"Çık odamdan çııııkkk! " Jia yatağımın iki yanına kollarıyla tutunarak kafasını iki yana salladı. Biricik aşkım ve annem kapının önünde Jia'yı atmamı izliyordu.
"Ya kızım defol git odana normalde olsa çıkmazsın 40 yılın başı mı çıkasın geldi çık git be! " son olarak Jia'nın götünden ittirecektim ki annem araya, sanki ensest ilişki yaşıyormuşuz gibi girdi.
"Oğlum yapma o senin ablan! " Bay Jeon arkada kıkırdamaya başlayınca artık son darbeyi yapmam gerektiğini fark edip Jia'nın yatağımdaki telefonunu aldım.
Şu an ne mı oluyordu? Bay Jeon, sevgilim olacak sugar daddym, herhangi bir odada kalabileceğini söylediğinde ben naz yapmak için 'istemiyorum salonda yatsın' diyince Jia bi anda ortaya atılıp onunla yatmak istediğini söylemişti.
Ve benim yatağımda.
Peki kızını dünyadaki tüm erkeklerin saldıracağı masum cılız kız olarak gören annem ne mi yaptı?
OLUR DEDİ
Ben Jia'nın telefonunu havada salladığımda Jia korkuyla ve panikle üstüme atılmış yerde saç baş kavga etmemizi sağlamıştı.
"Jungkook evladım gel ben sana misafir odasını hazırlayayım. " elimdeki bu büyük fıtsatı kaçırmayı göze alamayacağım için telefonu pantolonumun içinden götüme soktum ve Jia'nın kulağına ufak çaplı bir tehdit savurdum.
"Anneme wattpad şifreni veririm. " Jia anında elini kolunu telefondan ve üzerimden çekip ayağa kalktı. Ardından önce annemden sonra Bay aşkım Jeon'umdan özür dileyerek bu akşam Jungcook'un benimle yatabileceğini söyledi.
Ben tam odadan çıkıyor diye şükür çekecektim ki aniden yanıma gelip elini pantolonumun içine sokarak telefonunu aldı. Odadan koşarak çıktığında annem de çarşafları bırakıp ayrılmıştı.
Bakışlarım anında Jungcook'u bulduğunda onun ben dışında her şeyle ilgilendiğini gördüm.
Yatakta oturan bedene yaklaşacaktım ki aniden kendini geriye bıraktı ve uzandı.
"Ay noldu bana çok uykum geldi bayılıyor muyum sanki ne! Tae hadi güzelim kapat ışığı başım ağrıdı uyuyalım hemen. " hızlı hızlı sıraladığı sözlere cevap veremeden kendi dediğini kendi yapıp ayağa kalktı ve hızla ışığı kapatıp geri yatağa oturdu.
Yatağın ucunda ellerim belimde 'hayırdır' bakışıyla ona baksam da karanlıkta gözükmemişti tabii ki. Birkaç dakika daha yaklaşsam mı yaklaşmasam mı diye cebelleşirken aniden kolumu yakalamasıyla küçük çaplı bir çığlık koptu.
"Napıyorsun ya bipolar mısın bırak belimi imdat polis! " az önce yok başım yok kıçım diye reddeden o değilmiş gibi şimdi kaşık pozisyonunda yatmamızı sağlamıştı.
"Dayanamadım ayakta durmana iki dakika sus da uyuyalım rahat rahat. " laf arasından bir de azar yerken oflayarak gözlerimi yumdum.
"Bay Jeon, " bir süre ses gelmeyince tekrar adını fısıldadım. Derin bir nefes alarak kafasını havaya kaldırıp karanlıkta yüzüme baktı.
'Ne var? 'Anlamında kafasını sağa sola sallayınca iyice ona yaklaştım ve dudağımı ısırarak devam ettim.
"Böyle tutarsanız azarım ama.. " Anında kollarını üzerimden çekerken kocaman gülümseyip çarşafın altından yanına sürüklendim.
Kafamı zorlayarak kolunun altından sokarken onun izin vermemesini umursamadan bacağımın birini de üstüne attım ve beline sımsıkı sarıldım.
Tam uykuya dalacaktım ki Jungcook'un adımı zikretmesiyle irkilerek bu sefer kafamı ben kaldırdım.
"Taehyung nefes alamıyorum çok sıcak kıçımdan terler aktı uzaklaş! " tıslar gibi söylenmesiyle surat asıp çarşafı kendime çekerek ona sırt döndüm.
Gönlümü almak için bir şey yapmadığında da inat olsun diye pikeyi kendime çektim ve üstünü açık bıraktım.
Birkaç saniye tepkisiz kalsa da bi anda tüm örtüyü üstüne çekti. Bu sefer de ben açıkta kalmıştım. Kaşlarımı çalarak, içten içe eğlenerek, arkamı döndüm ve çarşafın ucundan yakalayıp çekiştirmeye başladım.
O da benimle aynı anda çekiştirmeye başlayınca tabi ki de küçük yarışımızı güç olarak o kazanmıştı.
"Sen demiyor muydun sıcak bastı nefes alamıyorum diye al işte aldım pikeyi üstünden rahat rahat nefes alırsın geri ver pikemi!" sinirli sinirli konuştuğumda omuz silkip arkasına döndü.
On-on beş dakika gece soğuğundan dolayı gözüme uyku girmezken Jungcook'un uykuya daldığından emindim. Taa ki yanımda hafif bir kıpırdanma hissedene kadar.
Anında gözlerimi sıkıca yumdum ve nefesimi düzenli tutmaya çalıştım. Bay Jeon da bu sırada yüzüme doğru eğilmiş tahminimce uyuyup uyumadığımı kontrol ediyordu.
Birkaç dakika boyunca ılık nefesleri üşümüş yüzüme yavaş yavaş vurdu. Ardından sus çizgimde ufak ve iç ısıtan bir baskı hissetmemle benim için gülümsememi durdurmak iyice zorlaştı.
Beni uyandırmamak için yavaş hareketlerle kafamın altından kolunu geçirdi ve başım göğsüne düştü. Ardından az önceki gibi tüm vücudumu ona çevireceğim şekilde ayarlayıp pikeyi ikimizin üstüne örttü.
Sus çizgimdeki hafif ıslaklık, Jeon Jungcook'un ilk kez bu kadar yakından hissettiğim sıcaklığı ve gözlerini açamayacak kadar bitkin düşen bedenlerimizin birbirine sığınışı...
Ona olan sevgimi tüm bunlarla bitirebileceğim ve Bay Jeon'u mutlu bir anı olarak saklayabileceğimi düşündüğüm kadar güzel bir andı. Ancak bu dediklerime ben bile inanamadım çünkü şu anki pozisyonumuz her aklıma geldiğinde için ısınacak, kalbim göğüs kafesime sığmayacaktı.
-
Bir sey dicem durun agzıma sıcmayin kısa diye
Bu bolumu burda bitirmicektim ama uykudan bayılacak gibiyim ve biri hesabımı gün boyunca devamli olarak caldıgı için bölümü yazacak zamanim olmadı
Yarın okuldan sonra bu bölümün devamı gelecek ins ve o da tam olarak istediginiz şeylerle dolu olacak 🤰🏽
Kontrol etmeden atıyorum ve bok gibi klavyeye sahibim otu boku degiştiriyo biliyosunuz kusura bakmayin
(Bu arada hesabımı çalan kişiyle aramızda uzun süreli sexual tension oldu ben hissettim kendisinin numarasını almak isterim 👅)
İyi geceler yalarim sizi de
~𝘰𝘱𝘩𝘦𝘭𝘪𝘢
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoom - TK
FanficFizikçi Jungcook: Merhaba Taehyung ben Fizik öğretmenin Jungkook, mümkünse mikrofonunu kapatır mısın yoksa müsait bir yerine mi sokayım?