1. Bölüm

5.2K 314 125
                                    

Selam yine ben. Öncelikle hoş geldiniz. Umarım sıkılmadan okuyacağınız bir kitap olur. İyi okumalar dilerimm.

Beacon Hills ormanında; kabarık kuyruğu ve tüyleriyle göz alan bir tilki yaşar. Çalılıklarda gezmesine rağmen tüyleri tertemizdir. Oldukça masum ve hoş bakışları vardır. "Tilkiler kurnazdır" diyenler bu bakışların kandırmak için olduğunu düşünse de o bakışlar onun içindeki iyiliği yansıtır. Her ne kadar insanlar onu çok görmese de görenler gülümsemeden duramaz. Herkesin korktuğu o tilkilerden değildir, amacı da kurnazlık değildir.

Uzunca yılları bu ormanda geçmiştir. Tek istediği diğer tehlikeli hayvanlardan kendisini koruyup muhtemelen kısa sürecek olan yaşamını olabildiğince sürdürmektir.

Soğuk ve yağmurlu bir akşam bu sevimli tilki, yine ormanda, yağmurdan sığınacak bir yer arar. On dakika kadar gezdikten sonra ormanda daha önceden de rastladığı kulübeyi görür. Aslında evlere pek girmeyi sevmez, ancak geçen hafta kaldığı küçük köpek kulübesini yıkan çocuklar yüzünden bugün buna mecbur kalır. Aksi takdirde soğuktan donarak yaşamını yitirebilir.

Kulübenin açık camına bakıp tereddüt eder. Bu, Beacon Hills'in aylardır gördüğü en yağışlı gündür. Soğuktan titremeye başlayan tilki, tek bir hamlede cama atlar, camın mermerinden de içeri geçer. Sırılsıklam olan tüylerini silkeledikten sonra etrafa bakınır. Patilerini, yerdeki yumuşak halıya basarak birkaç adım ilerler.

Halının ortasına geldiğinde evi süzer. Kendisinin dört katı büyüklüğünde olan televizyonun karşısında, gri bir koltuk vardır. Tavan oldukça yüksektir, aslında kendisi kısa olduğu için ona öyle gelmiş de olabilir. Mutfak, salonla birleşiktir. Ahşap duvarlar eve güzel bir hava veriyordur. Evin birden fazla katı olduğunu, merdivenleri görünce anlar. Ancak izinsiz girdiği evi daha fazla kurcalamak istemez. Bastığı yumuşak halıya yatıp ıslaklığıyla kabarıklığı sönen kuyruğunu da yanına kıvırır ve evin sıcaklığı ve halının yumuşaklığıyla derin bir uykuya dalar.

Derek, siyah saçlı ve yeşil gözlü, uzun boylu biridir. O da aynı hikayenin sahibi tilki gibi ormanda yaşar ancak kendi evinde. Soğuk ve sert bir karaktere sahip olan Derek, bir kurt adamdır. Bilirsiniz, şu filmlerdeki gibi. Pençeler, parlayan gözler, kükreme, hız, iyi duyma, koklama...hepsi. Ayrıca sadece bir kurt adam değil, bir alfa kurttur. Henüz bir sürüsü olmasa da kendi başının çaresine de bir hayli bakabilir. Aslında bir sürü fena olmazdı ama her önüne geleni sürüsüne almak mantıklı gelmiyordu.

Birkaç saat sonra evin sahibi Derek Hale, eve vardı. Hala dinmeyen yağmur yüzünden henüz arabadan yeni inmiş olsa da saçları ve üstü başı sırılsıklamdı. Birkaç saniye cebinde aradığı anahtarı sonunda bulup kapıya götürdü. Kilidi çevirirken çıkan sesle içeride uyuyan tilki, sıçrayıp kalktı. Burada uyuyakalmamalıydı. Ya bu evin sahibi ona zarar verirse? Verse bile hak etmiş olacağını düşündü, çünkü yaptığı şey yanlıştı. Ancak yine de canını yakmasından korkuyordu.

Hızla saklanacak bir yer aradı. Televizyonun yanındaki gördüğü aralık olan dolabı kafasıyla biraz daha iterek açtı ve içeri girdi. O girer girmez Derek de kapıyı açmıştı. Üstünü silkeleyip siyah, deri ceketini çıkardı ve kapının önündeki askıya astı. Derek bunu yaparken tilki, aralık kapıdan onu izliyordu. Her ne kadar evi görmüş olsa da adamı ilk kez görüyordu.

Derek, ceketini astıktan sonra kendine yiyecek bir şeyler hazırlamak için mutfağa gitti. Dolabı açıp biraz bakındı. Tilki, bu açıdan onu göremiyordu ancak sesleri duyduğundan, tehlikenin hala geçmediğini biliyordu. Bu yüzden yerinden ayrılmadı.

Derek, ilgisini çeken bir şey bulamayınca dolabı kapattı. Yarın kesinlikle alış verişe çıkması gerekiyordu. İştahı kaçmıştı. Islak kıyafetlerini değiştirmek için merdivenlere yönelip üst kata çıktı. Odasına vardığında üstünü çıkardı ve dolabını açıp rastgele bir tişört ve eşofmanı alıp giydi. Tilki, yine de yerinden ayrılmamayı doğru buldu. Aslında kaçmanın tam fırsatıydı ama bu saatte bütün tehlikeli hayvanlar onun peşine düşerdi. Normalde bu saatlerde, bulduğu bir ağaç kavuğunda veya küçük bir taş oyukta saklanıyor olurdu. Bu zamanlarda dışarıda olan hayvanlar genelde çok yaşamazdı. Tilki, bundan korkup geceyi dolapta geçirmeye karar verdi. Ölmek istemiyordu.

Derek'in tilkiyi kokusundan fark etmemesinin sebebi, tilkinin ıslak olmasıydı. Yağmurda veya ıslak olan şeylerde, koku almak bir hayli zordur.

Derek uyuduğunda tilki, onun uyuduğundan emin olmak için bir saat kadar bekledi. Bu küçük dolapta uyuyacak kadar yer yoktu. Zaten eğer uyursa Derek'in kendisini bulabileceğini düşünüp uyumamayı mantıklı buldu. Tüyleri artık kurumuştu ve yine eski güzel halini almıştı.

Bir saat daha sonra tilki, acıktığını fark etti. En son iki gün önce bir şey yemişti. Gerçi o da pek "yemek" kategorisinde değerlendirilemezdi. Kafasını, dolap kapağına dayadı ve gözlerini kapattı. Bunu yapmak istemiyordu ama eğer yarın buradan kurtulsa bile yiyecek bulması en az altı saat sürerdi. O zamana dek çoktan ölmüş olurdu.

Dolabı açıp yavaş ve sessiz adımlarla birkaç saat önce uyuduğu halıya çıktı. Adımlarını sürdürerek salonla bitişik mutfağa gitti. Yine tek bir hamlede tezgaha çıktı. Koklarken burnu küçük hareketlerle ileri geri oynuyordu ve tatlı görünüyordu. Tezgahta hiçbir şey yoktu, Derek'in mutfağı topladığı nadir zamanlardan birine denk gelmişti.

Tezgahtan inip dolaplara bakmaya karar verdi. Dolaplarda temizlik malzemeleri ve tabak gibi eşyalar dışında bir şey yoktu. Tekrar tezgaha çıkıp lavabodaki çatalı aldı ve indi. Buz dolabına yönelip ağzındaki çatalın ucunu dolabın kapağına kıstırdı ve itmeye başladı. Ters yöndeki dolap açıldı. Çatalı bırakıp dolabın raflarını görebilmek için biraz geri çekildi. İkinci rafta ekmek vardı. Tekrar dolaba yaklaşıp patilerini rafa dayadı ve ekmek poşetini ağzıyla ısırıp çekti. Poşet, cam sürahiyle birlikte yere düştü. Derek de tilki gibi ses ile irkildi. Yere çarpınca paramparça olan şişenin parçaları her yere saçıldı.

Derek, içeri birinin girmiş olabileceğini düşünüp hızla odasından çıkıp aşağı indi. Tilki, geri çekilirken patileri, kırıklara basmıştı ama bu, o adamın gelip kendisini öldürmesinden daha az canını yakardı. Bu yüzden açlığını da kesiklerini de umursamadan açık olan cama gitti ve son kez arkasını dönüp merdivenleri yeni inmiş olan adama baktı. Derek, büyümüş gözleriyle ona bakıyordu. Sanki tilki ona tufaf bir his vermişti. Tilki, kafasını tekrar öne çevirip cama atladı ve hızla kaçtı.

Wolf And Fox |SterekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin