11

2.9K 181 303
                                    

İnsanlar bazen bir şeyler yaparlardı. Her yapılan şeyin de bir sonucu vardır. Her sonucun da bir bedeli vardı. Bunların hepsinin sonunda da insan ya pişman olurdu ya da öylece yoluna devam ederdi.

Peki ben bunları neden diyordum? Pişman mı olmuştum? Pastayı yediğim için mi? Tadı kötü olsa da hayır pişman değildim. Ama bir şekilde pişman olmuştum çünkü Taehyung çok sinirliydi. Onu kaybetmekten deli gibi korkuyordum. Beni kolumdan tuttuğu gibi arabasının arka koltuğuna kelimenin tam anlamıyla fırlatmış kapıyı kapatıp arkadan yine sinirli bir şekilde gelen Soojin'e ön kapıyı açmış ve onun geçmesini beklemişti. Soojin koltuğa oturunca kapıyı kapatmış ve gözlerime sinirle bakıp sürücü koltuğuna geçmişti.

Arabayı çalıştırıp yola koyulduğumuzda aynadan sinirle gözlerime bakmaya devam etmişti. Korktuğum için başımı yere eğmiştim. Gözlerim dolmuştu. Parmaklarımla oynamaya başladım. Sessizdi herkes. Bu daha çok gerilmeme neden oluyordu.

"Aptal mısın sen?!" Direksiyona vurarak bağıran Taehyung'la yerimden sıçradım.

"Gözlerime bak Jeongguk!" Bağırmaya devam eden Taehyung'la yine yerimden sıçrarken korkuyla başımı kaldırdım. Aynada yine göz göze gelince ateş saçan gözlerini gördüm. Kalbim korkudan hızla güm güm atıyordu.

"Jeongguk senin derdin ne?! Neden sana anlattığım halde pastayı yiyorsun?! Neden nefret ediyorsun Soojin'den?! Hiçbir şey yaptığı da yok Soojin'in! O, sana bir şey yapmadı!" Arka arkaya sıraladığı cümlelerle konuşmadım.

"Cevap ver bana!" Tekrar bağırdığında dolan gözlerimi kırpıştırdım. Ağlayamazdım.

"Yediğim pastanın anlattığın pasta olduğunu bilmiyordum. Onu özel diye başka bir yerde saklarsın sanmıştım. İşten de yeni gelmiştim ve açtım. Yemek istemezdim ama kendimi tutamadım üzgünüm." dedim kısık sesimle.

"Üzgün falan değilsin. Pastayı hatta özellikle yüzüğü yuttuğun için çok mutlusun Jeongguk. O küçük aklından ne geçiyordu? Sen o yüzüğü yutunca Taehyung bana evlenme teklifi etmekten vaz mı geçecekti?" diyen Soojin'le bakışlarım onu buldu.

"Hayır. Ne olursa olsun biz Taehyung'la evleneceğiz ve sen arkada kalan olacaksın. Bundan sonra Taehyung'un seninle görüşmesini istemiyorum." diye devam etti konuşmasına.

Gözlerim irice açılırken bakışlarım Taehyung'u buldu. Hiçbir şey demeden aynadan bana bakıyordu. Ardından bir şey yaptı ve ben onun gözündeki değerimi bir defa daha anladım. Gözlerimin içine bakarak Soojin'in elini tuttu ve öpücük kondurdu eline. Gözlerimi kaçırdım. Başımı eğdiğim an bir damla yaş düşmüştü sol gözümden.

"Merak etme bebeğim şu yüzük olayını atlatalım ben sana yeni bir yüzük alıp daha güzel bir şekilde evlenme teklif edeceğim." Dudaklarımı birbirine bastırdım.

Kısa süre sonra hastaneye ulaşmıştık. Kimseyi beklemeden arabadan indim ama iki adım atamadan Taehyung beni kolumdan tuttu.

"Nereye gidiyorsun küçük şeytan?" dedi sinirle.

"Hastaneye hyung. Hani hastaneye geldik ya." dedim gözlerimi devirerek ve kolumu kurtarıp hastanenin girişinden girdim. Danışmaya gidip kimliğimi uzattım ve "Ben yanlışlıkla yüzük yuttum." dedim. Kadın şokla yüzüme bakıp "Bir saniye acilde olan doktorumuza bakayım." dedi.

Ardından her şey hızlı gelişti. Taehyung ve Soojin arkamda duruyordu, kadın, randevu oluşturup doktorumun adını verdi ve biz de doktorun yanına gittik. Odaya üçümüz girince adam ilk önce şaşırdı. Kendini çabuk toparlayıp "Hasta Jeon Jeongguk?" dedi sorarcasına.

Ağzımı açıp konuşacağım sırada Taehyung kolumdan tutup öne itti beni. "Bu hasta. Sevgilime aldığım yüzüğü yuttu." dedi. Doktor bir Taehyung'un kolumdaki eline bir bana bir de Soojin'e baktı. Tekrar bana dönüp "Burada hastanın konuşmaya başlama yaşını çoktan geçtiği yazıyor ama demek ki bazıları çok geç kalıyor." dedi alayla. Taehyung sertçe kolumu bırakıp "Röntgen çekin, ameliyata alın bir şey yapın ama o yüzüğü alın onun midesinden." dedi doktorun söylediklerini es geçip.

Talking To The Moon ||Taekook||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin