1.9

567 30 26
                                    

Oturduğum rahatsız koltukta dikleştim. Sabırsızlıkla Måneskin'in sahneye çıkmasını bekliyordum. Ben heyecandan yerinde duramazken biraz önce Damiano'dan aldığım mesaj biraz sonra çıkaçaklarını söylüyordu. Gözlerimi girecekleri kapıya dikip onları beklemeye başladım. Yaklaşık beş saniye sonra içeri girdiler. Sahneye çıkmalarını keyifle izledim. Gözlerimi Damiano'dan ayıramazken en fazla iki saniye süren göz temasımızda bana göz kırptı.

Ethan'ın çalmasıyla başlayan şarkı yine aynı şekilde bitmişti. Tabii ki ben bu süreçte onların yerine heyecandan ölüyordum. Onlar heyecanlarını jurilerin ve kameraların önünde belli etmemeye çalışırken jurilerden biri ilk turu kazandıklarını söyledi. Mutlulukla birbirine sarılışlarını izledim. Hepsiyle gözlerimiz teker teker buluştuğunda hepsinden teker teker kocaman gülümsemeler aldım. Kendimi gurulu bir anne gibi hissediyordum. Bu komikti.

------------------------------------------------------------

Yolda yürüken Thomas'ın Damiano'nun sırtına atlamaya karar vermesiyle onların yanlarından ayrıldım. Yan yana yürüyen Victoria ve Ethan'ın aralarına girdim. İkisinin de koluna girdikten sonra Victoria başını omzuma yasladı. Gecenin karanlığını sokak lamabaları aydınlatıyordu. Thomas Damiano'nun sırtına sıkıca tutunurken Damiano kollarını iki yana açıp uçuyormuş gibi bizim etrafımızda koşmaya başladı. Bir ara tam düşecekken tuttuk onları. Daha doğrusu tutmaya çalıştık. Elimizden geldiği kadar. Bütün çabalarımıza rağmen yeri boylayan arkadaşlarımıza gülemeden edemedik. Victoria ve ben ellerinden tutup onları kaldırdık.

Yine her zamanki yerimiz olan Damiano'nun evine geldiğimizde içeri ilerledik. Bardak çıkarmakla uğraşmak istemediğimizden direk stüdyoya gaçtik. Ethan elindeki içki dolu şişeyi masanın üstüne koydu. Damiano poşetin içinden şampanya şişesini seçip çıkardı.

'Hazır mısınız?' Herkes heyecanla başını sallayıp haykırdı.

'Evet!!' Damiano şişeyi tüm gücüyle sallayıp köpürmesini sağladı. Yeterince köpürdüğüne emin olduktan sonra kapağını açtı. Şampanya şişesinin kapağı eğer çekilmeseydi Victoria'ya isabet edecekken Victoria da dahil kimse buna takılmadı. Çok çalışmışlardı, stres olmuşlardı ve bu gece hepimiz eğlenmek istiyorduk.

Damiano şişeden fışkıran köpükleri Thomas'ın ağzına dökerken Thomas'ın ağzı yüzü şampanya olmuştu. Ben olsam rahatsız olurdum sanırım ama o yüzünün yapış yapış olmasından o kadar da rahatsız görünmüyordu. Köpükler bittiğinde Damiano şişeyi kendi ağzına götürüp kocaman yudumlar aldı. Victoria şarkı açmak için telefonunu hopörlöre bağladı. Bu gece kimse komşuları düşünmüyordu.

Yaklaşık iki saat sonra odayı içki kokusu ve sigara dumanı sarmıştı. Yanımda oturan Damiano'ya artık yeter bakışı attığımda elindeki sigarayı çoktan dolmuş hatta neredeyse taşacak olan küllükte söndürdü. Ağzında kalan dumanı da diğer tarafa üfledi. Bana iyice sokulup elini belime, başını boynuma bıraktı. İlk başta bir sorun yoktu. Sadece yorulduğunu ve dinlenmek istediğini düşündüm. Dudaklarının hareketini boynumda hissedene kadar. Bu beni gülümsetmişti. Ama arkadaşlarımız evdeyken olmazdı. Elleri çıkartmak için üstündeki tişörtün uçlarına giderken onu durdurdum. Odada tek değildik. Evet kimse bizi izlemiyordu, Thomas yerde yüzüstü yatarken Ethan diğer koltukta Victoria ile birlikte gökyüzündeki yıldızları sayıyorlardı. Daha doğrusu sarhoş kafayla bunu yaptıklarını sanıyorlardı. Aslında yaptıkları şey sadece boş tavana bakıp elleriyle boş noktalar gösterip kıkırdamaktı. Beş dakika sonra sızacaklarına emindim.

Damiano ani bir kararla beni kucaklayıp odasına götürdü. Arkamızdan kapıyı kapatıp kilitledi. Muzip bir şekilde ona bakıp sırıtırken beni tekrar kucağına alıp yatağa bıraktı sertçe. Üstündeki tişörtten kurtulduğu anda yatağa eğilip benim üstümdekileri çıkartmaya çalıştı. Sıra bacağımdaki file çoraba gelince sabrı tükenmişti.

'Bilerek mi bu kadar kat kat giyindin?' Çorabı çıkarmasına yardım ettim. Ben karşısında bir kez daha çamaşırlarımla kalırken geriye çekilip yüzündeki şımarık gülümsemeyle süzdü beni. Alt dudağını ısırırken kendi de soyundu. Öpmeye dudaklarımdan başlarken boynuma, oradan da göğüslerime kaydı. Öpücükler karnımdan kasıklarıma doğru sıklaşırken çamaşırımı indirdi. Oramda hissettiğim baskıyla gözlerimi yumdum. Dilini hissederken parmaklarım saçlarına geçmişti çoktan. Saçlarına dolanan ellerimle onu kendime bastırdım. Ağzımdan izinsiz çıkan inleme ile birlikte Damiano'nun gözlerı bana döndü. Gözlerinin kısılmasından güldüğünü anlamıştım. Bir süre sonra oradan çekilip tekrar dudaklarıma yöneldi. Öpüşmemiz sırasında penisinin ucunu deliğimde hissettim. Aniden içime girdiğinde ağzımdan çıkan "ah" sesi onun ağzının içinde kayboldu. İyi miyim diye kontrol etmek için baktı bana. Başımı iyiyim der gibi salladığımda yavaş yavaş git-gellere başladı. İçimde hissettiğim doluluk hissi hoşuma giderken buna alıştım. Damiano hızlanırken vücutlarımızın birbirine her çapışında çıkan sesler odada yankılanıyordu. İnlemelerimiz birbine karışırken umarım Ethan ve Victoria sızıp kalmıştır diye düşündüm. Bir süre sonra içimde hissttiğim sıcaklık ve onunla aynıanda Damiano'nun çıkardığı, diğerlerin kolaylıkla ayırt edilebilen boğuk inlemeyle boşaldığını anladım. Hemen ardından ben de boşaldığımda üstümde olan Damiano yorgunlukla kendini üstüme bıraktı. Altında ezilmeme rağmen kollarımı beline doladım. Bir şüre böyle durduk. Sonunda Damiano kalktı. Yerdeki pantolonunu cebinden sigara paketini ve çakmağını aldı. Yatak örtüsünü kaldırıp içine girmemi bekledi. Hemen ardımdan o da girdi. Başımı onun boyun gisintisine, adeta benim için ayrılan boşluğa yerleştirdim. Elindeki paketten bir sigara alıp öpmeye doyamadığım dudaklarının arasına yerleştırdi. Çakmağıyla yaktıktan sonra kocaman bir nefes aldı. Muhtemelen ben alsaydım öksürük krizine girerdim. Nasıl bu kadar çok içebiliyordu. Üstelik şarkı söylüyordu. Bunun zararlı olduğunu farkında değil miydi? Gözlerimi yumup daha rahat bir konuma geçtim.

Sabah gözlerimi başımdaki ağrının göz kapaklarıma baskı uygulamasıyla zar zor açtım. Yanımda Damiano uyuyordu. Dün geceden kalan makyajı yüzünde dağılmıştı. Huzurlu uyuduğunu düşündüm. Son bir haftadır aşırı stresliydi. Güzel bir geceyi ve uzun bir uykuyu hak etmişti. Yanından sessizce kalkmaya çalıştım. Yerden kıyafetlerimi aldım ama giymek yerine katlayıp bir kenara koydum. Onun yerine Damiano'nun dolabından beyaz bir tişört seçip giydim. Damiano'nun dün gece kilitlediği kapıyı açıp stüdyodaki arkadaşlarıma baktım. Dün gece tahmin ettiğim gibi Ethan ve Victoria koltukta yan yana uyuyakalmışlardı. O an Thoması yerden kaldırmayı unuttuğum için suçluluk duydum. Kanepenin birinden bir yastık alıp uyandırmamaya çalışarak Thomas'ın kafasının altına koydum. Ne olduğunu anlamadığım bir mırıltı çıkarttı ama ne söylediğini anlayamadım. Mutfağa girdim ve dolabı açıp kahvaltı için ne yapabileceğimi düşündüm.

Elimdeki çatalları da hazırladığım masaya koyup çıkmak için mutfağın kapısına yöneldim. Ben açmak için elimi kapı kulpuna koymadan kapı açıldı. Açılan kapının ardındaki kişiye baktım.

'Günaydın Ethan' benim neşeyle konuşmamın aksine o ölü gibiydi. "Günaydın" diye mırıldadı.

'Başım çatlıyor' bunu tahmin edebiliyordum. Buzdolabının kapağını açıp soğuk su şişesini çıkarttı. Ben de ona daha önce bir keresinde Damiano'nun bana, ben akşamdan kalma olduğum zaman verdiği ilaçtan verdim. Kapsülü yuttuktan sonra şişeyi kapatıp tekarar dolaba koydu. Diğerlerini uyandırmak için mutfaktan çıktım. İlk önde Victoria ve Thomas'ı uyandırmaya gittim.

'Vic! Vic! Uyan hadi. Kahvaltı hazırladım. Thomas sen de. Kalkın!' İkisinin de uyandıklarına dair mırıldanmalar geldiğinde onların yanından ayrılıp Damiano'nun odasına girdim. O hala bıraktığım şekilde uyuyordu. Yanağına bir öpücük kondurdum. Uyanmamıştı. Aklıma gelen fikirle onu gıdıklamak için örtüyü kaldırdım. Kaldırmamla indirmem bir oldu çünkü örtününün altında çıplak olduğunu unutmuştum. Onun kıkırdama sesi kulaklarımı doldurdu. Beni sıkıca tutup yatağa, yanına yatırdı. Ben ona direnirken zaten kalçalarımı ancak kapatan tişört karnıma kadar çıkmıştı.

'Hadi giy üstünü. Mutfağa gel. Kahvaltı hazırladım.'

'Seni çok seviyorum. Kurt gibi acıkmıştım. Harikasın'

'Biliyorum.' Eli yatağın yanındaki komidinin üstündeki sigara paketine giderken onu durdurdum.

'Sabah sabah ne bu aç karnına? Git bir şeyler ye önce! Kalk hadi.' Yataktan kovdum onu. En sonunda yere düşünce yerden çamaşırını yerden alıp giydi. Kalçasına bir şaplak atarak onu beklemeden odadan çıktım.

CORALINEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin