Gözlerimi başımdaki şiddetli ağrıyla açtım. Beyaz tavan karşıladı beni. Üstünde yattığım rahatsız edici yatak olmasa odamdayım sanardım.
Başımı çevirdiğimde yatağın yanında başını eline yaslayıp uyumuş olan Yugyeom'u gördüm. Benim yüzümden çok yorulmuştu. Kendimi herkese karşı yük gibi hissediyordum. Elimde değildi bu.
Taehyung ile yaşarken de böyle hissediyordum. Bu yüzden çalışmaya başlamıştım.
Aileme de yük olduğumu hissediyordum. Bu yüzden onlardan bir şey istemezdim kolay kolay. Çekinirdim.
Seokjin hyunga da yük oluyordum. Beni sorgulamadan kafede işe almıştı.
Şimdi de Yugyeom'a yük olmaya başlamıştım.
Keşke dünya üzerinden silinseydim. Ya da asla doğmasaydım. Bunlar asla yaşanmazdı o zaman. Herkes mutlu olurdu.
"Jeongguk uyanmışsın. Neden uyandırmadın beni?" Yugyeom'un konuşmasıyla tekrar ona döndüm.
"Yeni uyandım ben de." dedim kısık çıkan sesimle.
"Bir yerin ağrıyor mu?"
"Başım ağrıyor biraz."
"Tamam ben doktoru çağırayım." dedi ve odadan çıktı.
Ben de örtüyle oynamaya başladım. Acaba Taehyung şu anda ne yapıyordur? Onu düşünmeden edemiyordum. Aşık olduğum adam olduğundan değil biz her şeyimizi beraber yaptığımız içindi bu düşüncelerim. Boşlukta gibi hissediyordum. Bir parçam yok olmuş gibiydi. Bunu en son Jimin hyung yurtdışına çıktığında hissetmiştim çünkü onunla da asla ayrılmazdık.
Jimin hyung demişken acaba gelmiş miydi? Taehyung'la benim kaldığımızı düşündüğü eve giderdi ilk. Taşınınca ona adresi atmıştım. İstemişti benden. Biliyordu adresi. Telefonuma baktım bulabilmek için ama göremedim.
Kapı açıldı ve içeri doktorla birlikte Yugyeom girdi.
"Jeongguk yine karşılaştık." dedi gülümseyerek. İstemsizce gülümsedim ben de.
"Bu defa sadece açlıktan bayılmışsın. Öğünlerine mutlaka dikkat etmelisin. Atlama öğünlerini." diye açıkladı.
"Ben sana yemek ye dedim Jeongguk ama dinlemiyorsun ki beni." Yugyeom'un sitemli sesiyle doktor güldü. Ardından bana dönerek konuşmasına devam etti.
"Arkadaşın bana başının ağrıdğını söyledi ama yere düştüğün için başını çarpmışsın. Normal bu. Geçer birkaç saat içinde."
"Teşekkür ederim." dedim.
"Bu benim işim." dedi gülümseyerek.
Gülümsedim ben de. "Bu arada cam kırıklarının arasına düşmüşsün. Vücudunda ufak tefek çizikler vardı. Pansuman yapıldı. Her gün pansuman yapsan yeterli olacaktır. Reçete yazdım. Kremleri düzenli kullan. Bir de vitamin yazdım. Düzenli kullan onu da." dedi.
"Merak etmeyin ben hep yanında olacağım. İlaçlarını içtiğinden emin olurum. Pansumanı da ben yaparım." dedi Yugyeom.
Doktor genişçe gülümsedi. "Böyle bir arkadaşa sahip olduğun için çok şanslısın Jeongguk." dedi.
Ben de gülümsedim. "Öyleyim." dedim.
Yugyeom utanmıştı. Hemen yanakları kızarmıştı. Çok tatlıydı bu halleri.
"Ne zaman çıkabiliriz?" Konuyu değiştirmek için sorduğu soruyla Doktor Kim kahkaha attı.
"Son bir defa muayene edeyim. Sonra çıkabilirsiniz." dedi.
![](https://img.wattpad.com/cover/241211156-288-k253315.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Talking To The Moon ||Taekook||
FanfictionTaehyung'un evlenmeye karar vermesiyle Jeongguk harekete geçmişti. [text + düz yazı] 16.09.2020-16.09.2022