2.1

387 26 51
                                    

Victoria ve onun kızarkadaşı dışında herkes evde toplanmıştı. Tabii ki buna Hannah da dahildi. Maalesef. Stüdyoda hepimiz doluşmuştuk. İki kişilik koltuğa Damiano ile beraber oturacakken Hannah benden önce davranıp yerime oturmuştu. Ne kadar arsız bir kız.

Thomas ve Ethan'nın arasına oturdum. Thomas ona yaslanmam için kolunu omzuma atıp beni kendisine çekti. Eli neredeyse ağzıma girecekken onu tutup kolundaki dövmeyi incelemeye başladım. Parmağımla dövmenin üzerinden geçerken huylanmış olacak ki elimden kurtulup elini çekti. Ben bırakmak istemeyince aramızda minik bir kavga oldu. Sonunda Thomas eliyle suratıma hızlı,minik tokatlar atınca o kazandı. Ama acıtmadan. O bir centilmendi sonuçta.

Sonunda debelenmeyi bırakıp teslim oldu. Kimse konuşmadan geçen sessiz dakikalardan sonra kapı çaldı. Kapıya ben bakmak istiyordum. Victoria'nın getireceğı kızı çok merak ediyordum. Oturduğum yerden kalkmadan önce şeytanıma uyup gözümün önünde duran Thomas'ın elini ısırdım. O acıyla inlerken ışık hızıyla kalkıtım yerimden. Odadan çıkmadan önce dönüp Thomas'a dil çıkarttım. Gitmeden Damiano'ya da bir bakış attıktan sonra ikinci kez çalan kapıy açtım.

İlk önce Victoria ile gözgöze geldim. Sonra da yanındaki kıza baktım. Uzun boylu sayılabilirdi. Güzel fiziği vardı. Uzun, siyah, düz saçları solgun teniyle uyumluydu. Ela, hafif yeşile kaçan, kocaman gözleri vardı. Çok tanıdık görünüyordu. Daha önce tanışıyor muyuz diye düşündüm ama bir cevap bulamadım.

Kenara çekilip geçmeleri için onlara alan sağladım.

'Merhaba, ben Coraline. Cora diyebilirsin. Hoşgeldin.'

'Merhaba Cora. Helen.' Elimi sıkmak için elini uzattı. Uzattığı elini umursamadan ona sarıldım. İlk önce biraz şaşırsa da belli etmemeye çalışarak karşılık verdi.

'Hadi içeri gelin.' Helen önden etrafı inceleyerek yavaş yavaş ilerlerken Victoria'nın koluna girip fısıldadım.

'Aman Tanrım. Vic!'

'Biliyorum biliyorum. Harika değil mi?'

'Çok güzel.' Biz aramızda konuşurken Helen stüdyoya girdi. Hemen ardından da biz.

'Aman Tanrım abla?!'

'Hannah?'

'Abla mı?'

'Ne?!' Hepimiz şaşkınlıkla biribirimize bakıyorduk.

'Burada ne işin var?'

'Asıl senin burada ne işin var?'

'Neler oluyor?' Vicotria'nın sorusuna hepimiz katılıyorduk.

'Hannah benim kızkardeşim.' Helen'nin bizi aydınlatmasıyla neden onun bu kadar tanıdık geldiğini anladım. Çünkü Renna'nın kızıydı. Onu daha önce görmüştüm. Aynı ortamlarda bulunmuştuk ama hiç tanışma şansımız olmamıştı.

------------------------------------------------------------

Hepimiz Helen'nin yaptığı espiriye güldük. Hannah dışında hepimiz. Onların arası hala gergindi. Hannah ablasının kızlardan hoşlandığını ilk defa burada öğrenmişti.

Saate baktığımda dörde geldiğini gördüm. Acıkmıştım. Yanımda oturan Damiano'ya döndüm.

'Acıktım.' Neden bilmiyorum ama fısıldayarak konuşmuştum.

'Pizza?'

'İçim dışım pizza oldu. Yeter artık.'

'Haklısın.' Başını salladı. 'Makarna?'

'Bak o olur. Ama market yapmak lazım.'

'Gideriz beraber. Gitmez miyiz?'

'Gideriz.'

Damiano ile aynı anda kalktık koltuktan. Herkesin meraklı bakışları bize dönerken Damiano açıklama yaptı.

'Yemek hazırlayacağız da eksikler var. Markete gidiyoruz. Geliriz hemen. Çok sürmez.'

'O zaman beş kişilik hazırlayın çünkü Hannah ve ben eve gidiyoruz.' Helen konuşmuştu.

'Ben gitmiyorum. Sen git.' Asıl sen git Hannah. Helen kalabilir.

'Hannah, uslu bir kız ol ve ablanı dinle. Eve gidiyoruz. Elinden tutup sürüklememi ister misin?'

Hannah sinirle nefes vererek yerinden kalktı. Victoria ve ben onları kapıya kadar geçirdik. Gittiklerinde hep birlikte markete gitmek için yola çıktık.

Yolda Thomas, Ethan ve Damiano önden yürürken Victoria'nın koluna girdim. Havadan sudan ama en çok Helen'den sohbet ederek markete vardık. Kapıdan girdikten sonra herkes farklı yerlere dağıldı. Ben Damiano ile kalmayı tercih ettim.

Kolunu omzuma atıp beni kendisine çekti. Saçlarımın üstüne bir öpücük kondurdu.

'Yarın bir şirketle görüşmeye gideceğiz. Eğer olursa -ki %99 olacak- bize bir menajer verecekler. Bazı şarkıları coverladığımız bir albüm çıkaracağız.'

'Aman Tanrım Damiano! Ciddi misin?' Başını olumlu anlamda salladı.

'Bu çok güzel bir şey. Niye heyecanlı değilsin?'

'Çok heyecanlıyım! Ama ya kötü bir şey olursa? Ya anlaşamazsak?'

'Neden böyle düşünüyorsun?'

'Bilmiyorum. Sanırım bu konu hakkında çok endişeliyim. Olmasını öyle çok istiyorum ki...'

'Damiano, şu an piyasadaki çoğu kişiden çok daha iyisiniz. Siz gerçekten yeteneklisiniz. Diğerleri gibi parayla yükselmediniz. Kendi emeğinizle buraya kadar geldiniz ve daha da ileri gideceksiniz. Daha çok gençsiniz ve önünüzde uzun bir yol var. Daha çok şeyler yaşayacak, çok başarılar kazanacaksınız. İnan bana.' Gülümsedim.

'O uzun yol boyunca yanımda olmanı istiyorum. Benimle, bizimle olmanı istiyorum.' Gözlerim dolmuştu. Sanırım duygusal bir günümdeydim.

Parmak uçlarımla yükselip Damiano'nun boynuna sarıldım. Elleri anında belimdeki yerini aldı. Bir süre böyle kaldık. Ben üşüdüğümü hissedene kadar. Soğutucu dolapların önünde duruyorduk.

Gerekli olan malzemleri aldıktan sonra kasanın önünde diğerleriyle buluştuk. Kasiyer aldıklarımızı kasadan geçirirken Damiano sanki birden aklına bir şey gelmiş gibi bir aydınlanma yaşadı.

'Hemen geliyorum.'

'Nereye?' Cevap vermeden koştu ve büyük marketin içinde gözden kayboldu. Bir dakika sonra elinde iki şampanya şişesiyle geldi.

'Bunlar ne için?' Damiano Thomas'ın sorusunu yanıtlamadan önce elindeki şişeleri kasiyere uzattı. Onlar da kasadan geçtiğinde herkes cebindeki paraları çıkarttı. Aramızda parayı denkleştirip ödedik.

Ethan ve Thomas poşetlerin hepsini alıp bize poşet bırakmadan marketten çıktılar.

'Akşam bir kutlama yapacağız. Cora ve benim size harika bir haberimiz var.' Yüzündeki gülümseme asla solmuyordu. Mutlulukla onların tepkisini ölçmeye çalıştı.

'Aman Tanrım! Cora! Hamile misin?' Victoria'nın birden bağırışı beni de yerimden sıçratmıştı. Thomas ve Ethan'nın, hatta Damiano'nun bile gözlerinin fal taşı gibi açıldığını gördüm.

'Ne? Hayır! Saçmalama Vic. Hamile felan değilim.'

'Ama Dam dedi ki-'

'Bahsettiğim o değildi.' Damiano Victoria'nın sözünü keserek konuştu.

Yolda Damiano yanlış anlaşılmadan sonra oluşan gerginlik nedeniyle kutlama nedenini eve saklamak yerine yolda anlattı onlara.

Heyecandan yaptıkları bazı saçma sevinç gösterileri Damiano ve beni güldürürken evin önüne gelmiştik bile.

CORALINEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin