1.9°

15.3K 932 307
                                    

°
"...Çizimlerinizi en kısa zamanda odama istiyorum." Diyerek toplantıyı sonlandırdım.

Eşyalarımı alıp toplantı salonundan çıkıp kendi odama girdim. Sandalyeme kendimi zorlukla bırakıp kafamı geriye yatırarak gözlerimi kapattım.

Birkaç dakika sonra kapının çalınmasıyla kendimi toparlayıp 'gel' diye bağırdım. Kapı açılınca içeriye biraz telaşla sekreterim gelince tek kaşımı kaldırdım. Uzun zaman sonra onu ilk defa böyle görüyordum.

"İyi misin Maria ne oldu?"

"Alya hanım büyük patron geldi. Sizi görmek istiyormuş" dedi telaş içinde ben onun bu haline göz devirip yerimde dikleştim.

"Desene sonunda ortağımla tanışıcam" diye ağzımın içinden mırıldanıp tekrar Maria'ya döndüm. " Tamam Maria sen çıkabilirsin." Diyerek oturmaya devam ettim.

Maria kafasıyla onaylıp kapıdan çıktığında bende bir süre daha odamda durdum. Biraz dinlendikten sonra kapıdan çıkıp ortağımın odasına gitmeye karar verdim.
Koridorun sonundaki odaya doğru kendimden emin adımlarla gitmeye başladım. Kapıdaki sekreterine baş selamı verdiğimde anlayıp telefonla odayı aradı. Karşısındaki kişiye haber verdiğinde bir süre onu dinleyip kapatmıştı.

"Sizi bekliyor Alya hanım." Diyerek gülümsedi. Bende hafif bir tebessümle karşılık verip kapıyı çalıp içeri girdim. Odasındaki boydan camdan dışarı bakan adam odaya benim girmemle bana baktı. Suratına baktığımda birine çok benzettiğimi fark ettim. Ben onu süzerken  onunda beni aynı şekilde süzdüğüne emindim.

İlk kendini toparlayan o oldu. Hafif öksürerek kendini toparladı."Buyurun oturun lütfen." Diyerek karşılıklı tekli koltukların olduğu yeri gösterdi. Bende kendimi toparlayıp oraya ilerleyip oturdum.

Oda benim karşıma oturup elini uzattı.     
"Dağhan Yılmazer. Ama burada çoğunlukla Edward ismini kullanıyorum.  Bir işimden dolayı uzun zamandır Türkiyedeydim. Sizinde türk olduğunuzu duydum."dedi tek kaşını kaldırıp emin olmak ister gibi suratıma bakarak.

Bende onun elini sıkıp konuşmaya başladım. "Alya Demir. Doğru duymuşsunuz ama uzun zamandır Amerikadayım." Diyerek elimi çektim. Arkasına yaslanıp sorar bir şekilde bana baktı.

"Nedenini sorabilir miyim acaba?" Deyince bende arkama yaslanıp yalan olduğu belli olan tebessümümü suratıma takındım.

Ağzımdan hayır anlamında ses çıkartıp kaşlarımı kaldırdım. "Soramazsınız. İşiniz olmayan şeylere burnunuzu sokmazsanız sevinirim."diyerek yalancı gülümsememe devam ettirdim. Oda yalandan gülümseyip ellerini havaya kaldırdı. "Peki sormadım sayın. " dedi. Kafamla onayladım.

Uzun bir süre işler hakkında konuştuktan sonra odadan çıktım. Tekrar kendi odama gidip dosya işlerini halletmeye başladım. İşlerime odaklanmışken telefonum çalmasıyla telefonuma uzanıp kimin aradığına baktım.Arayanın Pamir olduğunu görünce telefonu açıp hoparlöre bağladım. Bir yandan dosya işlerini hallederken bir yandan da onunla konuşuyordum. Bir süre daha konuştuktan sonra arkadan Tuğkanların sesi gelince vedalaşıp telefonu kapattık.

İşlerime devam ederken tekrar telefonumun çalmasıyla bıkkın bir nefes verip telefona baktım. Arayan üniversitedeki arkadaşım Lisa olduğunu görünce kalemi bırakıp telefonu açıp kulağıma yasladım.

"Efendim Lisa?"

"Alya nasılsın?"

"İyiyim,sen nasılsın?"

"Bende iyiyim. Alya biz Betty, James, William ve Paul ile beraber bizim kafede oturuyoruz sende gelmek istermisin diye soracaktım. " dedi arkadan diğer ekibinde hadi nidalarıyla beraber odamdaki saate baktım. Geri kalan dosyaları evde halledebileceğimi düşünüp onlara onay verip telefonu kapattım.

Abilerim Ve Kardeşim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin