Yoongi, hızlı adımlarla şirketinden çıkıp arabasına atladığında uzun zamandır hiç bu kadar mutlu hissettiğini hatırlamıyordu.4 aya yakındır doğru düzgün yemek yemeyen, sürekli sinirlenip çalışanların burnundan getiren adam gitmiş, yerine çiçek gibi bir adam gelmişti.
Jimin onun ayarlarıyla oynuyordu.Sabah mutlu bir güne uyandığında ilk olarak Jimin'i aramış, üç -hatta dört- bebeğinin nasıl olduğunu sormuştu. Her gece ağlaya ağlaya telefona giden elini durdurduğunu hatırlamış, bunun üstüne aşkını doya doya söylemişti telefonun diğer ucunda mutluluktan tırnaklarını yiyen eski eşine.
Şirkete gittiğinde güzelce kahvaltısını etmiş, yüzüne renk geldiğini hissetmişken daha ne kadar mutlu olabileceğini düşünmüştü. Taa ki içeri hızlı adımlarla sekreteri Hyunjin'in girdiğini görene kadar.
Hyunjin, Kore'nin en ünlü şirketlerinden birinden gelen işbirliği haberini eli ayağına dolanarak söylemişti. Yoongi gerçekten hayatının en güzel günlerinden birini yaşıyordu.
Jimin onun şansıydı, umuduydu, neşesiydi, her bir şeyiydi.
Ortalama iki saat sonra da Jimin'inden gelen mesajla evinin yolunu tutmuştu.
İçindeki mutluluk patlama noktasına gelirken, çocuk gibi kıpır kıpır olmuşken eli zile gitti ve çaldı.
Kapıyı açan güzel eşine tam sarılacakken gözlerinden ateş çıktığını gördü.
"Ben sana kaç kere diyeceğim Min, zile basma bebeklerimiz korkuyor diye?"
Yoongi şaşırdığı tavırla düşünmeye başladı.
"Hiç söylemedin ki bebeğim."
"Ha yani söylemem gerekiyor? Bunu da ben mi düşüneyim Yoongi, bu çocukları tek başıma mı yaptım be-"
Yoongi daha fazla dayanamadı, sinirlendiğinden dolgun olan dudaklarını büzdüğünde kendisine davet olarak gördü ve seve seve dudaklarına yapıştı.
Ellerini beline koyup kendine çektiğinde, ne olduğunu birkaç saniye sonra farkeden Jimin ince dudaklara direnemeyeceğini anlayıp ellerini omzuna doladı ve ensesinden kendine çekti.
Bu kapının önündeki öpüşme minik oğullarını duyana kadar sürdü.
Kaşlarını çatıp duyduğu sesle Yoongi'den ayrılmaya çalışan Jimin'in pek başarılı olduğu söylenemezdi.
En sonunda yanağına küçük bir tokat yiyen Yoongi şaşkınlıkla Jimin'e bakmaya başladı. Dudakları da bu vesileyle ayrılmıştı. Sonradan Jimin, büyük olanın yanağını okşayıp küçük bir öpücük bıraktı kızarık yere. Kıyamıyordu işte."Özür dilerim sevgilim ama bebeğimiz ağlıyor."
Yoongi dudaklarını büzüp Jimin'i bıraktığında küçük olan hızlı adımlarla odaya ilerleyip Jung Gi'yi kucağına almış, ardından eşinin yanına dönüp kucağına bırakmıştı.
Duyduğu sert ama rahatsız etmeyen kokuyla anında sakinleşmişti Jung Gi.
"Bak, görüyor musun babasını nasıl seviyor hemen sakinleşti."
Jimin sinirle kendini kışkırtmaya çalışan büyüğüne bakmaya başladığında Yoongi kıkırdadı.
"Min Yoongi, şeytanlık yapma bebeğim bensiz uyuyamıyor."
Gülümseyip bebeğiyle oynamaya başladı Yoongi.
"Biliyorum, oğlum da benim gibi. Bende kaldığı her gece senin şarkılarını açıyorum uyuması için."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hangimiz; yoonmin
أدب الهواةKısa süre önce evliliğini yürütemeyip ayrılan Min Yoongi ve Park Jimin, küçük çocukları için sürekli görüşmek durumunda kalırlar. Bu durum en çok Min Yoongi'yi yaralar. Fem!Jimin #suji 1🎖 #jimin 1🥇