3-"Ben onun için ağlamıyorum ki!"

3.7K 296 107
                                    

kısa bir bölüm, tatmin eder umarım iyi okumalar :)

Yoongi'nin Bakış Açısından;

Burnumu kaşındıran şeyle güzel rüyamdan uyandım. İlk birkaç saniye kendime gelmeye çalışırken üstümde bir hareketlilik hissedip kafamı eğdim.

Eğmez olsaydım.

Yüzünü göremediğim, saçlarından, minik vücudundan ve burnuma dolan kokusundan tanıdığım peri'm göğsüme uzanmış mışıl mışıl uyuyordu ve bu benim kriz geçirmeme yeterdi.

Anlamaya çalışıyordum bazı şeyleri ama kafam karışmıştı. Biz neden sarmaş dolaş yatıyorduk, akşam ne olmuştu ve çocuk- ÇOCUKLAR NEREDEYDİ?

Endişeyle kıpırdamamdan etkilenen Jimin sanırım korkmuştu.

Çünkü beni yataktan atmasının başka bir amacı olamazdı, değil mi?

Bir anlık başıma giren ağrıyla yerde acıyla kıvranırken anlık sinirle söylenmiştim.

"Sikeyim, ne yapıyorsun Jimin?!"

Jimin üstüne başına bakmış ve hiç olmadığı kadar yüksek sesle bağırmıştı.

"Benim yatağımda ne işin var, biz neden sarılarak uyuyoruz, üstümde neden sadece boxer ve gömlek var, ÇOCUKLAR NEREDE YOONGİ?"

"Bir sakin ol, muhtemelen Jungkook ilediler."

Komodinin üstündeki telefonuma uzanıp Jungkook'un numarasını tuşladım ve aramaya basıp kulağıma götürdüm. Bir yandan da arkadan söylenen Jimin'i susturmaya çalışıyordum.

"Oo hiç uyanmasaydınız efendim, gece çok mu yoruldunuz yoksa?"

"Kes zevzekliği, çocuklar sende mi?"

"Hyung, biraz sakin ya!"

Karşıda beni hem çenesiyle hem de gözleriyle yiyen Jimin'i gördüğümde yutkundum.

"Senin de karşında kızgın bir civciv olsa sen de sakin olamazsın."

Evet Min Yoongi kendin kaşınıyorsun.

Yüzüme yediğim yastıkla birkaç saniye kendime gelmeyi beklemiş, ardından sevdiğime bir bakış atıp telefona kulak vermiştim.

"Çocuklar bende, dedim ki şimdi siz çok ses yaparsınız ondan aldım bebeklerimi."

Derin bir nefes alıp işaret ve baş parmağımla burun kemerimi sıktım, bugün benim üstüme oynamaya yemin etmişlerdi sanırım.

"Neyse oyalama beni, çocuklarla oynuyorum istediğinizde gelir alırsınız öpüyorum byee!"

Telefonu yatağın üstüne atıp ayaklandım. Üstümde boxer olduğunu fark ettiğimde koltuğun üstüne attığım pantolonumu bulup hızlı hareketlerle giydim.

"Min Yoongi, anlatmayı düşünüyor musun?"

"Çocuklar Jungkook'taymış işte onları almaya gideceğim şimdi."

Jimin küçük bir kafa sallayıp ayağa kalkmaya çalışırken bir anda yatağa tekrardan düştü. Anlık refleksle yanına adımladım fakat bir anda ağlama başlamıştı.

"N-ne oluyor Jimin?"

"Yoongi b-biz seviştik mi?"

Duyduğum şeylerle şok geçirmiş, hızla aynaya ilerleyip boynumu incelemiştim. İrili ufaklı hafif morarmaya dönmüş kızarıklıkları gördüğümde bu sefer gerçekten kanın beynime sıçradığını hissetmiştim.

Kaç saniye ya da kaç dakika hareketsiz durmuştum bilmiyordum ama Jimin'i hatırladığımda tekrardan yanına gidip kucağıma aldım.

"Tamam, olmuş bir kere ikimiz de sarhoştuk zaten lütfen ağlama artık."

Yani sanırım şu anda duygularımı ön planda tutmamam gerekiyordu ama başını göğsüme yaslamış, iç çeke çeke ağlayan sevdiğim benim sınırlarımı zorluyordu.

"Ben onun için ağlamıyorum ki Y-yoongi, canım acıyor sadece."

Konuştuktan sonra ağlaması tekrardan artmıştı. Banyoya geldiğimizde elini yüzünü yıkamasına yardım etmiş, acısını çok hissetmemesi için tekrardan kucağıma alıp salona inmiştim.

Onu en rahat koltuğa bırakıp, eline kumandayı verdim.

"Sen şimdi dinlen burada, ben birkaç yemek hazırlayayım sonra da ilacını veririz tamam mı?"

-🌙-

hangimiz; yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin