Derek, kısa bir süre çocuğa baktıktan sonra Isaac'e döndü. Isaac, Derek'in ona baktığını görse de şaşkın gözlerini çocuktan ayırmadı. Derek, Isaac'e orta hızda bir tokat attı.
Derek: Başka yöne dön.
Isaac, afallamış şekilde arkasını döndü. Derek, çocuğu kucaklayıp merdivenlere yöneldi. Teni oldukça sıcaktı. Basamakları çıkarken çocuğun kapalı gözlerinin hangi renk olduğunu tahmin etmeye çalıştı. Boynunda ve yanaklarında tatlı birkaç ben vardı. Teni açık renkti ve saçları açık bir kahverengiydi ve aynı tilkiykenki gibi insanları kendine hayran bırakıyordu, ya da sadece Derek'i hayran bırakmıştı.
Yüz ifadesindeki aynı masumluktan, o tilkinin bu çocuk olduğu anlaşılıyordu ve kokusu...kesinlikle o buydu.
Odasına vardığında çocuğu nazikçe yatağa yatırdı ve üstünü örttü. Bu yatağa ilk yatışı değildi ama Derek'e ilk gibi gelmişti. Çocuğun dağılmış olan saçlarını geri çekti ve doğrulup dolaba yöneldi. Uyandığında giymesi için baş ucuna birkaç giysi bıraktı. Ardından odanın kapısını kapatıp oradan ayrıldı.
Aşağı indiğinde Isaac meraklı gözlerle sordu.
Isaac: Uyanacak mı?
Derek: En azından yaşıyor, yani uyanır sanırım.
Isaac: Ya uyanmazsa?
Derek: Isaac bir tokat daha mı istiyorsun?
Isaac: Pekala sustum.
Aradan birkaç saat geçti. Stiles, gözlerini açtı ve bu, fazlasıyla tanıdık gelen odaya baktı, ancak bu kez farklı bir açıdan. Ellerine baktı, bunlar insan elleriydi. Neler oluyordu? Vücuduna göz gezdirdi. Bu hale nasıl geldiğini yavaş yavaş hatırlamaya başladı. Derek kükremişti ama daha sonrası tamamen karanlıktı. İnsan olmayalı yıllar olmuştu. Çok değişik bir duyguydu. Daima aşağıdan baktığı bu dünyaya bu açıdan bakmak garipti ve başını döndürmüştü.
Ayağa kalktı ve dengesini sağlamaya çalıştı. Tamamen unutmuş sayılmazdı. Çıplak olduğunu gördüğünde karşıdaki aynaya baktı. Kısa bir süre yeni vücudunu inceledi. Birkaç tuhaf denemeden sonra aşağı inmek için odadan çıktı. İnsanları uzaktan gözlemlediği için birçok şeyi nasıl yapacağını biliyordu, kapı açmak veya merdivenleri inmek gibi.
O kapıyı açıp basamakları inerken Derek, sesleri duyup ani bir hışımla ayağa kalktı. Stiles, aşağı indiğinde Derek'i merdivenlerin hemen yanında gördü. Derek, çocuğun gözlerine baktığında, tilkide hissettiği o hissi tekrar yaşadı. Aynı masumluk ve aynı parlaklığı barındırıyordu. Gözleri, tahmin ettiğine benzer bir renkti, kehribardı.
Derek, kendini Stiles'ın gözlerinden ayıramamışken birden asıl fark etmesi gerekeni fark etti ve aceleyle gözlerini kapattı.
Derek: Ş-şey odaya kıyafet bırakmıştım.
Stiles, o an vücuduna baktı ve üstünü giyinmediğini yeni fark etti. Aslında ona göre bu normaldi. Yıllardır bir hayvan olduğunu düşününce bunu garipsememiş olması normaldi. Hızla yukarı çıktı ve komodindeki kıyafetleri birkaç tuhaf deneme sonrasında giymeyi başardı ve tekrar aşağı indi.
Stiles, iner inmez Derek'in karnına yumruk atmaya başladı. Gücü değil bir kurt adam, normal bir insanın bile canını yakacak kadar fazla değildi. Derek, yediği yumrukları durdurmak için bileklerini tuttu. Stiles, debelenmeye devam etti, Derek bunu da durdurmak için kollarını ona sardı. Stiles, titreyen ve ağlamak üzere olduğunu belli eden sesiyle bağırmaya başladı.
Stiles: Neden bunu yaptın!?
Derek: Hey hey hey, sakin ol.
Stiles, hala debelenmeye çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wolf And Fox |Sterek
WerewolfOrmanda dolaşan bir tilki, yağmurdan sığınmak için girdiği evde, kaderini değiştirecek adamla tanışır.