2.3

389 22 56
                                    

Elimdeki alkol dolu bardağı kenara bırakmadan önce kafama diktim. Hannah, Damiano ile konuşuyordu. "Özel" olduğunu söylemiş ve Damiano'yu zorla köşeye çekmişti. Ethan'ı tek başına oturduğu koltuktan kaldırdım.

'Aptalca bir şey yapmak üzereyim. Beni durdur.' Anlamadığını belirten gözlerle yüzüme bakmayı sürdürdü.

Helen'nin ısrarları üzerine onların evinde, kalabalık bir partideydik. Tanımadığım bir çok insanın arasında olduğum kadar rahat hissedemiyordum. Thomas, biraların bulunduğu bir masanın önünde bir kızla konuşuyordu. Victoria ve Helen salonda koltukların birine yayılmış, sohbet ediyorlardı. Ethan'nın peşimden geldiğini bilerek, çaktırmamaya çalışarak Hannah ve Damiano'nun yakınlarına girdim. Onları duyabilecek yakınlığa gelince bekleyip onları dinledim. Damiano konuşuyordu.

'Hannah, bunu sana kaçıncı kez söylüyorum ve kaç kez daha söylemeliyim bilmiyorum. İlgin için teşekkür ederim ama seninle ilgilenmiyorum. Üzgünüm.'

'Ama neden olduğunu anlamıyorum Damiano. Yani neden benimle ilgilenmiyorsun? İlgini çekmek için daha ne yapabilirim?'

'Hannah, lütfen zorlama. Ben zaten birini seviyorum ve birlikte mutluyuz. Bunu bozmanı istemiyorum.'

'Mutluluğu o aptal kızda bulduğuni sanıyorsan çok yanılıyorsun. İzin ver sana gerçek mutluluğu ve zevki tattırayım. Benimle bir gece geçirdikten sonra Cora'nın adını bile hatırlamayacaksın. Söz veriyorum.' Ellerini Damiano'nun göğsünde gezdirdi. Damiano onun ellerini tutup kendi vücudundan ayırdı.

'Değil bir gece, bin bir sene geçse bile onu unutmam mümkün değil. Sana istemediğimi söylüyorum, Hannah. Neden uzatıyorsun?'

'Sen de istiyorsun Dam... Biliyorum.'

'Bana şöyle seslenmeyi kes.'

'Hadi ama... Bir kerelikten bir şey olmaz. Ruhu bile duymaz.'

'Hannah, teklif ettiğin şey çok iğrenç.'

Hannah, Damiano'yu kolundan tutup, koridorda koşarken peşinden sürüklemeye başladı. Tabii Ethan ve ben de peşlerinden gittik.

'Hannah, yavaşla!'

'Ona böyle söylemediğine eminim!' Haklıdı. Bu benim yüzümü güldürürken Damiano ile göz göze geldik. Yakalanmıştım. Yapacak bir şey yoktu. Saklandığım yerden çıkıp yanlarına geldim. Zaten aramızda yanlızca bir kaç adım vardı.

'Haklısın. Benden hiç yavaşlamamı istemedi.' Yüzümdeki edepsiz sırıtış Damiano'yu gülümsetmişti.

'Artık pes Hannah. Sevgilimin peşini bırak.'

'Sevgilinin peşinde değilim. Hatta sevgilin umrumda bile değil. İkiniz de umrumda değilsiniz!'

'Güzel! Ondan, benden ve arkadaşlarımızdan uzak dur!'

Gözlerinin dolduğunu gördüm. Sesim biraz yüksek olabilirdi ama bunu hak etmişti. Hırsla arkasını dönüp kalabalık koridorda gözden kaybolmasını izledim.

'Üzgünüm.' Sesi gerçekten üzgün çıkıyordu, özür diler gibi.

'Senin suçun yok Damiano.'

'Haklısın bu kadar harika olmam ve herkesin bana aşık olması benim suçum değil.' Sırıtarak söylediği şeye göz devirerek karşılık verdim. Şakacıktan omzuna attığım yumruğu yakalayıp elimi ellerini arasına aldı. Sabırla teker teker parmaklarımı avuç içimden ayırdı. Elimi göğüsüne, kalbinin üzerine yerleştirdi. Boşta duran eliyle yanağımı okşadı. Dudaklarını dudaklarıma bastırdığında, ilk günki gibi heyecanlıydım.

CORALINEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin