3

362 30 8
                                    

Tabağımdaki sebzeleri Ateşmiş gibi çatalla tek tek parçalara ayırıyordum. Bir gözümde ondaydı, rahat rahat yemeğini yiyor arada Burak ve bana bakıyordu.

"Öldüm."

Kaşlarımı çatıp yüzüne baktım.

"Ne?"

"Öldüm diyorum rahat bırak sebzeleri artık."

Gözlerimi devirip gülen Burak'a döndüm. "Sen hep gülecek misin be?"

"Eğleniyorum neden gülmeyeyim." dediğinde daha çok sırıtmıştı. Ateş'e göre daha kısa birisiydi. Genel olarak Ateş'in zıttıydı zaten. Esmer, ela gözlü bir çocuktu. Ateş'in güldüğünü nadir görsem de Burak a denilince gülen birisiydi. Nasıl mafyaydı bu zaten, ben daha çok mafyaydım.

"Sülalenizdeki herkes öldü mü?"

İkiside şaşkınca birbirine bakıp yavaş yavaş bana döndüler.

"Ne?"

"Ne?"

Koro halinde konuştuklarında ses tonları 'ne diyor bu amk' şeklindeydi.

"Hani mafyasınız ya, düşmanınız ikinizinde sevdiklerini tek tek öldürmedi mi? Sizde ondan intikam almak için bir şeyler yapmıyor musunuz? Burak, sevgilin öldüğünde hamile miydi? Çok üzüldün mü? Ondan sonra kimseyi sevmeye cesaret edemedin değil mi?"

"Tövbe estağfurullah." Ateş cık cık yapıp kafasını sağa sola salladı. Burak ise hâlâ şaşkınca yüzüme bakıyordu.

"Önceki hayatında da mı böyleydin yoksa dayak yiyince beyninde gerileme mi oldu?"

"Ha?" Gözlerimi açıp yüzüne baktığımda bir kahkaha patlattı. "Alık bu kız." Gözlerimi devirdim.

"Hakaretlerin bitti mi?"

"Ateş sen çok zenginsin değil mi? Hani hep böyle davetlere gidiyorsun değil mi?" Heyecanlanmıştım "Yatların katların, arabaların var bir sürü değil mi? Seni zengin koca olarak kendime mi yamasam acaba? Yok önce seni kandırıp evleneyim sonra bütün mal varlığını üstüme yapıp seni terk ederim."

Ateş'in yüzündeki sırıtma genişlerken sahte bir heyecanla "Ee sonra?" demişti.

"Tabi sen çok sinirleneceksin benim peşime düşeceksin ama atı alan Üsküdar'ı geçer tatlım. Sonra depresyona girip her gün peşimden ağlayacaksın 'Afra ne olur geri dön Afra', Burak bu haline dayanamayıp beni arayacak tabii benim umrumda değilsin sonra ölüm haberini alınca vicdan azabı çekip bende kendimi vuracağım."

"Çok güzel, hangi film bu söyle de izlemeyeyim." 

"Seni aramam kerhaneye götürürüm kardeşimi." diyip gururla göğsüne vurdu. Yüzümü buruşturup "Ne kadar güzel, bir gün salaklık yapıp Ateş'e aşık olursam seninle takılmaması gerektiğini kendime hatırlatırım." dedim.

Ateş'in bakışları donuklaşmış, yüzüme sinirle bakıyordu. "Bu kadar oyun yeter, eğlendiysen odana çık. Konuşacaklarımız var.", Ceketinin cebinden tiroid ilacımı çıkarıp önüme attı "Bunu da al." Bu adamı mağarada kurtlar mı yetiştirmişti? Ne güzel gülüp eğleniyorduk.

"Canım sıkılıyor, yanında oturup uslu uslu sizi dinlesem ne olur? Zaten evden çıkmıyorum kime ne söyleyeceğim?"

Birkaç saniye Burak'a bakıp Burak başını sallayınca gözlerini devirip kalktı masadan. Bahçeye doğru yürüyünce dudaklarımı dişleyip yerimde durdum. Bahçede mezar var demişti hayatta çıkmazdım ben oraya. Olduğu yerde durup sırıtarak bana döndü.

OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin