Bölüm 3

19 2 0
                                        

Durdum.
Ekranda sabitlenmiş gözlerim annemin hıçkırığıyla ancak hareket edebildi.
Gözlerinden yaşlar dökülmeye başlayınca ellerini yüzüne kapatıp mutfağa koştu.

Peşinden gittim. Ona sarılıp nasıl olduğunu sordum. Neden ağladığını anlamasam da başımın altına yasladığı başından tişörtüme gözyaşlarının akmasına izin verdim.

Onun hiç ağladığını görmemiştim ve bu hali beni de titretiyordu. Hayatımda başka hiçbir şeye bu kadar üzülmemiştim. Dayanamayıp ben de ağlamaya başladım.
Benim de ağladığımı fark edince durdu.

"Tamam ben iyiyim, Aldem. Lütfen ağlama. Eğer sen ağlarsan daha çok üzülürüm."
Yüzü ciddileşmiş ve sakindi. Sanki az önce hiç ağlamamış gibiydi. Bense nefes nefese kalmıştım. Kesik kesik bir sesle ona ağlamasının sebebini sordum.

"Duygulandım işte öylesine. Ciddi bir şey değil."

Aslında annemin mizacını bilirdim. Kolay kolay etkilenmezdi olaylardan.

Ben sakinleşince sarılmayı bıraktık. Yüzüne iki gündür taktığı, o ifadesiz maskeyi taktı ve bulaşıkların başına geçti. Sanki az önce hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu.

Odama geçtim.
Yatağıma uzanıp tavana baktım.
O, korkunç şeytanımsı görüntü aklımdan çıkmıyordu. Karnım ağrıyordu ve merak duygusu zihnimi ele geçiriyordu.

Bilgisayarımı açıp oyunla kafamı dağıtmaya çalıştım. Fakat nerdeyse bir saat sonra, nerdeyse bir saat önce olan olayın aynısı oldu. Babam heyecanla bizi çağırdı. Salona girdiğimde iki saat öncekiyle aynı yerdeydi. Televizyonun karşısında dizildik.

Aynı maskeli kadın yine ekrandaydı. O gülümseyen kırmızımsı surat... Kabuslarıma gireceğinden eminim. Niye bu kadar korkağım ki?

Aynı robotumsu sesiyle konuşmaya başladı: "Selamlar! Biz Fenonim. Geri geldik. Ve korkmaya başlasanız iyi olur."

İsyanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin