2.5

263 16 36
                                    

Çalan telefonumun sesiyle uyandım. Damiano yanımda yatıyordu. Dün gece burda kalmış olmalıydı.

Arayan Thomas idi. Bugün boş olup olmadığımı soruyordu. Diğerleriyle bir buluşma ayarlamıştı. Damiano'nun da benimle olduğunu ve gelebileceğimizi söyledim. Orada görüşmek üzere vedalaşıp telefonu kapattık.

Mışıl mışıl uyuyan Damiano'yu uyandırmak istemediğimden yavaşca yataktan kalkmaya çalıştım. Banyoya gidip beni rahatlatacağını umduğum sıcak bir duş aldım. Çıktığımda Damiano uyanmış telefonuyla ilgileniyordu.

'Yorumları mı okuyorsun?' Kafasını salladı. Elindeki telefonu alıp ekranı kilitledim.

'İlk kural: hakkında yazılan yorumları okuma. Özellikle kötü yorumları.'

Kafasını salladı ve bana gülümsedi. Gözlerinin bornozumun açık bıraktığı gögüslerime kayması en fazla iki saniyesini almıştı. Sırıtmaya başladı.

'Çocuklarla buluşacağız.'

'Biraz geç kalsak?'

'Olmaz.'

'Dönünce hallederiz o zaman.' Kafamı iki yana sallayıp dolabıma ilerledim. Giyeceklerimi çıkardım.

'Bana uygun kıyafetin var mı? Biraz terliyim. Duş alsam iyi olur.'

'İstediğini giyebilirsin. Acele et, geç kalmayalım.'

Kırk beş dakika kadar sonra ikimiz de hazırdık. Evin önünde kimse yoktu. Paparaziler pes etmiş olmalılardı.

'Nereye çocuklar?'

'Dışarı çıkıyoruz anne.'

'İyi düşünmüşsünüz. İnsanlar aranızda bir sorun olmadığını görsünler.'

Bir şey söylemeden Damiano'nun elini tutup evden çıktım. Onun arabasına doğru ilerledik.

'Hannah adına özür dilerim Cora. Nasıl, neden böyle bir şey yapıyor anlamıyorum.'

'Senin yapabileceğin bir şey yok Helen. Sorun değil.'

'Küçükken de böyleydi. Çok kıskanç bir çocuktu Hannah.'

'Moralimizi bozmasına izin vermeyelim. Kalkın hadi, gülümseyin!' Thomas her zaman herkesin neşesini yerine getirmeye çalışırdı. Çoğu zaman başarılı da olurdu.

'Ethan biriyle konuşuyor!' Victoria heyecanla haykırdı. Erhan'nın bakışları üzerine ellerini ben suçlu değilim dercesine iki yana açtı. Bombayı masaya bırakıp kaçmıştı.

Hepimiz hep bir ağızdan sorular soruyorduk. Zavallı çocuk ne dediğimizi anlamıyordu bile. Onun yerine Victoria'ya sahte bir sinirle bakıyordu. En sonunda hepimizi susturup konuştu.

'Zamanı geldiğinde tanışırsınız aceleci olmayın.'

'Bu haksızlık. Hepiniz sevgililerinizi zamanı geldiğinde tanıştırıyorsunuz. Cora geldiğinde hepiniz vardınız. Sizinle tanıştıramadım.' İsyan eden Damiano'nun saçlarını okşadım.

'Acaba Cora ile sonradan tanışsak tepkimiz nasıl olurdu?'

'Bence Victoria senden pek hoşlanmazdı Cora. Üzgünüm, gerçekler...'

'Aman Tanrım! Vic! Neden benden hoşlanmıyorsun?'

'Ethan saçmalıyor bebeğim. Ben seni severdim.' Kocaman gülümseyip ona büyük bir öpücük attım. O da aynı şekilde bana bir öpücük savurdu.

Günün sonunda yine oturduğumuz kafeden ayrılmış, Damiano'nun evinin yolunu tutmuştuk.

Yolda menajerleri Damiano'yu arayıp çıkan haberlerle ilgili fırçalamıştı. Onun bu haberlerde bir suçu yoktu ki! Damiano telefonu kapattıktan sonra tekrar yanıma gelip gülümsedikten sonra sanki hiç bir şey olmamışcasına kolunu omzuma atıp yürümeye devam etti.

Eve vardığımızda mutfak biraz dağınıktı. Herkes stüdyoya giderken biz Damiano'yla mutfağa girdik. Bulaşıkları o yıkıyordu ben de kurulayıp yerleştiriyordum.

'Bunları gördüğün için üzgünüm.'

'Senin bir suçun yok. Üzme kendini. Ben iyiyim hem. Merak etme.'

'Bilemiyorum... Sinirlerinin bozuk olduğunu farkındayım. Benimle konuşabilirsin, biliyorsun değil mi?'

Parmak uçlarıma yükselip yanağına bir öpücük kondurdum.

'Tabii ki! Sen de öyle, konuşmak istersen buradayım.'

Eğilip dudaklarını kısa bir süreliğine de olsa benimkilere bastırdı.

İşimiz bittiğinde içeriye geçtik. İkimiz için yan yana bir yer yoktu. Thomas yerinden kalkıp diğer koltukta Ethan'nın yanına oturdu. Böylece bize yer açmış oldu. Ona sahte olduğu fazla belli olan mahçup bir gülümseme gönderdim.

Damiano koltuğun köşesine oturdu. Ben de sırtımı ona yaslayacak şekilde oturdum. Dizlerimi biraz kendime çektim ve rahat bir pozisyon aldım. Yanımızda Victoria ve Helen vardı. Onlar da birbirlerine sarılıyorlardı. Helen ince ve uzun parmaklarının ucundaki sigarasından bir nefes aldı.

Damiano'nun eli elimi kavrarken parmaklarımızı birbirine kenetledim. Hopörlörden kısık sesli, hoş meloldili bir müzik çalıyordu. Herkes kendi arasında sohbet ediyordu. Birlikte mutluyduk. Beraberken çıkan haberleri unutmuştuk.

Zil sesini duyunca irkildim. Birini beklemiyorduk. Damiano kapıya bakmak için kalktığında arkasından gittim. Kim olduğunu merak etmiştim. Tabii ki kapıda Hannah'ı görmeyi beklemiyordum.

'Sen ciddi misin? Bir de utanmadan kapıya kadar geliyor musun! Hannah gerçekten utanman yok mu senin!'

'Cora sakin ol.'

'Asıl sen utanmıyor musun hâlâ burada olmaya! Gurursuz bir orospusun Coraline!'

'Tek bir kelime daha et ve kafanı koparayım!'

'Sözlerine dikkat et Hannah!' Damiano bir yandan da beni tutuyordu. İçerden sesleri duyanlar koşarak kapıya gelmişlerdi.

'Hannah git buradan!'

'Hayır, gitmeyeceğim. Damiano'yu hak eden sen değilsin, benim! O bunu göremeyecek kadar kör olabilir ama ben onun görmesini sağlayacağım!'

'Sevgilisinden ayırarak mı?'

'Sen kes sesini abla! Siktiğimin homosu! Sen de onlardan birisin değil mi artık! Onlardan birini sikiyorsun! Gerçekten söylesene kız kıza nasıl oluyor? Hanginiz üstte?'

Kızkardeşinin üzerine atlamak üzere olan Helen'i Victoria tutmuştu.

'Hannah gerçekten gitmelisin. Olayları büyütüyorsun. Gitmezsen polis çağıracağım!' Ethan'nın uyarısının üzerine Hannah bağırıp çağırmayı durdurdu. Gerçekten polis çağaracağı yoktu tabii ki.

'Şimdi gideceğim. Ama Cora, Damiano'yu senin gibi bir sürtüğe kaptıracağımı düşünüyorsan çok yanılıyorsun.' Merdivenleri şaşırtıcı bir hızda inip gitti. Hepimiz bir süre öylece kalakaldık.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 24, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

CORALINEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin