Bölüm 9

9 1 1
                                    

Annem artık ev işi yapmıyordu.

Aslında bu konuşulup alınmış bir karar değildi. Ya da bir anda "Ben bırakıyorum." deyip bıraktığı bir iş değildi. Her şey tamamen kendiliğinden gelişmişti. Doğadaki değişimler gibiydi. Bir bitkinin büyümesi, bir mevsimin geçmesi, bir hayvanın evrimleşmesi gibiydi. Değişim olurken anlamak, adını koymak imkansızdı. Ama bir süre sonra farkı fark ettiğinde bunca zaman nasıl da fark edemediğini merak ediyordun.

Şimdi düşününce hatırladığım küçük değişikliklerden ilki bir gün babamın kendi tabağını mutfağa götürmesiydi. Hiçbir şey konuşulmamıştı. Hiçbir komut verilmemişti ona. O sanki yıllardır, her gün bunu yaparmış gibi, sessizce tabağını alıp mutfak tezgahına bırakmıştı.

Bir süre sonra giderken başka şeyleri de götürdü.

Sonra annem yemeğini bitirince masadan hızla kalkar oldu. Yarattığı küçük çalışma odasına çekilip bilmediğim 'ciddi' işlerle uğraşıyordu.

Bu odayı, camekanlı balkona masa, ışık, perde ve küçük bir kitaplık koyarak oluşturmuştu. Babam nedenini sorduğunda "Eskiden işe, okula giderdiniz; yalnız kalmaya fırsatım olurdu. Şimdi üçümüz de sürekli evdeyiz. Alana ihtiyacım var." dedi. Annemin önceden, biz evde yokken neler yaptığını merak ettim. Ya da şimdi, yemekten sonra, aceleyle gidip ne işle meşgul olduğunu.


Başka bir gün annem sadece kendine yemek hazırladı. İkimiz de bütün gün evde oturduğumuz için kendi yemeğimizi hazırlayabileceğimizi söyledi.

Artık bir şeylerden bıkmış ve bıktığı şeyleri umursamayan bir insandı.

Düzen değişti.

Herkes kendi işini kendi yapıyordu.

Ev çok daha soğuktu. Birbirimizle konuşmuyor gibiydik. Yurtta yaşayan öğrenciler gibi yaşıyorduk evimizde. Önceden de birbirimizi tanımaz, birbirimizle gerçek bir iletişim kurmazdık tabii. Her ailede olduğu ve olması gerektiği gibi. Ama şimdi birbirimizin yanından süzülüp geçen hayaletler gibiydik. Birbirimize teğet bile geçmiyorduk özenle. 

Bir şiir okudum geçen. 

Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.

Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)

Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.

Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.

Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vakit olmadı.

Ailesi gözlerinin içine gerçekten bakan var mı? Kalbindeki duyguları, bahçesindeki çiçekleri ailesiyle paylaşabilen var mı burada? Tanındığını ve olduğu haliyle gerçekten sevildiğini gören var mı? Ne kadar yalnız olduğumu kavramaya başlıyorum. 

Yalnızım. 

İsyanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin