14

2.8K 168 142
                                    

Sabah erkenden uyanmıştım. Artık alışkanlık olmuştu. Çok geç uyusam bile sabah altıda ayaktaydım. Bazen daha erken bile uyanıyordum. Düşünüyordum da eskiden uykuyu çok severdim. Ne zaman böyle olmuştu?

Burukça gülümserken yanımda uyuyan Jimin hyunga baktım. Aynı bir bebek gibi uyuyordu. Yan dönmüştü ve ellerini yanağının altına koymuştu. Zaten dolgun olan dudakları daha da belirgin olmuş öne doğru büzülmüştü. Bir koluyla bana sarılmıştı ama ben yatakta oturunca kolu düşmüştü ve o da elini yanağının altına koymuştu.

Yan tarafıma dönüp komodinin üstünde sürekli yanıp sönen telefonumu aldım. Bir sürü bildirim vardı. Yugyeom haber vermiş olmama rağmen birçok defa aramıştı beni. Sessizce güldüm. Soobin de aramıştı. Seokjin hyung da aramış ve mesaj atmıştı. Bir de Bay Choi'den mesaj vardı. Mesaja baktım.

Bay Choi:

Kovuldun.

Gelme artık işe.

Jeongguk:

Bay Choi, yazık kıyamam size.

Siz beni işten koyduğumuzu mu sanıyorsunuz?

Dün oysaki istifa ettiğimi açıkça belli etmiştim.

Zaten gelmeyecektim işe falan da.

Bay Choi engellendi.

Tanımadığım bir numaranın mesajını gördüm. Bakmadan Seokjin hyung ile olan mesajlaşmama girdim.

Seokjin hyung:

Jeongguk,

Sana ulaşamıyorum bir türlü.

Nasılsın bilmiyorum.

Sorun iş de değil.

Kötüysen istediğin kadar izin kullanabilirsin ama bana haber ver lütfen.

Annenle baban da aramışlar seni.

Onlar da ulaşamamış sana.

Yugyeom iyi olduğunu söyledi ama içim hiç rahat değil.

Taehyung'u aradım ama bana bir şey söylemedi.

Galiba Soojin ile birlikte, rahatsız oldular.

Jeongguk lütfen bana bir cevap yaz minik bebeğim.

Jeongguk:

Hyung.

Seokjin hyung:

JEONGGUK

JEONGGUK

ÇOK MERAK ETTİM SENİ

NEREDESİN

Jeongguk:

Hyung sakin ol lütfen.

Ben iyiyim.

Evdeyim artık.

Seokjin hyung:

Talking To The Moon ||Taekook||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin