° J E O N G I N °
"Jeongin özü-"
"Yeter hyunjin, özür dileyip durma"
Bir saattir benden ana kraliçeyle tartışırken yanımda olamadığı için özür diliyordu.
"Bak hyunjin... Senin bir suçun yok. Onun için benden bir daha özür dileme. Sadece biraz sinirlendim ve tartıştık seninle bir ilgisi yok. Sana kızgın veya kırgın değilim."
"Ama-"
"Aması falan yok..." Odamızda ki koltukta biraz daha ona kaydım. "...Ani bir sinirlenmeydi geçti gitti. Hadi bana biraz öpücük ver"
Dudaklarımı ona uzattığımda elini belime atıp beni kucağına çekmişti. Dudaklarımı güzelce öperken ellerim ensesinde ki saçlarla oynuyordu.
Öpüşürken aklıma neden Yeji ve Jimin olayı gelmesini anlayamasam da gelmişti işte ve şuanda Hyunjin kendini tamamen bana kaptırdığından ona söylemenin tam sırasıydı.
Çok sevdiğim dudaklarından ayrılıp parmaklarımı çene hattında gezdirirken oda benim belimi okuyordu.
"Hyunjin... Şimdi sana bir şey diyeceğim ama kabul edeceksin"
Gözleri dudaklarımdayken kafasını aşağı yukarı salladı. "Söyle bebeğim"
"Hani Jimin varya, onu diyorum.. Yejiye söylesem diyorum.. Hani yeji ne yapacağına kendisi karar verse diyorum..."
Bakışlarını gözlerime çıkardığında hemen bakışlarımı yavru tilki bakışına çevirdiğim. Gülümseyip dudaklarıma kısa bir öpücük bıraktı.
"Karşılığında ne alacağım?"
Hayır zaten bunu yejinin bilmesi gerekiyor. Bide karşılık mı istiyor?
"Ne istersen" dudağının bir kenarı yukarı kıvrıldı. Ne istediği gayet açık bence.
"Kabul mu?" Onay beklediğimde gözlerini yavaşça açıp kapattı. Sonunda!
Tekrar dudaklarıma uzandığı da hızlıca kucağından kalkıp "Akşama akşmaa" Dedim. Bir elimi karnımın altına koyup diğeriyle ona 'bay bay' yaparak kapıdan çıktığımda arkamdan söylendiğini duymuştum ama umursamadım.
Yejinin odasına geldiğimde merdiven çıkmaktan nefessiz kalmıştım. Duvara yaslanıp biraz soluklandıktan sonra onların aksine kapısını tıktıkladım. İçeriden 'gel' komutuyla yavaşça kapıyı açıp önce kafamı uzatıp ne yaptığına baktım. Cam kenarındaki sandalyesine oturmuş kitap okuyordu.
Tamamen içeri girip kapıyı ardımdan kapattım. Yanına gidip kendimi karşısında ki sandalyeye attım ve bana gülümseyen Yejiye gülümseyerek karşılık verdim.
"Az önce bir şey mi oldu? Koşuşturmalar duydum da" Kitabını kapatıp kucağına koyduğunda bir of çekip gözlerine baktım.
Anlat şimdi baştan Jeongin..
"Ya şimdi şöyle.." Olan biteni Yejiye anlattığımda önce ana kraliçeye karşı çıkmama şaşırmış daha sonra annesinin benim tarafımı tutmasına sevinmiş, en sonunda tartışma konusunu hatırlayınca sinirlenmişti. "...Böyle işte"
"Ne diyeceğimi bilmiyorum Jeongin... Babaannem neden böyle anlayamıyorum. Onun için senden özür dilerim"
Al işte buda özür diliyor. Asıl dilemesi gerek kişinin umurunda olmazken bu abi kardeş neden sürekli özür diliyor?
Elimi 'önemli değil' anlamında sallayıp asıl gelme nedenimi hatırladım. "Onu boşver de sana ne diyeceğim..."
"Hm? Ne diyeceksin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veliaht | Hyunın ✓
Fanfic"Aşkın habercisidir kuşlar, bilmiyor musunuz prens'im?" "Aşk; aptalların uydurduğu en gereksiz duygudur" | HyunIn | | Mpreg |