Önceki bölüm
Nian Hai, bir çok madde saydıktan sonra kendisini dikkatli dinleyen Nian Zhen'e yüzünde bir gülümseme ile baktı.
.
.
.
.
.
.
.
.
Nian zhen, bir süre daha babası ile oturduktan sonra hazırlanmak için odasına geri döndü. Hala uyuyan Ruan Ji Lijuan için ona uyacak bir kaç kıyafet aldı ve bir keseye koydu. Sonra bir kaç eşya aldı ve en sonra nazikçe Ruan ji Lijuan'ı yanına aldı.Nian zhen, bu sefer göğsüne atmamıştı. Rahatsız olmasından korkuyordu. Bu yüzden kafasına yerleştirdi. Neredeyse hiçbir ağırlığı yok gibiydi. Oldukça tatlıydı. Büyümesini izlemekten zevk alıyordu. Uyanınca yanında yürüyebilirdi.
Aynı gece, Nian zhen, hemen ayrıldı ve Beyaz şehre doğru yolculuğuna başladı.
Nian zhen, temiz beyaz bir kıyafetler giymiş ve saçını da açık bırakmıştı. Beline altın ipek bir kemer takmış ve eline de beyaz bir yelpaze almıştı. sakin ve yakışıklı görünüyordu. Tek tuhaf olan şey kafasında ki Ruan Ji Lijuan idi.
Kırmızı Bulut şehri ile Beyaz şehir arasındaki mesafe birkaç bin kilometre felandı. Aralarında sadece dağlar yoktu, ayrıca Gökyüzü şehri adında bir şehir de vardı. Gökyüzü şehri, Kırmızı bulut şehrine benziyordu.
Zaman yavaşça geçti..
Güneş doğmuştu. Ruan Ji Lijuan, uyanmış biraz daha büyümüştü. Şu anda 43 cm'di. Nian zhen ile konuşmamış ve görünmez olmayı tercih etmişti. Yanında sessizce ilerliyordu.
Nian Zhen Gökyüzü şehrine iki gün boyunca tuhaf bir sessizlikle yolculuk yapmıştı. Ne zaman Ruan Ji Lijuan ile konuşmak istese tek bir cevap almıştı.
-" Kes sesini, seninle konuşmak istemiyorum."
Nian zhen, bu cevabı birkaç kez aldıktan sonra üzgün bir şekilde başını sallamış ve bir şey dememişti. Hatalı olduğunu biliyordu fakat kolayca vaz geçen biri değildi. Elbette aralarında ki buz dağını eritecekti.
Nian zhen, Beyaz Şehir'e ulaşmak istiyorsa, Gökyüzü şehrinin içinden geçmesi gerekiyordu.
Nian Zhen, Gökyüzü Şehrine girdi fakat etrafa bakma zahmetine bile girmedi. Kırmızı Bulut şehrine benzeyen bir şehirle ilgilenmiyordu. Zaten burada ihtiyacı olan hiçbir şeyi bulamayacaktı. Bu yüzden sessizce ilerlemeye karar verdi.
Gökyüzü şehrinin diğer tarafında, şehir girişine yakın büyük bir meydan vardı. Bu meydanda özellikle sabahları çok insan olurdu. Bugün burada her zamankinden daha fazla insan toplanmıştı.
-Paralı Asker Meydanı!
Meydanın kenarına yakın, on metre yüksekliğindeki pürüzsüz bir taşın üzerine Üç kırmızı kelime yazılmıştı. Gruplar, farklı türde ahşap at arabalarla birlikte meydanın etrafında duruyordu. Bazıları ağır bir şekilde kamufle edilmişti ve araba gizleniyordu meydanın içinde.
Nian Zhen, otuzlu yaşlarında görünen bir adama sordu. Dokuzuncu seviye bir Qi Toplama aleminde olan adam, kaslı vücudunu göstererek gitti.
Nian zhen, kalabalıktan birine merakla sordu.
-Kardeşim, bu Paralı Asker Meydanının amacı nedir?
Adam, küçümseme ile baktı ve konuşurken Nian Zhen'in kaybolması için elini salladı.
-Ne ?! Paralı Asker Meydanı'nın ne işe yaradığını bilmiyor musun? Benimle şaka mı yapıyorsun, kaybol buradan!
Nian Zhen gözlerini devirdi. Gökyüzü şehrini ilk ziyaretiydi. Elbette şehrin genel işleyişi hakkında bilgisi yoktu.
![](https://img.wattpad.com/cover/275075022-288-k272332.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Like a Flower [BL] [Tamamlandı]
FantasíaRuan Ji Lijuan, kitap okumayı seven genç bir adamdı. İsmi her ne kadar kadınsı olsa da görünüşü değildi. Buna rağmen karakteri, ismi ile uyuşuyordu. Ruan Ji Lijuan, okumayı abarttığı bir zamanda yorgunluk yüzünden ölür ve kendisini bir çiçek olarak...