Hayatım boyunca yaptığım her şeyden pişman olmuştum. Doğduğum için pişmandım, abimle aram iyi değil diye pişmandım, Jimin'le arkadaş olduğum için pişmandım, Jeongguk'a çok fazla değer verdiğim için pişmandım? Jeongguk'a bunları yaşattığım için pişmandım.
Evet bundan bile pişmandım.
Jeongguk'u sevdiğim için asla pişman değildim ama. Ben kendimi bildim bileli onu seviyordum. Aramızda sadece iki yaş vardı. Bebekliğini hatırlamıyordum ama annem anlatırdı hep. Sonunda abi olacağım diye sevinip duruyormuşum. Jeongguk doğduğu zaman da asla yanından ayrılmamışım.
Jeongguk çok güzel biriydi. Gözlerinde her zaman yıldızları taşırdı. Aramızda da her zaman farklı bir bağ olmuştur.
Ben okula başladığımda ayrılmıştık. Annemlere yalvarmıştım Jeongguk ile okula başlamak için geç yazılmayı ama kabul etmediler asla.
Okulda Jimin ile tanışmıştım. O çok iyi biriydi. Melek gibi biriydi. Herkes onu seviyordu.
Sonra Jimin ve Jeongguk'u tanıştırmıştım. Anında kaynaşmış ve arkadaş olmuşlardı.
Sonra onlar birkaç defa bensiz buluşmuşlardı. Bir gün Jimin okula gelmemişti. Jeongguk'a da ulaşamamıştım. Zaten o daha okula başlamamıştı. Tek başımaydım okulda.
İşte okulda zorbalık görmeye o gün başlamıştım.
Hatta birkaç büyük sınıf hırpalamıştı o gün beni. Eve gitmiştim ve Jeongguk ile Jimin'in oyun oynadığını, eğlendiğini görmüştüm.
Ben çok üzülmüştüm. Akıllarına gelmemiştim asla. Onlara gözükmeden evime gitmiştim. Onlar yanıma akşam gelmişlerdi ama kimseyi odama kabul etmemiştim ben.
Bir hafta okula gitmemiştim. Kimseyle konuşmamıştım. Annem yaralarımı görünce çok korkmuştu. Onu tembihlemiştim. Jimin ve Jeongguk asla bilmemişti.
Biz hep üçümüz gezerdik ama Jimin ve Jeongguk daha çok birlikteydi.
Jeongguk okula başladığında da üçümüzdük. Okulda hep birlikteydik. Onlar yine ara ara beni unutup gezerlerdi.
Ben galiba hep silik biriydim. En yakın arkadaşlarım bile beni unutuyordu.
Onların okula gelmediği bir gün yine tek başımaydım. Yine büyük sınıflar gelmişti ve beni kıstırıp bütün paramı elimden almışlardı. Ben 12 yaşındaydım o zamanlar. Gücüm yetmezdi ki kimseye.
Aç kalmıştım o gün.
Yanımda Jimin ve Jeongguk olduğunda kimse bana bir şey yapmazdı. Onlar okulda çok sevilirdi. Jeongguk ve Jimin çok sevimliydi. Çok güzellerdi. Melek gibiydi ikisi de. Büyüdükçe de güzelleşiyorlardı.
Biz liseye geçtiğimizde de üçümüz birlikteydik hep. Jeongguk'la daha çok yakındık. Ben liseye geçince zorbalıkların hepsi bitecek sanıyordum. Başka arkadaşlarım olacak sanıyordum. Jeongguk ve Jimin tüm okulla arkadaştı ama kimse benimle arkadaş olmamıştı ki.
Yanımda Jimin ve Jeongguk varken bana farklı davranırlardı. Onlar yoksa hepsi tarafından zorbalığa uğrardım.
Bir gün biri beni sıkıştırmıştı. Çok güzel olduğumu söylemişti. Erkekler güzel olamazmış. Kurtulmaya çalıştım ama olmadı. Çok korkuyordum. Jimin ve Jeongguk yine okulda değildi. Yine birliktelerdi. Ben yoktum aralarında.
O gün tecavüze uğrayacağımı sanmıştım. Biri beni kurtarmıştı o gün. Kim olduğunu bilmiyordum o zamanlar. Çok zaman geçmişti. Kim olduğunu öğrenmiştim sonra. Yoongi hyung o zaman beni kurtarmış. Bir daha da karşıma çıkmamıştı. Yoongi hyung benim iyilik perimdi. Beni koruyup kolluyordu hep.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Talking To The Moon ||Taekook||
FanfictionTaehyung'un evlenmeye karar vermesiyle Jeongguk harekete geçmişti. [text + düz yazı] 16.09.2020-16.09.2022