur el ele odaya girince. Ben şok bu kadar çabuk sevgilimi oldular. Aaaaa çıldırıcam. Can bir anda bağırmaya başladı.

- Onur Noluyor Niye Zeynepin Elini Tutuyorsun!

-Can sanane rahat bırak.

-Sussana bir ya

Bu seferde Zeynep bağırmaya başladı
-Can Bi Siktir git ya sanane!

-Bananemi?

-Evet sanane!

Semih Noluyor burada? Diyerek odaya girdi. Nasıl göründüğümü bilmiyordum ama semih gözlerindeki korkuyla karışık endişenin verdiği merakla bana bakıyordu.

"Deniz" diye bağırınca herkesin gözleri bana dönmüştü. Ve Zeynep ile onur endişe ile hızla yanıma geldiler o an farkettim kalbimin ne kadar acıdığını .

Semihten ; can kapıyı çarpıpçıkınca bende sinirle peşinden çıktım.

- Ne hakla üzüyorsun lan!

-Sevgilim deyil mi istersem üzerim seni ne ilgilendirir.

- Üzemessin benim aşık olduğum kızı!

NEEEEE!

Zeynebin sesini duymamla şokla arkama döndüm.

Kolundan tutup yangın merdivenlerine götürdüm. Korkuyla yüzüne bakmaya başladım.

Zeynep kahkahalarla şipim tuttu. Diye bağırmaya başladı. Şaşırmış ve rahatlamış bir şekilde. Merdivenlere çöktüm.

- Ne yani karşı değil misin?
Derin bir nefes alıp yanıma oturdu

"Bak ben başından beri canı sevmemiştim. Senle daha çok yakıştırıyordum denizi. Üstelik gözlerin çok belli ediyordu her şeyi."

"Ne yani sen biliyor muydun?"

Kafasını salladı gülümseyerek.

"Deniz üzülmesin diye cana iyi davranmıştım sadece." dedi.

"Hadi kalk kalk. Denizimizin bize ihtiyacı var." dedi. Kalkmam için elini uzattı. Kalktık.

Odaya girdiğimizde

Zeynep ile odaya girdiğimizde . Denizin baygın olduğunu gördüm ve telaşla onura ne olduğunu sordum. Oda sadece sakinleştirici verdikleri için uyuduğunu söyledi. Boş olan koltuğa oturdum ve denizi izlemeye başladım. Deniz yavaşça gözlerini açınca hemen yanına koştum. Ve ona nasıl olduğunu sordum ve bu arada Zeynep doktoru çağırmak için koşarak odadan çıktı ve bir anda zenebin bağırış ve küfür sesleriyle kapıya yöneldik. Dışarıya çıkınca zeynebin cana yumruk attığını gördük. Canda zeynebin kolundan tutup yere yitti. Bunu görünce canın üzerine atlayıp. Yumruk atmaya başladım. Bir anda çekilmemle şok olmuşken bu seferde onur canı yumruklarıyla boğuyordu. Ve birden Zeynep daha çok vur daha sert vur diye bağırmaya başladı. Güvenlikler gelince onuru candan ayırdılar. Sedyeyle gelen hemşireler canı kaldırdılar. Bizde onuru alıp denizin yanına girdik. Zeynep aceleyle pansuman aletlerini alıp, pansuman yapmaya başladı.

-Onur çok acımıyor demi. Ay yandımı. Dur üflim dedi.

- Acımıyo Zeynep sakin ol koçum.

- Koçum mu ?

Onlar tatlı tatlı tartışırken bende denizin yanına oturdum. Elini tuttum.

Denizden; Semih yanıma gelince elimi tuttu ve gözlerime bakmaya başladı.  Niye böyle anlamlı anlamlı bakıyor. Bu çocukta bir gariplik var gibi gözlerinde kırgınlığı benzer bir bakış var. Ben semihin gözlerindeki kırgınlığı anlamaya çalışırken. Birden hemşire yanıma gelip arkadaşınız acil bölümünde sizi istiyor isterseniz bir gelip konuşun. Dedi ve bende canın yanına gitmek için korkuyla kalktım. O kadar mı kötüydü yani. Ben kalkınca bir an semih elimi çekip son kez git ama lütfen bana gel dedi. Ne demek istemişti şimdi bu? Neyse gelince konuşurum onla deyip. Hızla canın yanına gitmeye başladım acil katına gelince canın yanına gittim. Elini uzattı tutunca beni yanına çekti sonrada birlikte alıp ikimizinde 2 senedir  taktığı kolyeyi çıkarıp elime koydu. Yeter deniz ayrılalım bıktım sendende senin hastalığındanda bir daha görüşmeyelim. Eşyalarımı da güvenliğe bırakın ben alırım. Bir daha hiç karşılaşmak istemiyorum. Deyince sinirle yüzüne bir tokat attım ve sanırım dudağı patladı. Ama bundan sonra umrumda değil. Arkamı dönüp yangın merdivenlerinde gitmeye başladım. Çünkü şuan tek kalmak istiyordum. Zorla tuttuğum gözyaşlarım akmaya başladı. Yangın merdivenlerinde girip kapının dibine çöküp ağlamaya başladım. Deniz diye bir ses gelince Noluyor diye kafamı kaldırdığında. Gözleri ıslak semihle karşılaştım. Kollarını açınca gidip sarıldım ve kendimi bıraktım ama düşmedim çünkü o kadar sıkı satılıyordu ki ben ağlarken daha çok ağladığını hissedebiliyordum ve daha sıkı sarıldım. Bir süre ağlayıpta sakinleştiğimi fark edince beni kendinden uzaklaştırıp. Gözyaşlarımı sildi ve bende onun gözyaşlarını sildim. Gözleri kızarmıştı. Hep böyleydi ağlayınca gözleri kızarırdı. Beni omuzlarından tutup merdivenlere oturttu kendisinde yanıma oturup sarıldı. Kedime gelince hadi artık gidelim dedim ve ayağa kalkıp. Odaya gittik. Zeynep ve onur ayakta telaşlı telaşlı bize bakıyorlardı.

Semihten;

Deniz- Ne oldu?
Zeynep - Neredesiniz saatlerdir sizi bekliyoruz. İkinizde ayrı ayrı çıktınız ve telefonlarınız burada. Çok merak ettik.
Doktor çıkabilirsiniz dedi. Birde
Deniz - Tamam işte toplanıp çıkalım.
Onur - İyi hissetmiyorsan bir gün daha kal.
Deniz - Burada daha fazla kalmak istemiyorum.

-Tamam hadi toplayalım herşeyi gidelim.

Zeynep le onur eşyaları toplarken denizde üzerini değiştirmek için banyoya girdi. O üzerini değiştirip gelirken bizde tüm eşyaları toplamıştık. Pınar teyze gelince toplanıp. Çıktık deniz yalnız kalmak istediğini ve gitmemizi söyleyince biz evlerimize gittik oda pınar teyzeyle eve geçtiler. Aklım ondaydı çünkü şuan bundan nefrette etsemde o şuan acı çekiyordu.

Denizden;

Annemle eve gelince annem zorla duşa soktu ve mecburen duş aldım. Duştan çıkıp kıyafetlerimi giydim. Daha sonrada canın eşyalarını toplamaya başladım. Toplarken burnuma gelen kokusuyla göz yaşlarıma engel olamadım ve ağlamaya başladım. Ağlama seslerine gelen annem gelip bana sarıldı. Geçti kızım bak ben yanındayım hep. Sanırım diğerleri her şeyi anlatmıştı. Anneme sarılarak biraz ağladım. Sonrada kapı çalmaya başladı annemde kapıyı açmaya gitti. Bende bir kaç parça eşyayı daha içine koyunca valizi kapatıp. Kapıya sürüklemeye başladım. Kapının yanına gelince annemin komşulardan biriyle konuştuğunu gördüm umursamayıp çantayı aşşağıya indirdim ve güvenliğe ilerledim.
Güvenliğin canla konuştuğunu görünce. Yanlarına ilerleyip çantayı önüne fırlattım. Boynumda ki kolyeyi de çekip koparttım ve yere attım. Sonrada arkamı dönüp eve gittim. Eve gelince odama girip. Kapıyı kilitledim. Yere çöküp ağlamaya tekrar başladım. Ben bunu haketmemiştim. Ben ne yapabilirdim ki kalbim hastaysa ben mi hasta ettim. Oysa ben onu sevmiştim. Ama o beni sevmemiş. Kapının önünde bir hareketlilik hissedince dinlemeye başladım. Annem konuşuyordu.

- Özkan lütfen sakin ol o çocuk kızımızı yeteri kadar üzmüş zaten kızıpta üstüne gitme. Daha sonra kızarsın. Olurmu?

- Pınar zaten sadece konuşucam dövmeyceğim. Ben kızıma kıyamam ki sen içeriye geç ben kızımla tek kalmak istiyorum.

-Tamam bir şey olursa çağırın ama.

- Tamam hadi git sen.

Babam kapını diğer tarafına çömelip.

-kızım denizim ağlama artık olurmu. Eğer ağlayacaksanda tek kalma aç kapıyı birlikte ağlayalım olurmu. Birtanem canım kızım hadi aç kapıyı.

Babama dayanamayıp kapıyı açtım ve babamda içeriye girdi. İkimizde odanın ortasındaki halıya oturup sarıldık. Ve daha çok ağlamaya başladım. Duygusallaşmıştım sanırım. Babam beni uzaklaştırıp göz yaşlarımı sildi ve konuşmaya başladı.

-Denizim sen çok güçlüsün ne kadar sert düşersen o kadar güçlü kalkarsın sen ben biliyorum. Kendini üzme seni haketseydi bırakmazdı zaten. Deyince dayanamayıp sıkıca sarıldım. Ve gözyaşlarımı silip.

-Ben iyiyim baba senin kızın iyi biraz kırıldı sadece ama iyileşirim geçer.

-İşte benim kızım kalk hadi şimdi yemek yiyelim hastaneden yeni çıktın. Tekrar gitme ben seni özlüyorum. Babamla mutfağa gittik ve birlikte yemek yedik. Sonrada sofrayı toplamaya başlıyorduk ki. Babam senin telefonun çalıyor git bak ben toplarım dedi. Bende hızlıca odama gidip telefonumu açtım. Arayan Zeynep ti açtım.
- Efendim Zeynep
-Napıyorsun diye aradım.
- Hiç babamla yemek yedik sen aradın.
-İyi yedin mi? Bari
- evet
-Tamam o zaman uyuda dinlen biraz yoruldun. Gece ilaçla uyudun azıcık.
- Tamam görüşürüz.

Telefonu kapatınca yatağıma girdim ama uyuyamadım döndüm durdum düşünceler beni bırakmıyordu. Bende kalkıp zeynebi aradım. Hemen açtı.

-Zeynep  napıyorsun
- oturuyorum sen
- ben uyuyamadım çıkıp bir parkta çimenlerde otursak olurmu?
- olur olur ben çıkıyorum size gelim öyle geçeriz.
- Tamam deyip telefonu kapattım.

Eşofman ve tişort giyip Salona annelerin yanına gittim. Zeynep le dışarıya çıkacağım söyledim odanlarda tamam dedi.

Bu bölüm çok uzun oldu ama. Emekleri için zeynebe teşekkür ederim. Ve bu bölümü ona hediye ediyorum.

Mavi DenizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin