on | ruhunla birleşmek isteyen ruhumun'

814 148 238
                                    


oy ve yorum🥺🥺 oylar aşşırı düştü😔😔 böyle düşmeler yaşanınca beğenmediğinizi düşünüyorum??

"bana bırak ve arabanın içine gir lütfen." hoseok, bavulunu elinden almaya çalışan yoongi'ye karşı gelmedi, zaten vücudu fazlaca güçsüzdü.

uzun bir otobüs yolculuğu onun zaten yorgun olan bedenini daha da yormuştu. belki yolda ağlamayıp uykuya dalsa her şey çok daha kolay olurdu ancak bir türlü gözüne uyku girmiyordu, üstelik gece sadece bir saat uyuyabilmişti. tam olarak kestiremiyordu ama otobüste de iki saate yakın kestirmiş olmalıydı, şu an bayılmamasının, ayakta kalmasının nedeni buydu.

çok halsizdi hoseok, nefes alırken bile yoruluyordu, öyle üzülmüştü ki vücudu bu üzüntüyü taşıyamayacak bir duruma gelmişti. bir an önce düzgün yemekler yiyip güzel bir uyku çekmeliydi ancak hoseok bunları yapamıyordu. gözleri sadece bir noktaya odaklanıyor, saatlerce orada çok önemli bir şey varmış gibi izliyordu.

arabanın ön koltuğuna doğru ilerleyip oturdu, arabanın içi yoongi'nin kokusuyla doluydu ve hoseok içine işlenen güven duygusunu hissediyordu. koku şimdiden gerim gerim gerilmiş kaslarını gevşetmeye başlamış, nefeslerini alışını kolaylaştırmıştı.

yoongi bagaja koyduğu bavulun ardından birkaç saniye elini kaputa yaslayarak durdu. hoseok'u çok kötü görünüyordu. güzelim gözleri birer kan çanağı olmuştu, gözleri ve dudakları şiş şişti. yoongi yüzündeki her bir noktayı öpmek, iyileştirmek istiyordu. bir yandan da deli gibi merak ediyordu ve sinirliydi. hoseok'u bu duruma ne getirdiyse canını almak istiyordu, hoseok için her şeyi yıkabilirdi.

anlatmak istemediğini belirtmişti, zorlamayacaktı. şimdi ona düşeni yerine getirecek, hoseok'a iyi hissettirmek için her şeyi yapacaktı. büyük adımlarla sürücü koltuğuna doğru ilerledi ve oturdu. uzanıp hoseok'un kemerini taktı, genç bu yakınlıktan irkilmemişti bile, normalde en ufak dokunuşuyla bile irkilirdi. yoongi kemerle ilgilendikten sonra gencin yanağını avucunun içine aldı, baş parmağıyla göz altını okşadı. diğer yanağına tatlı bir öpücük bıraktı. belki istediği gibi her yerini öpemezdi ama küçük bir öpücükle yetinmeye çalışabilirdi. hoseok heyecanlansa da bu öpücüğe de tepki vermedi, ilerideki evlere bakmaya devam etti. yoongi'sinin gözlerine bakarsa her şeyi anlatmak zorunda kalır diye korkuyordu.

"çiçeğim, bana bak hadi, özledim seni."

hoseok daha fazla dayanamadı, gözlerini fazla yakınında olan yüzün minik gözlerine çevirdi. karşısındaki adam o kadar şefkatli dokunuyor, o kadar şefkatli bakıyordu ki, kalbinin tatlı bir kek hamuru kıvamına geldiğini hissedebiliyordu.

"ama daha dün görüştük..." kendisi özlemeye vakit bulamamıştı, yaşadığı şeyler her şeyi unutturmaya yetmişti.

yoongi önce elini çekti sincap yanaktan, sonra uzaklaştı ve kendi kemerini taktı, biraz bozulmuştu. "sana bu kadar yakın olmam rahatsız mı ediyor hoseok?"

yoongi açık olmasını istiyordu, kimsenin boş yere üzülmesine gerek yoktu.

hoseok endişeyle yoongi'nin dizindeki elini tuttu. "etmiyor, aksine... çok hoşuma gidiyor, hep bana bu kadar yakın olun istiyorum."

yoongi gülümsedi, tek lafıyla nasıl da mutlu etmişti hemen, eskiden mutluluk standartlarının yüksek olduğunu düşünürdü ama hoseok hayatına girdiğinden beri, ondan gelen, gelecek küçücük bir işaret bile mutlu etmeye yetiyordu.

elinin üstündeki eli sıkıca tuttu, avucunu dudaklarına doğru getirdi, öptü, ikisinin de heyecandan sayamayacağı kadar çok öptü, yüzüne kondurmak istediklerinin hepsini elindeki küçük avuca sığdırdı. koklaya koklaya öptü çiçek kokulu eli, boşuna ona çiçeğim demiyordu, gerçekten çiçeğiydi.

ekşi mandalinalar | sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin