1.7

499 27 5
                                    

Sabah odamın kapısının tıklatılması ile uyandım. Ne durumda olduğumuzu hatırladığım an fırladım yataktan.

'Hanımefendi uyandınız mı? Anneniz uyandırmamı istedi. Okul var.'

'Uyandım Marta, bana biraz izin ver lütfen.' Yanımdaki Damiano'ya baktım. Üstünde bir şey yoktu. Gece bunalıp çıkarmış olmalıydı. Gözlerini zar zor açmaya çalışıyordu. Pek başarılı sayılmazdı. Dudaklarına bir öpücük bıraktım. Ama Damiano beni bırakmadı. Belimden tutup kendine çekti beni. Hafifçe doğruldu ve beni kucağına yerleştirdi. Altımdaki sertlikle gözlerimi pörtlettim.

'Sabah ereksyonu' dedi omuz silkerek. Tekrar dudaklarım yöneldi. Bunu şu an yapmamız doğru değildi ama ikimiz de kendimizi durduramıyorduk. Veya durdurmuyorduk. Dudaklarını dudaklarımdan çekip boynuma indirdi. Kendini bana bastırdığında ağzımdan bir inleme kaçtı. Ona sürtünmeye başladım. Onun da inlemeleri çağalırken ağzını elimle kapadım.

'Sessiz ol' dedim kapıyı işaret ederek. Başını tamam anlamında salladığında kendimi iyice bastırdım ona. Elleri tişörtüme gittiğinde kolayca çıkardı. Ben üstüm çıplak bir şekilde kaldığımda göğüslerime eğildi. Biriyle eliyle oynuyorken diğerini ise diliyle yalayıp emiyordu. Ben ıslandığımı hissederken pijamamın altını çıkardım. O da tahmin ettiğim gibi ona biraz dar gelen şortu çıkarmakla kalmayıp çamaşırını da çıkarıp attı. Aynını yaptığımda sırıtarak üstüme eğildi. Beni kendiyle yatak arasına aldığında dudakları boynumdan aşağıya keşfe çıkmıştı. Yavaş yavaş göğüslerime, ordan da karnıma gelirken sıradaki durağı karnımdaki kelebekleri harelete geçirmiş, kalbimin atışını ikiye katlamıştı. Dudaklarını oramda hissettiğimde inlemelerimi kendime saklamak için büyük bir savaş veriyordum. Diliyle beni bir süre orada oyaladıktan sonra kafasını kaldırıp yüzümle aynı hizaye geldi. Aletinin başını hissettiğimde onu kendime çektim. Sonunda içime girdiğinde git-gellere başladı. İçimdeki doluluk hissi beni aklımdan etmeye yeterliyken Damiano'nun inlemelerini saklamaya çalışırken çıkardığı boğuk seslerle kendimden geçiyordum.

İçimde hissettiğim sıcaklık ile Damiano'nun geldiğini anladım. Hemen ardından zevkin zirvesine çıktığımda yaşadığım rahatlamayla başımı geriye attım. İkimiz de nefes nefeseydik.

Kalkıp hızlı bir duş aldıktan sonra yatağımda hala çıplak bir şekilde uzanan Damiano'yu gördüm. Ona göz devirerek dolabıma ilerledim. Dolabımdan geçen geldiği zaman bende bıraktığı, Marta'nın yıkayıp ütülediği beyaz gömleği ona fırlattım. Kendime ise formamı çıkarttım.

'Bu gömleği giy. Altına da dünki pantalonunu giyersin. Eve uğramaya vaktin yok.' Başıyla beni onaylayıp giyinmeye başladı.

İkimiz de giyinmiş, gitmeye hazırdık. Ama bir sorunumuz vardı. Büyük bir sorun. Damiano'yu odadan nasıl çıkaracaktık?

Saate baktım annem çoktan işe gitmiş olmalıydı. Yine de Marta'nın Damiano'nun gece burada kaldığını bilmesini istemiyirdum. Bir plan yaptık. Ben aşağıya inip Marta'yı oyalarken Daminao arkadan sıvışacaktı. Merdivenleri inerken etrafa bakıyordum. Marta mutfakta bulaşıkları yerleştiriyordu. Yanına giderken onu oyalamak için bir bahane bulmaya çalıştım. Beni fark ettiğinde aklıma henüz mantıklı bir şey gelmemişti.

'Günaydın efendim.'

'Günaydın Marta. Ben sana şey soracaktım... mavi tokamı! Heh evet mavi tokamı gördün mü?'

'Hangi mavi toka?'

'Dün gece salonda düşürdüm sanırım. Gördün mü?'

'Henüz salonu toparlamaya başlamadım hanımefendi.'

CORALINEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin