11. Bölüm

2K 179 53
                                    

Derek, birkaç saniye gözlerini ayırmadan yine hipnoz olmuş gibi onun gözlerine baktı.

Derek: B-ben...ben bilmiyorum.

Aslında gerçeği gizlemiyordu, doğru olan buydu. Derek de nedenini bilmiyordu. Onunla konuşmak, onun o konuşmasını dinlemek istiyordu. Bu insan yüzünü seviyordu. Tenini, saçlarını, en çok da gözlerini... Ancak asıl nedenini kendi bile bilmiyordu.

Kendini toparlamak için gözlerini kapattı ve iki saniye sonra tekrar açtı. Stiles, cevaptan tatmin olmasa da kabullendi çünkü gerçeğin bu olduğunu biliyordu. Asırlık bir kitap yalan söylemezdi değil mi?

Derek: Ş-şey sen uyu istiyorsan. Yorulmuşsundur h-hem ben de biraz yoruldum.

Stiles, hala başka şeyler düşünüyordu ve afallamış şekilde kafasını salladı.

Stiles: Ah, evet doğru.

Merdivenlere yönelip arkasına bakmadan yukarı çıktı. Sabahtan dağınık bıraktığı yatağa uzanıp yorganı üstüne örttü. Yatağın rahatlığı ve odaklanmanın verdiği yorgunlukla çabucak uyuyakaldı.

Derek, toplamaya fırsat bulamadığı yatağa yattı ama ışığı söndürmeyi unuttuğunu yeni fark etti. Tekrar doğrulup ayağa kalktığında masadaki defter dikkatini çekti. Üstü yazılarla doluydu. "Derek" yazıyordu. Bir ilkokul çocuğunun yazısını andırıyordu ve bazı yanlış harfler vardı. Ancak yazılan az çok okunuyordu.

"Stiles" yazmaya da çalışmıştı ama ismi, henüz öğrenmediği harfleri barındırıyordu, bu yüzden onlar yarıda kalmıştı. Defterde "Derek" ismini görmek, yüzünde bir tebessüm oluşturdu. Sonuçta kendisi çabalayıp yazmıştı. Normal bir insan yapsa pek ilgi çekmezdi ama Stiles bunun için uğraşmıştı. Zaten her zaman Stiles ve Derek için gündelik şeyler birer tebessüm yaratıyordu.

Defteri tekrar masaya bırakıp ışığı kapattı ve kanepeye uzandı. Kısa bir sürede uykuya daldı.

Bu sabah ise Derek, Stiles'tan önce uyanmıştı. Stiles'ın ne zaman uyanacağını kestiremediği için kahvaltı hazırlama işini sonraya bıraktı. Stiles'ın daha ne gibi özellikleri olduğunu merak ediyordu.

Bir saat kadar kitabı incelediğinde birkaç şey bulmuştu. Stiles ise henüz yeni uyanıyordu. Gözlerini ovuşturarak aşağı indi ve Derek'e baktı. Derek de kafasını kitaptan kaldırıp Stiles'a baktı. Ardından kitabı tek sert hamlede kapatıp ayağa kalktı.

Derek: Kendini nasıl kontrol edeceğini buldum.

Stiles'ın bir anda uykusu açıldı. Küçük bir şaşkınlıktan sonra hızlı birkaç adımda yanına gitti.

Stiles: S-sahiden mi?

Derek, kafasını salladı ve Stiles'ı hafifçe bileğinden tutup koltuğa oturttu. Ardından önünde eğildi ve yüzüne baktı, gözlerine uzun süre bakmamak için kendi gözlerini birkaç saniyede bir başka yere çeviriyordu. Stiles, bunu fark ettiğinde yüzünde biraz kırgın bir ifade oluştu.

Stiles: Derek...gözlerini kaçırmana gerek yok. Sana bir şey sormayacağım.

Derek, bu duyduğuna kötü hissetmişti. Amacı o değildi aslında onun gözlerine bir süre baktığında sanki konuşmayı unutuyordu, tamamıyla hipnoz oluyordu. Bu yüzden gözlerini kaçırıyordu. Ancak bunu açıklasa da Stiles'ın inanacağından şüpheliydi ve "senin gözlerine bakarken konuşmayı unutuyorum" diyemeyeceğini biliyordu. Bu yüzden de konuyu değiştirmek daha iyi bir fikir gibi geldi.

Derek: Kurt adamlığa çok benziyor. Kendine bir dayanak noktası bulmalısın.

Stiles bu kelimeyi ilk kez duyuyordu ki garipseyen bir ifade takındı.

Stiles: D-dayanak nesi?

Derek: Dayanak noktası. Kendini kontrol etmeni sağlamak için senin için değerli bir şeyi düşün.

Stiles: Seninki ne?

Derek kısa bir süre ona baktı.

Derek: Öfkem.

Stiles "öfke"nin nasıl bir dayanak noktası olabileceğine pek mantık erdiremedi. Ancak bunu fazla umursamayıp kendi dayanağını bulmaya odaklandı.

Stiles: Buldum.

Derek: Pekala şimdi gözlerini kapat ve o şeyi düşün.

Stiles gözlerini kapatmadı.

Derek: Gözlerini kapat.

Stiles: Gerek yok.

Derek garipsedi ama üstelemedi.

Derek: Şimdi tilkiye dönüştüğünü düşün. Onun verdiği hissi düşün.

Stiles, bunu düşünmek için gözlerini kapatma ihtiyacı duydu. Bir dakika geçmişti ama hala bir şey yoktu.

Stiles: Derek bu bir işe yaramayaca...

Derek: Hayır biraz daha zaman ver.

Aslında Derek işe yaramasını istemiyordu ama Stiles istiyordu. Derek için önemli olan da onun isteğiydi ki zaten karışmaya pek hakkı olmadığını düşünüyordu.

İki dakika daha bu şekilde kaldıktan sonra gerçekten hissetmeye başladı. Sanki teninde o tüylerin verdiği hissi hissediyordu. Fazlasıyla tuhaftı.

Derek: Stiles?

Stiles gözlerini açtığında önünde eğilmiş olan Derek'e artık aynı hizadan bakıyordu. Kafasının üstündeki tişörtten kafasını eğip bir adım atarak kurtuldu. Patisini kaldırıp baktığında gerçekten de dönüştüğünü anlamıştı. Anlık sevinci ve o değişik duyguyla patilerini Derek'in omzuna koyup tepesinden atladı. Yere indiğinde yine sağa sola koşturmaya başladı. Henüz iki gün bile olsa bu hissi özlemişti.

O koştururken Derek gülüyordu. Onun bu neşeli halini çok seviyordu. Aslında insanken de oldukça neşeli ve komik biriydi ama göstermeye pek fırsatı olmamıştı.

Sonunda durup tekrar koltuğa çıktı. Derek de ellerini uzatıp kafasını sevdi.

Derek: Şimdi tekrar aynı yolla insana dönüşeceksin tamam mı?

Stiles kafasını iki yana salladı.

Derek: Ne demek hayır?

Stiles tekrar kafasını salladı.

Derek: Stiles söz verdin.

Stiles söz verdiğini biliyordu ama insanken kendisi gibi hissetmiyordu. Sanki o başka biriydi ve o başa biri olmak istemiyordu.

Derek: Stiles bir şans vereceğini söylemiştin.

Aslında kükreyip onu tekrar dönüştürebilirdi ama Stiles istemediği sürece bunu yapmanın bir anlamı yoktu.

Stiles, bir süre Derek'in, içindeki kırgınlığı anlatan gözlerine baktı. Ardından verdiği sözü tutması gerektiğini düşündü. Aslında söz verdiği için değil, Derek'in gerçekten üzüldüğünü anladığı için dönüşmeye karar verdi. Bir adım ileri gelip Derek'in boynuna sürtündü. Ardından yine gözlerini kapatıp insan olduğunu hayal etmeye çalışarak dayanağını düşündü.

Sonunda insana dönüşmüştü. Her insana dönüştüğünde yorgun hissediyordu, fazlasıyla yorgun.

Kalan tüm enerjisini gözlerini açmak için harcadı. Derek'e baktığında Derek, biraz endişeli gözlerle ona bakıyordu. Kıyafetleri gitmiş olduğundan Stiles yine çıplaktı. Derek, ilk dönüştüğündeki gibi onu kucağına aldı. Teni her zamanki gibi çok sıcaktı. Stiles, belirtecek enerjisi olmasa da soğuklukla irkildi. Yukarı çıkarken yine yüzüne baktı. Çok güzeldi. Odaya vardığında onu nazikçe yatağa bıraktı ve üstünü örttü. Yorgun olduğunu anlamıştı ama artık kontrolü öğrenmişti. Artık kendisine kızgın olamazdı.

Derek: İyi uykular.

Henüz kahvaltı yapmaya bile fırsat olmamıştı ama biraz uyuması gerekiyordu. Bunları ilk kez yaşadığından fazla yoruluyordu ama belki ileride alışırdı.

Wolf And Fox |SterekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin