BÖLÜM OTUZ ALTI: "TOPRAĞIN ALTINDA ASILI KALAN ACI TOHUMLARI"

1K 101 255
                                    

Hepinize merhaba!

Hoş geldiniz.

Bölüm şarkılarımız:
City of Stars - Gavin James.
Deathbeds - Bring Me The Horizon.

Keyifli okumalar dilerim!

Kendi hayallerinde kendine yer vermeyi on sekiz yaşında öğrenen bir kadındım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kendi hayallerinde kendine yer vermeyi on sekiz yaşında öğrenen bir kadındım.

Çocukluğumun hayalleri ateşin bacasını sardığı okyanuslar kadar kesici, yakıcı ve bir o kadar da öldürücüydü. Çocukluğumun hayallerinde kendime yer vermiyor oluşum benim suçum değildi, yalnızca, ailemin bana verdiği bir acı torbasıydı. Kendi hayallerinde kendine yer bulamayan bir çocuk ne hayatında ne de ilişkilerinde kendine yer bulabilirdi. Bulamamıştı. Kendi hayallerinde kendine yer vermeyen çocukluğum hayallerinin intikamını çok ağır yaşamıştı; yaşamında da, kurmak istediği ama kuramadığı ilişkilerinde de kendine yer bulamamıştı.

Böyle; elleri kötü kalbinin sarmaşıklarından yeşil yapraklar taşıyan bir annem vardı benim, acı kahve gözleri ile onu anımsattığım ama harelerimizde tek bir ortak duygu dahi barındırmadığımız annem. Annelik görevinin parçalarını kendince toparlayamamıştı. Çocukken öyle derdim, annem çok yorgun bir kadın ve annelik görevinin aşamalarına hakim çıkamayacak kadar bitkin. Çocukken kendimi kandırmak kolaydı. Çocukken, annemin benden nefret ettiğini kabullenmemek çok kolaydı. Küçük bir kafayı iki yana sallayış, buruk bir tebessüm; işte, annemin benden nefret etmediğini kendimce kabullendim bile. Bu kadar kolaydı.

Annem şiddeti severdi. Şiddettin kumar masasında beni ortaya atmayı severdi, beni şiddetinin kollarında harcamayı severdi.

Annem beni sevmezdi, bana şiddet uygulamayı severdi.

Onun vurduğu yerde birçok umudumu, birçok sevinç kırıntımı kaybetmiş ve elinde avucunda tek bir duygusu dahi kalmayan ve çocuk olmayı başaramamış bir kadına bürünmüştüm. Canımın acısı karşımda bana şiddet uygulayan kişinin öz ve öz annem olmasını hatırladığımda on katı daha fazla acırdı. Ten karıncalanırdı, kalp sıkışırdı. Öz anneniz size şiddet uyguladığında kalbiniz dahil tüm organlarınız içine bükülür, gerçeklere gözlerini kapatırlardı.

On sekiz yaşıma kadar şiddetiyle ayakta kalan o kin dolu annem, şimdi bir ilki gerçekleştirmiş ve ölüm emrimi vermişti.

Ölümümü arzuluyordu.

Bu, canımı kızgın bir demirden çok daha fazla acıtıyordu. Kimsenin haberi yoktu. Kimsenin, öz annesi tarafından ölüm emrinin verildiği de yoktu.

Nefeslerim belirsizdi, kalbimdeki paslı gölge bana yaşamayı çok görecek kadar bilenmişti. Yağmur damlaları tenimden aşağıya doğru akıyordu. Hayır, yağmur damlalarına karışan gözyaşlarım yoktu. Hiç yoktu. Tutmuştum onları. Gözyaşlarımı tutmak ellerimin kanla kaplanmasını sağlamıştı çünkü gözyaşlarım öyle sabırsızdı ki onları tutmam onların intihar etmesine, ellerimin kan izine kurban gitmesine sebep olmuştu.

SERMESTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin