(Leyanın anlatımıyla)
Başımın ağrısı ile gözlerimi açtım.Ama burası neresiydi? bizimkilerde yoktu.Etrafıma bakınmaya başlayınca hastanede olduğumu anlamıştım.Nolmuştu bana.
Doktorlar beni biyere götürüyodular bi yandanda"beni duyuyo musun?" "iyi misin?" gibi sorular soruyolardı bende başımı sallamakla yetiniyodum çünkü hiç gücüm yoktu.
Bi odaya geldiğimde odada tuana da vardı.Onu görmemle içim rahatlamıştı.Ama o boş boş tavana bakıyodu bana bakmadı bile.
Doktorlara dönüp"onun nesi var?"dediğimde anlamsızca suratıma bakmakla yetindiler.Bende dayanamayıp seslendim"tuana ben geldim leya"
Tuananın gözünden bi damla yaş düşmüştü ama bana bakmıyodu.Birden öyle bişey dediki donup kalmıştım."leya seni göremiyorum".Doktorlara dönüp"nasıl ya kuzenim iyimi neden görmüyor?"dediğimde.Bir hemşire"aldığı hasardan kaynaklı"demişti."geçici bişey değil mi?"diye sorduğumda serumumu kontrol eden hemşire"bilmiyoruz bunu zaman göstericek"dedi.
Şok olmuştum benim kuzenim şimdi ağzıma bile alamıyodum o kelimeyi ki içimden düşüniyim...
"Peki bize noldu?"
Tuana tavana bakarak konuşmaya devam etti"o g-gece siz uyudunuz bende bi takım sesler duydum sonra silah sesleri"derken gözlerinden yaşlar iniyodu.Kalkıp yanına gitmek istediğimde doktorlar beni engellemişti."Sonra benide vurdular en son çağanı gördüm kanlar içindeydi sonrası yok".
"Peki diğerleri?"doktor bana dönerek konuşmaya başladı"kuzeniniz deniz ve arkadaşınız yağız size böbrek verdiler ameliyattan yeni çıktılar şuan hala uyuyolar"nasıl yani bana böbrek mi vermişlerdi.
"böbrek derken?"
"kurşun böbreğinize denk gelmiş ve almak zorunda kaldık sonra yağız vermek istedi arkasından da deniz bende veriyim iki tane olsun dedi"
Duyduklarımın şokunu yaşıyodum.Deniz zaten kuzenim ama yağız bana gerçekten değer mi veriyodu?
Doktora dönüp"peki çağan ve ülkü onlar nerde?"
"Aslında söylemememiz gerekiyo siz bu haldeyken ama bilmek hakkınız"tuana ya baktığımda anlamsızca etrafa bakıyodu bu seferde o soru sordu doktora"ne demek bu onlar iyi mi?"
Doktor derin bi nefes alarak tuanaya olan bakışlarını bana çevirdi ve konuşmaya başladı."Çağan yine aynı yerinden vurulmuş ve durumu çok kıritik.Ülkü ise..." "ülkü ise?" diye sordu tuana.
Doktor derin bi şekilde içini çekerek"başınız sağolsun onu az önce kaybettik"dediğinde donup kaldım.Nasıl yani o ölmüşmüydü? hayır olamazdı o çok güçlü bi kızdı.Tuanayla çığlıklarımız odayı doldurmaya başlamıştı.Hiç bir şey umrumda değildi.Hızla kolumdaki serumu çıkarıp tuanaya sarıldım."nolur gidelim ülküyü görelim leya ölmedi o"
Tuanın göz yaşlarını sildim ve doktora dönüp"onu görmek istiyoruz"Doktoro bize bakıp kafasını salladı"ama önce şu serumlarınızı takın daha yeni ameliyat atlattınız"dedi.Bizde dediğini yaptık.
...
(Yağızın anlatımıyla)
Gözlerimi yine ve yine hastanede açmıştım.Etrafıma bakınmaya başladığımda yanda uyuyan denizi gördüm.Demek ameliyatımız bitmişti.Odaya giren hemişere serumumu kontrol edip konuşmaya başladı."ameliyatınız başarılı geçti böbrekleri aldık arkadaşınız denizde birazdan uyanır."dedi.Ona dönüp"peki leya o iyi mi?"
Hemişire yünündeki gülümsemeyle"çok iyi merak etme"dedi.Şuan okadar mutluyduk ki kimse bu mutluluğu bozamazdı.
(sen öyle san yağız bu kitabın yazarı irem olarak mutluluğunun bozulacağına söz veriyorumm:))
