Stiles uykudan uyanana kadar Derek yatağını toplayıp kitabı inceledi. Bir süre sonra okumaktan gözleri yorulduğu için televizyonu açtı ve kitabı kapatıp yanına koydu. Aslında televizyon izlemekten pek hoşlanmazdı ama Stiles yokken sıkılıyordu.
Televizyonda arkada ses olsun diye bir film kanalını açtı. Gözleri televizyonda olsa da izlemiyordu. Stiles gözlerini açtığında yorgunluğu yarıya inmiş gibiydi ama bu bile onu çok daha iyi hissettirmişti. Aşağı indiğinde Derek adım seslerini duydu ama görmek için arkasını dönmesi gerekiyordu. Dönmeden önce seslendi.
Derek: Stiles üstün giyinik değil mi?
Stiles: Şey-hayır.
Derek: Dolaptan bir şeyler giyebilirsin.
Stiles: Tamam.
Tekrar yukarı çıktı. Derek artık ona bunun normal gelmesine alışmıştı ki artık Derek'e bile komik geliyordu.
Stiles üstüne bir şeyler geçirip aşağı indi. Derek, artık giyinmiş olduğunu bildiğinden kafasını çevirip Stiles'a baktı.
Derek: Daha iyi misin?
Stiles kafasını salladı ve Derek'in yanına gitti.
Derek: Kahvaltı için ne istersin?
Stiles: Ne olursa.
Derek: Patates kızartmasına ne dersin?
Stiles: Tadını hatırlamıyorum.
Derek bu yaştaki bir çocuğun sıradan bir patates kızartmasını bile hatırlamaması için üzülmüştü. Ayağa kalktı ve ceketini giydi.
Derek: Birlikte alış verişe gidelim. Merak ettiğin ne varsa alalım ve sen seç.
Stiles heyecanlanmıştı. Tadını unuttuğu ve henüz hiç yemediği birçok sıradan yiyecek vardı. Yüzünde büyük bir tebessüm oluştu ve Derek'in yanına koştu.
Birlikte arabaya bindiler. Derek arabayı çalıştırdığında Stiles korkmuştu. Sonuçta arabalara yaşadığı kaza yüzünden ve yıllardır da binmediğinden biraz önyargılıydı. Derek, sorun olmadığını söyledi ve markete sürdü.
Arabadan indiklerinde Stiles markete önden gitti. Otomatik kapının dokunmadan açılması bile ona garip geliyordu. Sanki o bunca yıl bu dünyada bile değildi. Birlikte içeri girdiklerinde klimanın soğuğu yüzüne vurdu ama güzel hissettirmişti. Bir sürü yiyecek ve içecek vardı. Stiles, gözleri büyümüş şekilde etrafa bakıyordu. Bu marketi biraz hatırlamıştı. Küçükken birkaç kez geldiği olmuştu.
Derek, elini Stiles'ın sırtına koyup hafifçe kendiyle beraber ilerletmeye çalıştı. Stiles da yürümeye başladı. Derek bir market arabası aldı.
Derek: İçine binmek ister misin?
Stiles: N-ne?
Derek, Stiles'ı belinden tutup market arabasının içine koydu. Stiles, bir süre debelenip arabada düzelmeye çalıştı. Düzelmeyi başardığında etrafa tekrar bakınmaya başladı. Derek arabayı sürerken Stiles mısır gevreklerini gördü. Kutusundaki resim çok renkliydi ve tanıdık gelmişti. Küçükken bunları çok severdi ama tadını unutmuştu. Kafasını geri eğip arabayı yavaş bir hızda süren Derek'e baktı.
Stiles: Derek şunu alabilir miyiz?
Derek, arabayı bırakıp rafa uzandı.
Derek: Bunu mu?
Stiles masumca kafasını salladı. Derek de kutuyu alıp Stiles'ın kucağına bıraktı. Stiles, kutunun üstündeki resme daha yakından baktı. Çok ilgi çekici duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wolf And Fox |Sterek
WerwolfOrmanda dolaşan bir tilki, yağmurdan sığınmak için girdiği evde, kaderini değiştirecek adamla tanışır.