Tilki uyandığında Derek hala uyuyordu. Onu uyandırmadan kalkmaya çalıştı ve battaniyeyi ısırıp Derek'in üstüne çekti. Yara daha iyi gibi duruyordu. Biraz da olsa rahatlamıştı.
Derek'in de gözlerini açması birkaç dakika sürdü. Gözlerini açar açmaz baş ucundaki masum bakışlarıyla onu bekleyen tilkiye baktı. Esneyerek konuştu.
Derek: Erkencisin.
Tilki, neşeli bir bakış attı. Derek, biraz tüylerini okşadıktan sonra yataktan kalktı. Sanki onun kalkmasını beklermiş gibi kalkar kalkmaz zil çaldı. Derek, tilkiden önce aşağı inip kapıyı açtı. Gelen Isaac'ti. Ufak bir sarılmadan sonra kapıyı kapattı.
Derek: Yarın gelirsin sanıyordum.
Isaac: Orası fazla sıkıcıydı. Daha fazla duramadım.
Derek: Aç mısın?
Isaac: Biraz.
Derek, mutfağa yönelip buz dolabını açtı ve bir şeyler baktı. Tilki, yavaş adımlarla aşağı indi.
Derek, yumurtaları aldı ve dolabı kapattı.
Derek: Hey omlet mi istersin yoksa haşl...
Isaac: Pencereni kapalı tutmalısın Derek.
Derek, Isaac'e döndü. Isaac, tilkiyi ensesinden tutmuş, havada tutuyordu. Derek, hızla yanına gelip tilkiyi kucağına aldı.
Derek: Ne yapıyorsun sen!?
Isaac: Evine izinsiz giren hayvanı dışarı çıkarmaya çalışıyorum.
Derek, kucağındaki tilkinin kafasını okşadı.
Derek: İzinsiz falan değil. O artık benim.
Isaac: Derek bir kedi veya bir köpek alsaydın...tilki ne alaka?
Derek: Çünkü ben böyle istedim Isaac. Kahvaltıyı hazırla.
Kucağındaki tilkiyi bırakmadan kanepeye oturdu. Ardından tüylerini okşamaya devam etti. Tilki, masum ifadesiyle Derek'e bakıyordu.
Kahvaltı hazır olduğunda tilkiyi bıraktı ve onun için de tabağa bir şeyler koyup tabağı yere bıraktı. Kendisinden önce onun doymasını önemsiyordu.
Kahvaltıları bitene kadar çok bir şey konuşmadılar. Masayı topladılar ve Isaac, okul için çıkması gerektiğini söyledi. O çıktıktan sonra Derek de üstündeki kanı temizlemek için duşa girdi. Daha sonra odasına çıkıp üstünü değiştirmeye başladı. Tilki odaya daldığında utanmış hissetti. Derek, havlusunu tutup çekiştirmeye çalışınca tilki, hızla başka bir yöne döndü. Utanmış hissediyordu, çünkü amacı böyle birden dalıp onu bu şekilde görmek değildi. Ardından neden böyle hissettiğini düşündü, sonuçta sadece bir hayvandı.
Tilki odaya, Derek'in yarasının iyileşip iyileşmediğini merak ettiği için girmişti. Yatağa çıkıp oturdu ve Derek'i izledi. Derek, üstünü değiştirdiğinde o da yanına oturdu. Tilki, Derek'in ıslak saçlarını yalamaya başladı. Derek, gıdıklanmış gibi onu biraz itti.
Derek: Hey hey hey, su istiyorsan aşağı inelim.
Onu kucağına alıp aşağı indi ve bir kaba su koydu. Gerçekten susamıştı. Eğilip, tilkinin sırtını sevdi.
Derek: Benim şimdi çıkmam gerek tamam mı? Geç olmadan dönerim.
Derek, ceketini alıp evden ayrıldı. Stiles, muhtemelen o gelene kadar evde dolanacaktı.
Bir süre evi gezdi ve Derek'in eşyalarını karıştırdı. Dolabına girip kıyafetlerinin arasında dolaştı ve tekrar aşağı inip kendi battaniyesine yattı.
Bir süre uyuduktan sonra Derek gelmişti. Kapı sesini duyar duymaz hızla kanepeden inip kapıya gitti. Kapı açıldığında Derek içeri girdi ve tilki, bir sağa bir sola koşturmaya başladı. Geldiği için mutluydu çünkü gerçekten çok sıkılmıştı.
Koşuşturmaları devam ederken kafasını mutfak dolabına çarptı. Sanırım heyecanı bir tık fazla olmuştu. Derek, gülmeye başladı. Ceketini çıkarmadan yanına eğildi. Hala gülmeye devam ediyordu.
Derek: Sakin ol, iyi misin?
Biraz afallamış gözüküyordu. Onu kucağına alıp kanepeye geçti. Kafasının acısının geçmesi için biraz ovdu. Artık acısının geçtiğini, tekrar başlayan neşesiyle anlamıştı.
Derek, cebinden bir top ve bir lazer çıkardı. Bunları onun için almıştı, evet belki bir köpek veya bir kedi değildi ama pet shoplar tilki için oyuncak satmıyordu. O da gördüğü ilk şeyleri alıp çıkmıştı.
Derek: Oynamak ister misin?
Topu, merdivenlerin yanına doğru fırlattı. Tilki, bir süre ropun gittiği yöne baktıktan sonra tekrar Derek'e döndü.
Derek: Şimdi gidip topu alman gerekiyor.
Tilki yine Derek'e bakarken kafasını sağa eğme hareketini yaptı.
Derek: Pekala, o zaman şunu deneyelim.
Lazeri Yere tuttu. Tilki, kısa bir süre baktıktan sonra oyun için değil de, sinir bozucu bir ışık olduğu için lazerin peşinden koşmaya başladı. Bir kedi gibi yakalamaya çalışmıyor, sadece peşinden koşuyordu. Bir sağa bir sola giderken Derek, gülüyordu.
Bütün evi dolaşmış sayılırdı ki Derek sonunda ışığı bıraktı. Tilki, yanına gelip Derek'le oynamaya çalıştı.
Derek: Pekala, oyuncakları sevmiyorsun.
Tilki oyuncaklarla değil Derek'le oynamak istiyordu. Ancak şimdilik yorulmuştu. Derek, odasına çıkarken tilki de merdivenlere kadar onu takip etti. Derek, birkaç basamak çıktıktan sonra duraksayıp arkasını döndü. Tilki basamakların başlangıcında durmuş, öylece bakıyordu.
Derek: Gelmek ister misin?
Tilki kısa bir süre baktıktan sonra Derek'in peşinden gitti. Derek yatağa uzandığında, o da öteki taraftan dolanıp yanına çıktı. Kafasını Derek'in boynuna koydu ve gözlerini kapattı. Tüyleri yumuşacıktı ve çok güzel kokuyordu. Derek, bu tanıdık kokuyu bir kez daha içine çektikten sonra uykuya daldı.
Sabah uyandığında "Derek'in deyimiyle Rufus" hala uyuyordu. Onu uyandırmak istemedi ve bir süre daha öylece tavanı izledi. Tilki uyandığında komik ama tatlı, kısık bir ses çıkardı.
Kafasını kaldırdı ve Derek'in kalkabilmesi için biraz geri çekildi. Derek, ayağa kalktığında uykulu gözleriyle tilkiye baktı.
Derek: Oyun oynamak ister misin? Söz bu kez lazer veya topla değil.
Tilki, uykulu halinden bir anda kurtuldu ve yine neşeyle yataktan atladı. Derek'i geçmişti bile. Önden, geri geri Derek'e bakarak yürüyordu.
Derek: Düşeceksin.
Tilki, önüne dönüp hızlı adımlarla merdivenleri indi ve kapının önünde beklemeye başladı. Derek, kapıyı açar açmaz tilki, kendini dışarı attı ve koşuşturmaya başladı.
Hava fazlasıyla güzeldi ve güneş, parlaklığıyla göz alıyordu. Çimlerin yeşilliği hoş bir görüntüydü.
Derek, birkaç yavaş adımla yanına gitti. Tilki, Derek'in etrafında çember çizer gibi koşuyordu. Derek, güldü.Derek: Senin bu enerjine yetişemem.
Derek'in önünde durdu.
Derek: Yarışmaya ne dersin?
Tilki, kafasını salladı ve Derek'in baktığı yöne döndü.
Derek: Başla!
İkisi de koşmaya başladılar. Tabiki bir tilkiyle bir insanın yarışması ve insanın kazanması olağan değildi ama Derek sonuçta bir kurt adamdı.
İkisi de ağaçlara kadar yarıştıktan sonra Derek, kazanmasına izin verip kendini yere attı. Tilki, birkaç adımdan sonra Derek için geri döndü ve üstüne atladı. Derek gülüyordu. Normalde hiç gülen biri değildi ama bu tilkinin tatlılığı Derek'i bile güldürmeye yetiyordu.
Derek: Sen kazandın tamam.
Bir ok sesi rüzgara karıştı. Gelen okla, tilkinin yüzündeki bütün neşe yok olmuştu. Derek'in kucağında sağa doğru yığıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wolf And Fox |Sterek
WerewolfOrmanda dolaşan bir tilki, yağmurdan sığınmak için girdiği evde, kaderini değiştirecek adamla tanışır.