14

211 26 7
                                    

İyi okumalar, bol öpücükler.

Yalnızlık, saklandığın o küçük delikte buluyor seni. Hayatımda hep birileri olsun istedim. Yalnız kalmayayım, birinin sevgisi bana yeter dedim. Ben kendime yetemezken birinin bana sahip çıkmasını istedim. Yalan dolan olmadan, kavga, gürültü olmadan bir hayat yaşamak istedim. Hayatımdaki onca enkaza rağmen ben birinin olmak istedim. Zihnim ve bedenim ayakta duramazken, ben birinin sevgisiyle tekrar yeşerebileceğime inanmıştım.

İçime sığdıramadığım bir dünya kırgınlık var içimde, hiçbirini görmezden gelemiyordum. Yine bir gecede bin yaş almıştım. Annemin ölümüyle bir gecede yıkılan hayatımı tekrar düzene sokan o adam, bir gecede hayatımı yok etmişti. Sahi, tek suçum Ateş'in beni sevmesi miydi? Beni sevdiği için mi öldürmüştü Cengiz, annemi.

Gözümden düşen bir damla yaşı elimin tersiyle silerek duruşumu dikleştirdim. Ateş'in bağırış sesi, Cengiz'in acı çığlığı...hepsinin yok olması, bütün bunların bir rüya olması için gözlerimi sıkıca yumdum. Tekrar gözlerimi açtığımda önündeki demir kapıya ümitsizce baktım, elimde sallanan silahı güçlü bir şekilde tutup kapıyı ittiğimde, sesler kesilmişti.

Ateş, gözlerimin buluştuğu koyu mavi gözler, anlamsızca bakıyordu bana. Korku, endişe, merak...tıpkı bir saat önce benim ona baktığım gibi bana ve elimdeki silaha bakıyordu. Belki de hâlâ ona ihanet edeceğimi düşünüyordu. Burukça gülümsedim bu düşünceye.

"Beyler, beyler, ne bu hiddet?"

Sesim gözlerime inat güçlü çıkmıştı. Ağlamaktan kısılmasına rağmen güçlü çıkmıştı sesim.

Cengiz yüzündeki pis sırıtış ile Ateş ve Yankıya bakarken, Ateş bana şaşkın gözlerle bakıyordu. Her şeyi öğrendiğimden hâlâ haberi yoktu. Gözlerine baktıkça kalbimdeki acı kendini belli ederken gözlerimi sıkıca yumup sadece "Neden?" dedim.

"Güzelim,"

"Bana sakın güzelim deme!" Gözlerimi nefretle açıp silahı hızla Ateş'e doğrulttuğumda şaşkınlıkla bana bakıyordu.

"Afra, ver şu silahı." Yankı bağırıp üstüme doğru ilerlerken Ateş onu eliyle durdurmuştu. Nefretle üçüne bakıyordum. Hayatımı mahvetmişlerdi. Bir tanesi annemin katiliydi, diğeri annemin ölümüne sebep olan kişiydi. Cengiz, sırf hırsı yüzünden, Ateş beni seviyor diye annemi öldürmüştü.

Gözlerimi sertçe silip Cengiz'e döndüm.

"Neden?"

Cevap vermedi. Gözlerindeki üzüntü gerçek miydi bilmiyordum ama, o duyguyu görmek beni deliye çeviriyordu. Karşımda annemin katili duruyordu. Sandalyeye bağlı, ağzı yüzü kan revan içinde oturmuş bana bakıyordu. O an kendimi öldürmek istedim, bu adamın bana bakmasına dayanamıyordum.

"Sen,"

Cılız sesimle Ateş'e döndüğümde gözümden bir damla yaş düşmüştü. Başımı sağa yatırıp dudaklarımı yaladım.

"Neden bunu yaptın?"

Gözlerini sıkıca yumup bana doğru bir adım atacağı sırada, karşı duvardaki pencereye ateş ettim.

"Yaklaşma bana, tiksiniyorum senden."

Yüzüne tükürür gibi söylediğim cümleye karşılık kalbim tüm benliği ile itiraz ediyordu. Kalbim, Ateş'e sarılıp her şeyi ondan dinlememi söylerken; beynim, sadece ona hesap sormamı ve gitmemi istiyordu.

"Afra, söyleyecektim,"

"Annemin ölümüne sebep olduğunu mu? Ne zaman?" Boğazım yırtılırcasına bağırdığımda elini saçlarından geçirdi.

OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin