"ÇEKİLİN ÖNÜMDEEEN!" Buluşma saatimize 1 saat 57 dakika geç kalan Hoseok, Jimin 'Tae iyi gözükmüyor' dediği anda 3 dakika içinde yanımıza ulaşmıştı.
Bizimkileri ittirerek kafede çalışan herkesin bakışlarının bize dönmesini sağlarken girdiğimiz her ortamda illaki rezil olduğumuz için artık takmıyorduk.
Hoseok yüzümü sertçe tutup acır gibi bakarak sağa sola evirip çevirmiş en sonunda da annem gibi dizlerine vurmaya başlamıştı.
"Ah benim minik masum Tae aşkıma bunu yapan bizlere neler neler yapmaz! Ben bu günleri de mi görecektim Rabbim! " Namjoon sussun diye Hoseok'a tokat atınca Hoseok anında acıtasyon yapan yüzünü normale çevirmiş ve bana sinirli sinirli bakmaya başlamıştı. Hasta piç
"O mu yaptı bunu? " masadakiler sessizliğini korurken 1 haftada çıkan göz altı morluklarım, aşırı kilo kaybı yaşayan bedenim, çatlak ve kuru kanlarda dolu dudaklarım ve yenmiş tırnaklarımda göz gezdirdiler.
Ellerimi uzun hırkamın kolunun içine soktum. Ardından kafamı kaldırarak elimden geldiğince güçlü bir gülümseme bıraktım ortaya.
"Size birkaç yıl önce bize tam bu masada 'fizik öğretmenime aşık oldum' dediğimde bana inanmanıştınız... " hepsi bakışlarını üstümden çekip çatlayan sesimi dinlediler. Boğazumı temizleyip devam ettim.
"Sizi sorunlarımla üzüyorum değil mi? Özür diler-" bu seferki tokat Hoseok'tan gelmişti. Normalde şebekliklerinden dolayı bizden çok tokat yese de hiçkimseye aşırı vicdan yaptığı için tokat atmazdı.
Belki de aramızdan birine attığı ilk tokattı bu. Ağlamamak için sıktığım yumruklarıma rağmen gözlerim dolunca, bakışlarımı kaldırdım. Hoseok da dolu ve bariz bir şekilde pişmanlık akan özleriyle bana bakıyordu.
"Ve biz de sana 'bu ilişki olsa bile en çok sen acı çekeceksin, kendi düşen ağlamaz. ' demiştik. Bize ne olursa olsun ağlamayacağına söz verdin Taehyung peki şimdi bu halin ne? " Jimin Jungkook'a sinirli olduğunu açıkça belli eden bir tonda konuştuğunda Yoongi daha fazla üstüme gelmemesi adına kolunu beline yerleştirdi.
Onların Jungkook'tan nefret etmesini istemedim. Her ne olursa olsun, o benden nefret de etse ben ondan nefret de etsem seviyordum çünkü ve en yakınlarım ondan soğusun istemedim.
"Hayır, onunla alakalı değil yemin ederim ben çok iyiyim ba-bakın! " kısa bir duraksama yaşayıp göz altlarımı sildim ve tekrardan kocaman gülümsedim.
"Sana bir şey mi dedi? " Jin sessizliği bozduğunda gülümsemem solmuş ve gözlerimi kaçırmıştım.
"Üstüne gitmeyelim, zaten 7 gün boyunca kendi kendine milyon tane soru sormuştur. Gelin alışveriş yapalım kalk hadi Tae! " Yoongi her zaman aramızdaki en anlayışlı ve sakin kişi olarak bizi ayaklandırırken Jin gözlerini devirdi.
"Paramız mı var gerizekalı herif! " Yoongi omuz silkti.
"Giyinmek bedava ama! Kombin yapıp kendi aramızda yarışırız en az oy verene de meydan dayağı atarız nasıl fikir? " hepsi onaylayan sesler çıkardığında uzun bir süreden sonra ilk kez içten gülmüştüm.
-
"Namjoon iyi misin-" Jimin tekrar kahkaha atmaya başladığında ben de kendimi tutamayıp ona eşlik ettim.
Namjoon şerefsizliğine Yoongi ve Jimin'e 1 yıldız verince hepimiz toplaşıp sağlı sollu Allah'sız Buğra* gibi tokatlamıştık.
"Oha hala fotoğraf kabinleri var mı? Hadi gelin! " Jin bizi sürükleyerek fotoğraf kabinine götürdü ve hepimiz birbirimizin üstüne çıkarak kabinde nefes alacak yer bırakmamıştık. Öyle ki en son Namjoon'un ağzı kameraya girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoom - TK
FanfictionFizikçi Jungcook: Merhaba Taehyung ben Fizik öğretmenin Jungkook, mümkünse mikrofonunu kapatır mısın yoksa müsait bir yerine mi sokayım?