"Anne Bay Jeon ne zaman gelecek~?!"
Annem sabır dilercesine yukarı bakıp derin nefesler aldı."Oğluşum, canım benim, küçük pipili çocuğum, BİLMİYORUM OĞLUM BİLMİYORUM ADAMA GPS Mİ TAKTIM?! SABAHTAN BERİ JEON DA JEON YETER DA İKİ DAKİKA MÜGE ANLI İZLEYEMEDİM! " Annem cinnet geçirip koltıktaki tüm yastıkları bana fırlatırken şu an tek kurtarıcım olabilecek kişi Jia, odasından çıkmıyordu.
Birkaç dakikalık savaşın ardından kapı çaldığında annem dağılmış saçlarını elleriyle düzeltmiş, ben de yerimden koşarcasına kalkmıştım.
Kapıyı hızla açarken 32 diş gülümsedim ve karşıma çıkan sevgilime sımsıkı sarıldım. O da belime kollarını yerleştirip göz ucuyla içeriyi sürdü ve birinin görmediğinden emin olduktan sonra dudağıma hızlı bir öpücük kondurdu.
Benim zar zor geri çekilmemle içeri geçtik ve siyah paltosunu üzerinden kendi ellerimle çıkardım. Çok dikkatli bir şey yapar gibi paltoyu asarken Jungcook da annemle ayak üstü sohbet ediyordu.
"Hadi anne çok dersimiz var bizim rahatsız etmeyin~! " Jungcook'u sırtından ittirerek odama sokacaktım ki tam karşımda bulunan ve üç gündür odasından neredeyse hiç çıkmayan Jia sertçe kapıyı açtı.
Ben Jungcook'u ittirmeyi bırakıp şaşkınlıkla kardeşime bakarken Jia kızarık gözlerini benden kaçırıyordu.
"Noldu san-" konuşmama izin vermeden Jungcook'a döndü ve titreyen sesiyle konuştu.
"Bay Jeon, iki dakika konuşabilir miyiz?" kaşlarım daha da yukarı havalanırken bi yüzü çökmüş kardeşime, bi de benim kadar şaşkın suratıyla ona bakan sevgilimde gözlerimi gezdirdim.
Jungcook'la çıkmaya başladığımızdan beri Jia gereksiz yere hem ondan hem de benden uzak duruyordu. Başta homofobik olduğunu düşünecektim ancak birlikte Yarichin izlemek için kavga etmiş kişilerdik bu imkansızdı.
Jia, Jungcook'u beklemeden önden ilerken Jungcook da bana son kez 'her şeyi anlatırım' manasında göz kırpmış ve Jia'nın odasına gitmişlerdi.
İlk önce kapıyı dinlemek istesem de zaten Jungcook'un bana her şeyi anlatacağının bilinciyle rahatça odama gidip son kontrolleri yaptım.
Meraktan oturamadığım 5 dakikadan sonra Jia'nın odasından boğuk olarak gelen bağırışla yerimden sıçradım. Hızla odasının kapısını açarken Jungcook'un üzgünce Jia'ya baktığını Jia'nın da kızarmış gözlerinin tekrardan dolduğunu gördüm. Koşarak Jia'ya sarıldım ve o hıçkırıklarını sakinleştirene kadar da yanında bekledim.
Jungcook'a da bu sırada odada beklemesi için kafamla işaret etmiştim.
"Abi, " sesinden tutun parmak uçlarına kadar her yeri titrerken benim de gözlerim doldu.
Tam bir şey diyecekti ki kızarıp gözlerini kaçırdı.
"Bay Jeon seni bekliyordur şimdilik yalnız kalmak istiyorum. " Jia'nın her şeyi içine atan ve zorlamadan nefret eden birisi olduğunu bildiğim için uylamadım. Kafamı uyuşukça yukarı aşağı sallayarak saçlarını okşadım ve odadan çıkmadan önce son kez bir bakış atıp odama geçtim.
Jungcook öylece yer masasında oturuyor ve gelmemi bekliyordu.
"Noldu şimdi? " hala anlamaz bakışlarla sevgilime baktığımda dizine pat patlamış ve beni kucağına davet etmişti. Küçük adımlarla kucağına otururken aklım hala kız kardeşimdeydi.
"Jia sana çok değer veriyor, sanırım seni kaptığım için biraz kızgın bana. O ergenliğinin en üst safhasında ve sen de ilgili bir ağabeysin. Seni paylaşamıyor olabilir. " çatık kaşlarım yumuşarken bir an önce ona sarılmak istiyordum, ancak o kendimi toparlayana kadar bunu yapmam imkansızdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoom - TK
FanfictionFizikçi Jungcook: Merhaba Taehyung ben Fizik öğretmenin Jungkook, mümkünse mikrofonunu kapatır mısın yoksa müsait bir yerine mi sokayım?