hellö öncelikle nasılsınız canlarım
leylak, bu kitapla bağlantılı olacak bakmanızı öneririm :)
ve oy atmayıp yorum yapmayınca üzülüyorum, yazasım gelmiyor :( oy ve yorum atmayı unutmayın..
***
Üzerimdeki hırkayı elime alıp önümdeki kayalarda dikkatlice yürüdüm.
"Cam kırıkları var dikkat et."
Önümdeki taşların üzerine hırkamı bırakıp üzerine oturdum. Dağra yan tarafıma oturup dizlerini kendine çekip kollarını dizlerinin üzerine koydu.
"İrem," Derin bir nefes aldı. "Bugün balkonda İlke'yle konuştuklarınızı duydum."
"Fark ettim." dedim yüzümü Dağra'ya dönerken. "Bağrışmalarınızı duydum. İlke kimseyle konuşmuyordum dedi ama farkındaydım."
"Özür dilerim."
"Dileme." dedim sinirle. "Dileme. Özür dilenecek bir şey yapma. Bir şey yaptıysan da arkasında dur. Dileme özür."
Derin bir nefes alıp yüzünü bana döndürdü. Gözlerimin içine baktı.
"Geçen sefer buraya geldiğimizde sana anlatmıştım." Elinin birini elimin üzerine koydu. "Korkuyordum İrem. Ben de çocuktum daha. 19 yaşındaydım belki ama çocuktum. Sevgimden korktum, seni kaybetmekten korktum, insanların ne düşündüğünü ya da ne söyleyeceklerini duymaktan korktum. Kimseye söyleyemedim. Herkes farkındaydı ama benim seni sevdiğimi dile getirecek cesaretim yoktu. Sercan'la bile bir sene öncesine kadar konuşamadım."
"O gün konuşacaktık."
"Evet konuşacaktık ama ben senin ne diyeceğini duymaktan çok korkuyordum. Senden biz abi kardeş gibi büyüdük nasıl bana o gözle bakarsını duymak bana nefes aldırmazdı."
"Dağra birkaç saat içinde yok oldun. Tozun bile kalmadı. Sema Teyze'nin neler yaşadığını bilmiyorsun burada. Doruk'un, İlke'nin, Ceren'in, Zehra'nın... benim. Arkanda nasıl bir enkaz bıraktığını bilmeden bir anda çekip gittin. Herkes seni aradı."
"Sen hariç herkes."
Alayla güldüm.
"İnanmıyordum çünkü gittiğine. Bana söz vermiştin. Akşam konuşacağız demiştin. Ben seni bekledim. Tüm akşam, tüm gece seni bekledim. Gelip beni alacaksın, konuşacağız diye. İnanmadım gittiğine. Zehra ağlıyordu yanımda gittin diye. Gitmedi gelecek şimdi diyordum sadece söz verdi bana Dağra gelecek şimdi. Gelmedin Dağra. Söz verdin ve gelmedin."
"İrem-"
"Gelseydin sana seni sevdiğimi söyleyecektim. Demiştin ya bana Ankara'dan dönüp annemle yeni bir sayfa açtığımızdan beri sen varsın hayatımda diye ben aklım erdiğinden beri seninleydim. Önceleri sadece yazları sonra hep. İlkokulda, ortaokulda hep sen vardın yanımda ama sen benim için hiçbir zaman Doruk gibi olmadın. Hatırlıyor musun? Lisedeyken Doruk bizden uzaklaşmıştı. Çocuk kalıyorduk onun için o liseliydi biz ortaokullu... Takılmıyordu bizimle kendi yaşıtları ile takılıyordu ama sen hep bizimleydin. Bizimle çocuk oluyordun, seninle büyük oluyorduk... Sen hep bizimleydin, kendini soyutlamadın, bizi dışlamadın... Ben annem bana masal anlattığında prensi hep sen gibi düşünürdüm. Hep sana benzerdi hayalimdeki prens. Sen hep içime işlemiştin Dağra."
"Seni seviyorum."
"Sevme beni Dağra. Çünkü seni sevm-"
Dağra'nın dudaklarını dudaklarımda hissettiğimde dondum. Yavaşça bir buse kondurup geri çekti kendini. Sımsıkı yumduğum gözümü açamadım. Bir küçük buse daha ardından... Bir küçük buse daha.