hangimiz; yoonmin

17- "Gizli Kutu."

Yazdığım en uzun bölüm. İzlenmeler çok düştüğü için hevesli olmasam da kitabın takipçilerini kırmamak için yazdım. Lütfen bolca oy ve yorum yapar mısınız?

Yoongi

Sikeyim seni Kim Taehyung!

Senin o gönderiyi atan parmaklarını, benim eşime bakan gözlerini, aklından geçen düşünceleri tek tek sikeyim!

Delirecektim. Ciddi anlamda kafayı yemek üzereydim. Neden böyle olduğumu bilmiyordum. Sadece siktiğimin dünyasında aşık olmuştum ve başıma gelmeyen kalmamıştı.

Bir de bizim buluşma yerimize gitmişler!

Ortalama on dakika önce Jungkook'tan gelen arama ile kucağımdaki kızımı beşiğine yatırıp başucundaki telsizi açmıştım. Cebimdeki telefonu çıkartıp açtım ve aşağıya adımladım.

"Efendim Kook?"

"Hyung, bil bakalım iki dakika önce karşımda kimler vardı?"

Derin bir nefes alıp mutfağa girdim ve kahve makinasına vardım. Kapsül kahveyi makinanın içine atıp makinayı çalıştırdım.

"Kimler?"

"Taehyung ve Jimin, inanabiliyor musun?"

Duyduğum iki isimle olduğum yerde kalırken başımı yere eğmiş ve sertçe ovalamıştım.

"Beni ilgilendirmiyor, Jungkook. Bunun için mi aradın sadece?"

"Hyung bari bana yalan söyleme ya!"

"Görüşürüz Jeon."

Telefonu suratına kapatıp gelişi güzel bir yere bıraktıktan sonra tezgaha yaslandım ve derin nefesler almaya başladım.

Aklıma gelen şey ile tekrardan telefonu alırken, Whatsapp durumları, Instagram hikayelerini ve gönderilerini kontrol etmeye başladım. Gördüğüm fotoğraf ile kalakaldığımda birkaç saniye kendime gelebilmek için izin verdim.

Neyse, sikimde değildi.

En azından beş dakika öncesine kadar.

Kahvenin sıcak olmasını umursamadan kafama diktiğimde bazen artistliğimin çok gereksiz olduğunu düşündüm. Derin nefesler alıp ağzımı elimle aşağı yukarı sallayıp soğutmaya çalışırken içimden Taehyung'a küfürler döşemeyi unutmuyordum.

Kahveyi tezgahın üzerine bırakıp arkamı döndüm ve ikizlerin odasına ilerlemeye başladım.

Sikimde değildi.

-🌙-

Jimin

Oturduğum yerde kahvemi yudumlarken sakinleşmek için ekstra çaba harcıyordum. Kim Taehyung tam bir şerefsizdi ve her şeyi Yoongi'nin inadına yaptığı da apaçık belliydi.

Elimi çenemin altına koyup masaya yaslandım ve karşımdaki bedeni es geçip manzarayı izlemeye başladım.

Burada Yoongi ile o kadar çok anım vardı ki, aklımdan dolaşan anılarla o kadar stresin içinde gülümsemeye başlamıştım.

Her masada farklı bir anı, hatırlamaya değer farklı mutluluklar vardı. Bir masada bana çıkma teklifi etmişti, diğer masada hamileyken canım tavuk çektiği için yemek yemeğe getirmişti.

Aklım tamamen Yoongi'ye kayarken her zamanki gibi kendimi dış dünyadan soyutladım. Evliliğimizin başından bu yana bütün güzel şeyleri düşündüm.