0.7

579 25 14
                                    

Dolabımın karşısında ne giyeceğime karar vermeye çalışırken bir yandan da Damiano'nun mesajlarına cevap vermeye çalışıyordum.

Damiano: kravat takmalı mıyım?

Coraline: hayır Damiano. İş görüşmesine gitmiyorsun. Annemle tanışacaksın sadece.

Damiano: gerginim.

Coraline: gergin olmana gerek yok. Rahat ol. Eminim iyi anlaşacaksınız.

Damiano: tamam. Sen öyle diyorsan.

Siyah, dizlerimin biraz üzerinde biten, üzerindeki çiçek detaylarıyla tam yazlık gibi görünen elbisemi elime aldım ve bunu giymeye karar verdim.

Aynanın karşısında saçlarımı düzeltirken zil çaldı. Koşarak aşağıya indim. Annem olmalıydı. Damiano ile sözleştiğimiz saate daha yarım saat vardı. Ancak kapıyı açtığımda karşımda annemi değil, stresli bir Damiano buldum.

'Gel. Annem daha gelmedi. İşi biraz geç bitecekmiş.' Elini tuttum ve onu arkamdan sürüklemeye başladım. Kafasını sallayıp beni takip etti. Odama geldiğimizde endişesinin biraz gittiğini fark ettim. Artık yüzünde gülümsemeyle bakıyordu etrafına. Gözlerinde her zaman sürdüğü göz kalemini göremeyince kaşlarım çatıldı. Kalemi kullanmayı ne kadar sevdiğini biliyordum. Makyaj masama ilerleyip çantamın içinden göz kalemimi çıkarttım.

'Odan güzelmiş.'

'Teşekkür ederim.' Kalemi ona uzatıp almasını bekledim. Tereddütle bir bana bir kaleme bakarken elinden tutup onu aynamın önüne getirdim. Elimdeki kalemi almadan önce konuştu.

'Annenin bundan hoşlanacağına emin misin?'

'Onun gözüne girmek istiyorsan kendin olmalısın.' Dedim kendimden emin bir şekilde. Peki diyerek aynanın karşısına geçip kalemi gözüne yaklaştırdı. İşi bittiğinde kalçasını masaya yaslayarak bana döndü.

Duvarımda annemin tasarımlarından biri için model olduğum fotoğrafın asılı olduğu duvarı işaret ederken konuştu.

'Model olduğundan bahsetmemiştin.'

'Model değilim. Sadece bazen annemin tasarladığı kıyafetler için yapıyorum. Pek severek yaptığım bir şey değil ama hayır diyerek annemi kırmak istemiyorum.' Gülümsemesi genişlerken dudaklarını saçlarıma bastırdı. Geri çekilip sırıtırken konuştu.

'Sanırım sana aşık oluyorum.' Ne?! Ne demişti?? Gözlerim şaşkınlıkla açılırken kafamı kaldırıp ona baktım.

'Korkma. Sevgim seni yemez.' Güldü. Kapı tıklatılıp içeri Marta geldiğinde ona döndük.

'Hanımefendi geldiler.'

'Geliyoruz.'

Önce ben yataktan kalkıp elimi Damiano'ya uzattım. Elimi tuttuğuna onu çekerek kaldırdım yataktan. Elini bırakmadan odadan çıkıp merdivenlerden indik. Annem bizi yemek masasına bekliyordu. Bizim geldiğimizi gördüğünde ayağa kalkarak bizi karşıladı.

'Hoşgeldiniz. Kusura bakmayın lütfen beklettim sizi. Bititrmem gereken bir çizim vardı.' Damiano önemi yok dercesine kafasını salladı.

'Damiano'ydu değil mi?' Damiano bu sefer olumlu anlamda salladı kafasını. 'Oturun lütfen, ayakta kaldın Damiano.'

Annem masanın başına oturmuştu. Damiano ve ben de annemin iki çaprazına, karşı karşıya oturmuştuk. Marta yemeklerimizi getirdiğinde annem annem Damiano'yu soru yağmuruna tutuyordu.

'Kaç yaşındasın Damiano?'

'18 efendim.'

'Cora da 18 olmak üzere.' Damiano gülümseyerek bana baktı. O benim ben de onun doğum gününü bilmiyordum. En yakın zamanda öğrenmeyi kendime not ettim.

CORALINEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin