Yatakta uzanırken odaya giren eşim elinde üzümle gelip yanıma oturdu. Yan yatarak kafamı koluma dayadım ve üzümden bir tane ağzıma atıp güzel tadını zevkle çıkardım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bir üzüm daha alıp eşimin ağzına uzattığımda ağzını kocaman açıp parmaklarımıda ağzına sokarak üzümü ağzına almış parmaklarımı da ıslatmıştı.
"Ya Hyunjin parmaklarımı yalama"
Parmaklarımı onun üstüne silip ağzıma tekrar bir üzüm attığımda yaklaşıp dudağımı uzunca öpüp geri çekildi.
"Böyle daha güzel oluyor tadı. İstersen dene" dudakları arasına bir üzüm koyup bana uzattığında gülüp onu ensesinden tutarak kendime yaklaştırdım.
Önce burnunun ucuna minik bir öpücük bırakıp dudağına geçtim. Üzümü dudaklarımız arasında parçalayıp ikimizde tadını alarak öpüşmeye başladığımızda Hyunjin'e hak vermiştim.
Böyle daha güzel oluyormuş. Hep yapmalıyım.
Öpücüğümüzü kesmemize neden olan karnımda ki küçük sancıydı. Doğum yaklaştığı için bir kaç gündür giren sancılar normal demişti doktor.
"Yine mi sancı?"
Kafamı olumlu anlamda salladığımda elini karnıma yerleştirip bebeğimizle konuşmaya başladı.
"Oğlum babanın canını acıtma doğduğunda sorarım bunun hesabını ona göre"
Omuzuna hafifçe vurdum. "Oğluma kızma döverim seni Hwang Hyunjin"
Küçük bir kahkaha atarak kafasını karnıma koyup yattı. "Biran önce doğsa da sevsek"
"Az kaldı..."
Onun uzun saçlarıyla oynarken telefonu çalmıştı. Kalkıp yatağın kenarında ki komodinin üzerinden telefonunu alıp arayana baktı. Gözlerini devirip ekranı bana çevirdiğinde gülümsedim.
"Ne var Jimin?"
"Olmaz gelemezsin"
"Oğlum burada değil zaten Felix'in yanına gitti"
"Jimin şansını zorlama dayak yiyeceksin"
Her gün olduğu gibi bugünde tartışıp telefonu kapattı. Yeji, Jimine bir şans vermeye karar vermişti. Bu duruma Hyunjin sinirlense bile kardeşinin kararına saygı duyuyordu.
