Huzursuzluk

261 44 7
                                    

Geçmiş

Karsgov'un şifacı diye tanıttığı kişi aslında Melisandre adında bir büyücüydü. Mavi Güneş ve Kızıl Haç imparatorluklarının arasında geçen 2. Meydan muharebesinin sonlarına doğru yaralı ve kaçan düşman askerlerini bulmak için ormanda ilerlerken, onu bir çam ağacının dibinde kanlar içinde neredeyse ölmek üzereyken bulmuştu. Daha fazla acı çekmemesi için kılıcını çıkardığı sırada büyücünün ağzından çıkan zoraki ve öksürerek söylediği kelimeler her şeyi değiştirdi.

*

"Lütfen yardım et, canım yanıyor." savaş halindeyken çok katı ve kuralcı bir kişi olsa da kendisine gelen yardım isteğini hiç bir zaman reddetmemişti.

Kılıcını yerine koyduktan sonra hızlıca yere eğilerek büyücünün göğüs kafesindeki kesiği incelemeye başladı, derin olmasa da çok fazla kan kaybediyordu. Savaş için giydiği Mavi Güneş krallığının pelerininden bir parçayı elleriyle yırttıktan sonra kesiğin üzerine baskı yapmak için kullandığında kan akışını az da olsa durdurmayı başarmıştı. Bir süre iş görecek olsa da yeterli değildi yaşaması için bir an önce kan takviyesi alması gerekiyordu. Etrafa baktığında bulundukları yer Kızıl Haç imparatorluğunun kasaba sınırları içine yakın görünüyordu, belki de kadının evi çok uzakta olmayabilirdi. Doğruda tahmin etmişti kadının yarı baygın halde tarif ettiği yere göre ormanın biraz daha derinliklerinde kaldığı bir evi vardı. Kadın siyah düz saçlı, kısa boylu, orta yaşlı ve 50 kilo civarındaydı, kucağına alıp eve kadar taşıması kendisi için pekte sorun olmayacaktı.

Bir süre sonra evin önündeydiler, bir kaç küçük baş hayvanı ve tarlası olan sade bir kulübe görünümündeydi. Kapının yanına geldiğinde aralanmış şekilde açık duruyordu, yavaş ve emin adımlarla içeri girerek etrafa ufak bir göz gezdirdi. Ahşap duvarlarda asılı bir kaç gaz lambasının ışığında içi büyü malzemeleri ile doldurulmuş kavanozlar ve bölgeye özgü kurutulmuş bitki özleri dikkat çekse de pekte umurunda olmadı. Sağ tarafa ilerlediğinde ortada duran üstü parşömen ve kalemlerle dolu masanın arkasında iki oda yer alıyordu. Sağ taraftaki kapının kulpuna değdiğinde anlam veremediği bir enerji alanının varlığını içinde hissetmeye başlamıştı. İçindeki merak ve tedirginlikle kapı kulpunu birkaç kez çevirmeye çalışsa da kitli gibi duruyordu. Özel güçlerini kullanarak her halükarda açabilecek olsa da ne yeri nede zamanıydı, büyücü kollarında bedeni solgun ve bembeyaz şekilde yatıyordu. Nihayetinde son olarak soldaki kapıyı açtığında doğru odayı bulmuştu, yüzünde sonunda dercesine hafif bir tebessüm ve rahatlamış bir tavır vardı. Derince bir iç çektikten sonra içeri girerek büyücüyü yatağına yatırdı, bütün iş bitmiş gibi görünse de aslında her şey daha yeni başlıyordu. Kendi kanını büyücünün vücuduna enjekte edebilmek için bir kaç tıbbi malzeme bulması gerekecekti. Odanın etrafına göz gezdirmiş olsa da  yatağın yanında gardırop, makyaj masası, bir kaç sandalye ve koltuktan başka bir şey görünmüyordu, en akıllıcası salondaki büyü malzemelerinin yanına bakmaktı. Kısa bir süre sonra elinde tuttuğu cerrahi hortum ve şırınga iğnesi ile odaya geri döndü. Normalde kan grubu bilinmediği sürece bu işlemi yapamayacağı sanılsa da geçirdiği mutasyonlar sayesinde saf kana sahip olduğu için bu işleme uygundu. Her şeyi taktıktan sonra yatağın yanına tekli koltuklardan birini çekti ve bir kaç saatlik sakin bir uyku için gözlerini yavaşça yumdu.

*****

Uzunca geçen saatlerin sonunda neredeyse gündüz olmuştu. Büyücü gözlerini aralayarak bir süre etrafa bakındı, köşesindeki koltukta zırhlı bir adam uzanmış uyuyordu. Yatağın yanındaki sehpada içi kan kalıntılarıyla kaplı hortumu gördüğünde gece hayal meyal yardım istediği adamın o olduğunu hatırlamayı başarmıştı. Ağzının içi ve dudakları neredeyse kupkuruydu, yerinden doğrulup su içmek için sehpadaki sürahiye uzandığı sırada Karsgov, uyanmış ve kadını izliyordu. Suyunu bitirmesini bekledikten sonra hafif bir gülümseme ile sözlerine devam etti,

BEYAZ ALEV (Kılıç & Büyü)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin