İlk Adım

121 29 1
                                    


Andrey hâlâ uyuyordu, hava neredeyse yeni aydınlanmıştı, güneşin perdenin arasından yüzüne vurduğunu hissedebiliyordu. Bir süre sonra,

Fringilla kapıyı araladı,

"Artık kalkma vaktin geldi!" diye seslendi. Esneyerek,

"Biliyorum!" diye yatağın içinde döndü, gözlerini ovuşturarak yatağın içinde kalktı, yatağın yanındaki suyunu yudumladı ve kalkarak üstünü giyindi.

Odanın köşesindeki aynanın önündeydi, siyah biraz uzun dağınık saçları vardı, genel olarak saçlarını düzeltmeyi sevmezdi. Göz rengi koyu kırmızı, beyaz tenli ve yüzü biraz çilliydi, boyu yaşıtlarına göre iyiydi, kilosu çok fazla yoktu, biraz zayıf ve cılızdı. Üzerinde deri işlemeli siyah ceketi, beyaz gömleği ve biraz eskimiş pantolonu vardı.

Yavaş adımlarla dışarı çıktı. Fringilla bahçede kahvaltı hazırlamıştı. Yanına oturdu ve esneyerek,

"Günaydın anne." diyebildi.

"Günaydın yavrum, çabuk her şeyden at ağzına, o portakal suyu bitecek." klasik bir anne gibiydi.

Onu kendi çocukları gibi yetiştirmişlerdi, yaklaşık 7 yaşlarında ailesine olanları anlatmış olsalar da bir süre sonra buna alışmıştı.

Güzel bir kahvaltı sofrasıydı, bir süre kahvaltı yaptıktan sonra bir kaç hedef tahtasının olduğu eğitim alanına geçti. Genellikle gününün bir kaç saatini kılıç eğitimi yaparak geçirirdi. Bacağa, karına ve boyuna. Artık bu konuda ustalaşmıştı.

Yaklaşık bir saat sonra nefes nefese kalarak yavaşça kendini yere bıraktı , çimlerin üzerinde yatmak onu rahatlatıyordu, yerdeki bir papatyayı kopararak kokusunu derince içine çekti, papatya kokusuna bayılırdı, sanırım bu huyunu Fringilla'dan almıştı. Hava güneşli ama biraz serindi, rüzgarın esintisini yüzünde hissedebiliyordu.

Yorgunluktan uyuya kalmıştı bir süre sonra yüzünde bir ıslaklık hissederek yerinden fırladı, baş ucunda Merkür yüzünü yalıyordu.

"Iğğğ! Dur dur tamam uyandım."

Karsgov,

"Ha ha! kalk evlat biz geldik."

Elinden tutarak ayağa kaldırdı, Merkür'ün üzerinde iki kılıç asılıydı biri diğerine göre daha küçük ve ince ve paketlenmişti, yerinden çıkararak Andrey'e uzattı. Şaşkına dönmüştü yüzündeki mutluluk gözden kaçmıyordu, hızlıca paketi yırtarak açtı, kartal başı topuzu ve işlemeli kabzası vardı, çeliği cam gibi parlıyordu, bir kaç gün önce uğradığı ünlü demir ustasına yaptırmıştı, elinde bir kaç kez salladı çok hafif ve keskin görünüyordu.

"Bu artık benim mi?" yüzündeki şaşkınlık hala duruyordu.

"Artık büyüdün evlat, gerçek bir kılıç kullanma vaktin geldi, hadi şimdi koş hazırlanmaya başla bir kaç saat sonra yola çıkacağız."

Andrey koşarak eşyalarını toparlamaya geçti, Karsgov ise bahçedeki ağaçların arasında yürümeye başladı.

Fringilla ağacın gölgesinde oturuyordu, üzerinde kırmızı uzun dantel bir elbise vardı, Karsgov ona fark ettirmeden sessizce yanına geldi, belinden tuttuğu gibi kucaklayarak havaya kaldırdı. Neredeyse nefeslerini tenlerinde hissedebiliyorlardı, üzerinde manolya ve leylak üzümü karışımı bir parfüm kokusu vardı, bütün kokuyu içine çekerek boynundan öptü.

Sonrasında Fringilla, yüzünü avucunun içine alarak dudaklarından yavaşça öptü,

"Neden bir kaç gün daha kalmıyorsun?"

Dudaklarındaki ıslaklığı hissedebiliyordu , vişne çürüğü rengi ruju dudaklarına bulaşmıştı, sıcak ve güzeldi, yavaşça öperek belinden tutup kendine doğru çekti.

"Kış geliyor sevgilim, bir an önce yola çıkmalıyız ama hala bir kaç saatimiz var." dedi gülümseyerek.

*****

Banyonun içi neredeyse sauna gibiydi, küvetin yüzeyi köpüklerle kaplıydı, Karsgov içerisinde uzanıyordu bir yandanda Fringilla'yı izliyordu, kırmızı dantelli elbisesinin omuzlarında ki bağcıkları çözerek aşağı doğru bıraktı, elbise süzülerek ayaklarının dibine düşmüştü. Bembeyaz olan teni göz kamaştırıcıydı, yavaş adımlarla küvetin yanına geldi, köpüklerin arasına girerek hemen önüne sırtı dönük şekilde oturdu. Kıvırcık kızıl saçlarını kenara çekerek boynundan ve omuzundan bir kaç kez öptü.

Bir kaç saat sonra her şey hazırdı. Her şeyi Merkür'e yükledikten sonra çitlerin önünde bekliyorlardı. Fringilla, Andrey'e sıkıca sarıldı, gözünden yaşlar damla damla süzülüyordu, belki onu daha sonrada görecekti ama bu uzun yıllar sonra olacaktı .

"Kendine dikkat et oğlum, babanın sözünden çıkma olur mu? Sen benim her zaman kalbimdesin."

Andrey'de ağlıyordu, bir kelime dâhi edemedi, annesinden ve evden ayrılmak başta ne kadar basit gelse de şimdi ne kadar zor olduğunu hissedebiliyordu.

Karsgov, Fringilla'nın iki elini avcunun içine alarak öptü ve son kez sıkıca sarıldı. Sonrasında Andrey'i kaldırdı ve atın boynuna bindirdi sonra kendisi de bindi uzun bir yolculuk onları bekliyordu belki bir kaç tanede macera...

BEYAZ ALEV (Kılıç & Büyü)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin