1.2

15.1K 1.3K 1.5K
                                    

"Anne ne zaman geliyor beyim- ay Jungkook bey? " annem ilk dediğimi görmezden gelip çamaşırları kirliye tıkarken yerimde duramayıp heyecanla zıplıyordum.

"Hayırdır ne bu heyecan? O götü boklu baban beni istemeye geldiğinde bu kadar heyecanlanmamıştım ben! " kalçama yalandan çimdik atarak elindeki sepeti banyoya götürdü. Arkasından minik adımlarla takip ettiğimde tavuk ve civciv gibi göründüğümüze emindim.

Annem dönerken bana çarpınca elini kafama atıp hafifçe vurdu.

"Lan çekilsene ayağımın altından iş yapıyorum görmüyor musun?! " kafamı tutup geri çekilirken enerjimde herhangi bir eksilme olmamıştı.

Birkaç dakika daha ona yapışık bir şekilde, ağzım kulaklarıma varana kadar dolaşırken aklıma gelen şeyle gülümsemem soldu ve gözlerim doldu.

"Kim o kız anne?! " annem yaratık görmüş gibi kollarımı üstünden atmaya başladı.

"Hangi kız oğlum!" bağırır tonda söyledikleriyle yere oturup ağlayarak bacağına sarıldım.

"O eller hangi kıza değdiyse yansın anne! Hakkımı helal etmiyem! " Annem de elindeki sepeti yere atıp eliyle kendini yellemeye başladı.

"Jia gel al şu abini üstümden ay daraltı geldi vallaha öldüreceğim bu çocuğu! " Jia'nın odasında zerre bir hareketlilik olmayınca benim ağlamam iyice hıçkırığa döndü.

"Ben ne günah işledim de bana geldi bunlar ya rab!" evi dolduran annemin yakınmaları ve benim hıçkırıklarımı kapının sesi böldüğünde annemin bacağına sarılmayı bırakıp ayağa kalktım.

Kadın derin bir oh çekip koşturarak sepeti kaptı ve kendini banyoya kilitledi.

Kapı deli gibi çalarken gözyaşlarımı ve sümüğümü silmem gerektiğini umursamadan sertçe açtım.

Bay Jeon elinde dolu poşetlerle şaşkınlıkla yüzüme bakarken burnumu gürültüyle çektim ve ağzımdan bir yakarış koparıp boynuna atıldım.

"Kim o ka-" yakarışımı tamamlayamadan, on dakikadır seslenen anneme yanıt vermeyen Jia'nın sesi beni böldü.

"Hoşgeldiniz Bay Jeon! " Fazla gürültülü ve abartılı şekilde neşeli sesi Jungcook'un da benim de ona dönmemize neden oldu.

Jia Jungcook'un boynundaki kollarımı gözleriyle yoklarken yüzüne takındığı neşeli ifade yerimde öylece durmama neden oldu.

Lafımın kesilmesini bozuntuya vermeden az önce yapacağım yüzsüzlüğün farkına vardım ve kollarımı sıkı sıkı sardığım boynundan ayırıp burnumu bir kez daha gürültüyle çektim ama sümükler beynime kadar çıkınca kısa süreli beyin zonklaması yaşadım.

"Gelin içeri hocam abim de birazdan eşlik eder bize. " ikisi bana kısa bir bakış atıp içeri geçerken drama queen yaşlarımı sildim ve tekrardan sevinçten hoplaya zıplaya yanlarına gittim.

Birkaç saatlik sohbetin ardından odama geçtiğimizde sonunda yalnız kalmamızın sevincini iliklerime kadar hissettim.

Bay Jeon okuduğum kitaplara göz atarken telefonuna gelen bildirimle kitaplığımdan ayrılıp anında telefonuna sarıldı. Ben belki kitaplarımdan sohbet açar da konuşuruz diye tüm kalbimle beklerken yaklaşık on iki dakikadır telefonuna kıkırdayarak bakan öğretmenim boğazımda bir yumru oluşturdu.

"Bay Jungcook, yazan kişi sizin için özel biri sanırsam? " gözlerimi önüme dikip sorduğum soruyla kafasını anca kaldırıp bana baktı. Ardından boğazını temizleyerek duruşunu düzeltti ve gülüşünü durdurmaya çalıştı.

Zoom - TKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin