"Beyler, beyler, beyler. Ne bu hiddet?"
Ateş gözlerini sevdiği kadından ayıramıyordu. Kalbi binbir parçaya bölünürken sadece şu an yaşadıklarının bir rüyadan ibaret olmasını istiyordu. Az önce içten içe zafer nidaları atan adam, çaresizce karşısınd...
"Ateş doymuyor musun sen ya? Yeter vallahi halim kalmadı." Bıkkın bir şekilde söylenip yataktan çıkarken beni belimden tutup tekrar kendine çekti.
"Doyamıyorum kızım sana. Biraz daha kalsana."
"Ya bırak beni be adam! Bayılacağım şimdi." Yüzünü asıp belimdeki ellerini çektiğinde homurdanarak yataktan çıktım. Bir insan aralıksız sevişir miydi ya? Böyle bir şey mümkün olabilir mi? Azgın boğa.
"Azgın teke." Üstümdeki havluyu yüzüne fırlattığımda gözleri arsız bir şekilde vücudumda dolanmaya başladı. "Yeni bir yasağımız var, evde çıplak gezmek." Kıkırdayıp dolaptan çıkardığım bordo dantelli iç çamaşırlarımı üstüme geçirdim. "Çok beklersiniz Ateş Bey." Tekrar dolabı açıp içinden beyaz çiçekli elbisemi ve krem rengi hırkamı aldıktan sonra onlarida giyinip beyaz sporlarımı ayağıma geçirdim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saçlarımı salık bırakıp Ateş'e döndüm. "İşten geç çıkabilirim bugün, Cuma günleri yoğun oluyor kafe sevgilim." Başını olumlu anlamda sallayıp çıplak bir şekilde yanıma geldi. Yüzümü avuçlayıp dudaklarıma kapandığında gözlerinde endişeli bir ifade vardı. "Bir şey olursa hemen beni arıyorsun tamam mı? Rahat hissetmen için bizimkileri peşine takmayacağım, aklım hep sende kalacak." Gülümseyip bir öpücükte ben kondurdum "Korkacak bir şey yok emin ol, 5 aydır bir sorun çıkmadı." Derin bir nefesi içine çekip başını salladı.
Boynuna uzun bir öpücük bıraktıktan sonra arabamın anahtarlarını alıp evden ayrıldım. Hava bugün ne çok sıcaktı ne de çok soğuktu. Tam istediğim bir havaydı. Çalıştığım kafeye doğru hızla sürerken bir yandan da radyoda çalan şarkıyı mırıldanıyordum. Acaba Ateş benim arabama da dinleme cihazı koymuş muydu? Pezevenk tabii ki koymuştu. Başımı sen görürsünanlamında sallayıp çalıştığım kafenin önüne park ettim arabamı. Zorlu bir gün beni bekliyordu. Hadi bismillah.
●
Çıkış saatime son dakikalar kala sinirle kafenin önündeki siyah arabaya baktım. Bana peşime adam takmayacağını söylemişti ama yine göndermişti birilerini. Tüm gün o araba orada beklemişti. Eve gidince sıkı bir kavga çıkacaktı, bana güvenmeyi öğrenecekti eninde sonunda. Korunmaya ihtiyacım yoktu. Arabanın camları filmli olduğu için kaç kişi olduklarını göremiyordum bile.
"Afra kızım, çıkabilirsin artık çok yoruldun bugün. Semra temizler masaları sen bırak." Haldun abi sıcak bir ifade ile bana geldiğinde gülümseyerek belimdeki önlüğü çıkardım.
"Sağol Haldun abi, iyi akşamlar."
"İyi akşamlar kızım." Tekrar gülümseyip Haldun abinin yanından ayrılıp soyunma odasına geçtim. Sabah giydiğin kıyafetleri hızlıca giyindikten sonra telefonumu ve çantamı alıp kafeden ayrıldım. Arabaya binip, çalıştırdığımda siyah arabada benimle birlikte arabayı çalıştırmıştı. Derin bir nefes alıp hızla arabayı sürmeye başladım, bir yandanda dikiz aynasından peşimdeki arabayı izliyordum. Eve varmayı bekleyemeden telefonumu çıkarıp Ateş'i aradım. Bir iki çalışta açmıştı telefonu.
