3.Bölüm

2.1K 246 187
                                    

Önceki bölüm

Nian zhen, yoğun parlaklık yüzünden gözlerini, elleri ile kapatmak zorunda kalmıştı. Çünkü acımaya başlamıştı. Parlaklığın azaldığını hissettiği anda gözlerini açtı..

Bu da ne?!
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Nian zhen'in önünde kristal bir çiçek vardı. Üstünde yıldız tozları var gibiydi. Çok güzel ve kırılgan görünüyordu. Bu izbe ve karanlık yerde saf bir ışık ve güzellik yayıyordu.

Nian zhen'in gözleri kamaşmıştı. Hiç böyle bir çiçek görmemişti. Nereden gelmişti?!

Nian zhen, elleri ile narince çiçeği aldı avuçlarında incelemeye başladı. Çiçeğin tam ortasında minicik bir çocuk vardı. En fazla 2-3 cm civarıydı ve gerçekten de küçüktü. Bir göbek kordonu ile çiçeğe bağlanmıştı.

Nian zhen, bu ufak çocuğu gördüğünde şaşkınlıktan dili tutuldu. Saf beyaz bir cildi vardı. Çiçeğin üstünde ki yıldız tozları, çocuğun yüzünde ve vücudunda çil olarak dağılmıştı. Beyaz saçları vardı. Çocuk çıplaktı ve baş parmağı ağzında uyuyordu. Fazlasıyla güzel ve saf görünüyordu.

Nian zhen, sayısız güzel görmüş olsa da bu küçük çocuk, gördüğü herkesten çok daha güzeldi. Çillerin, birine bu kadar yakıştığını ilk defa görmüştü. Bir anda kalbi tekledi. Şaşkınlıkla ve hayranlıkla bakıyordu.

Normalde çiller, bir kusur olarak kabul edilirdi. Fakat yıldız tozu gibi dağılmış çiller, çocuğun saf beyaz teninde harika duruyordu.

Nian zhen, bu çocuğun ya da çiçeğin ne olduğunu bilmese de kesinlikle göze çok hoş gelmişti. Hatta, ondan daha güzel bir şey yok gibiydi.  Hayranlık duymadan edemedi. Kim baksa aynı şeyi düşünürdü.

YN:Aslında çil eklemeyecektim ama böylesi daha çok hoşuma gitti. Sizce yakışmış mı?!

Nian zhen, çiçeği tek eline aldı ve diğer eli ile de nazikçe uyuyan çocuğu dürttü. Gerçek olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. Çünkü gerçekte olamayacak kadar güzel ve göz alıcıydı.

Çocuk, rahatsız olmuş gibi kaşlarını çattı ve diğer tarafa dönüp uyumaya devam etti.

Nian zhen, çocuğun tatlılığına ve güzelliğine karşı ne diyeceğini bilemedi. Gözleri büyümüştü ve şaşkınlıktan ağzı açılmıştı. Çok narin duruyordu. Üflese, onu öldürürdü sanki.

Nian zhen, bu ufak şeye zarar vermek istemedi. Önünde ortaya çıktığına göre artık bu şey, ona aitti.! İlk gören alır hesabıydı.

YN: Hop dur bakalım! O zaman benim almam lazım birader!🤨

Nian zhen, merakla bir kez daha dürttü. Uyandıracak ve ne olduğunu soracaktı. Acaba konuşabilir miydi?!

Çocuk, bir kez daha döndü ve uzandığı yerden yavaşça kalktı. Eli ile gözlerini ovuşturdu ve mahmur bir şekilde baktı. Nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Bu çocuk, Ruan ji Lijuan idi.

Ruan ji Lijuan, uyandıktan sonra başını kaldırdığında kendisine bakan kocaman bir göz gördü ve korkuyla çığlık attıp ağlamaya başladı.

-Ayy!! Ühü..ühü...

O neredeydi?! Kendisi mi küçülmüştü yoksa bu kişi mi devasaydı?! Gözünde bir dev gibiydi. Bir anda, kendisine bakan adamın üstünün kan olduğunu gördü ve göz yaşları iyice şiddetlendi. Titremeye başladı. O nereye düşmüştü?! Korkuyordu! Bu kişi bir şeytan mıydı?!

Ruan ji Lijuan'ın gözlerinden sicim gibi yaşlar dökülüyordu. Çok korktuğu belliydi.

Nian zhen, çocuğun gözlerini gördüğünde de çok şaşırmıştı. Beyaz gözlerde sanki yıldızlar varmış gibi ışıl ışıldı. Donuk bir beyaz değildi.

Like a Flower [BL] [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin